ÖMRÜM SENİ SEVMEKLE NİHAYET BULACAKTIR

Tarih: 18 Ocak 1992. Asım Bey aniden hastalandı. Suzan Hanım; evlendikleri günden beri, tek bir ciddi rahatsızlığına dahi şahit olmamıştı onun. Bir korku sardı içini. Bildiği her şeyi defalarca denedikten sonra çaresiz oturdu başucuna ve elini sımsıkı avuçlarına aldı. 

Dün Yesari Asım Arsoy ve Heybeli’yi yazmıştım. Dostum, arkadaşım Vahap Kokulu tek cümlelik bir yorum yapmış, “Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır.” Beni sevdiğini mi ima etmişti, yoksa, “Bu hikaye bu kadar değil, tamamla,”mı demek istemişti bilemedim. Vahap Bey musikiyle yaşayan bir insan. İşi şansa da bırakmak istemedim.

Tarih: 18 Ocak 1992. Asım Bey aniden hastalandı. Suzan Hanım; evlendikleri günden beri, tek bir ciddi rahatsızlığına dahi şahit olmamıştı onun. Bir korku sardı içini. Bildiği her şeyi defalarca denedikten sonra çaresiz oturdu başucuna ve elini sımsıkı avuçlarına aldı.   

Tanıştıklarında Asım Bey 27 yaşındaydı; Suzan Hanım ise de 17 yaşında gencecik bir kız. Bir yaz akşamı, Büyükada'da bir çay bahçesinde tanışmışlardı. İlk görüşte büyülenmişti Suzan Hanım. Asım Bey, bir hafta sonra yine aynı çay bahçesine gelince anlamıştı onun da kendisine gönül verdiğini. 

Yahudi olması Suzan Hanım için de sıkıntıydı ama asıl büyük engel Asım Bey’in ailesi idi. Babası hafız olmasını istiyordu ama onun gönlündeki aşk musiki idi. Bir de aile
"Büyük Türkoğulları" unvanıyla anılıyordu. Bir akşam konuyu babasına açtı ama bu kadar sert bir tepkiyi kendisi bile beklemiyordu. Uzun süre Suzan'dan bir daha bahsetmedi.  

Yine de, kışın İstanbul'da, yazın Büyükada'da  görüşmeye devam ettiler. Bir gece sinirlenip udunu kıran babasının zamanla musiki konusunda yumuşadığı gibi, bu konuda da yumuşayacağını ümit ediyordu, Asım Bey. Ama nafile.

Artık, Suzan Hanım otuzlarını, Asım Bey ise kırklarını aşmıştı. Gün geldi, Ömer Lütfü Bey, Hakkın rahmetine kavuştu. Ailenin reisi şimdi amca Mahmut Remzi Bey idi.

Bir gün, konuyu amcasına açtı. Ama amcası, “Hayır,” dedi. Çünkü babasının vasiyeti böyleydi. Bunun anlamı Suzan'sız bir ömür demekti ve içi kan ağlayarak, onunla görüşmeyi tamamen kesti. Suzan’ın kendisini beklemekten vazgeçmediğini görünce ailesinin zoruyla  bir evlilik yaptı.

Artık beste de yapamıyordu. Bunalmıştı. “Bir kişilik yalnızlık, iki kişilik yalnızlıktan iyidir,” diye düşünerek, hiç olmazsa uduyla dertleşebilmek için evliliğini noktaladı. Artık tüm vaktini uduyla geçiriyor, birbiri ardınca besteler yapıyordu.  

Bir gün, dönemin ünlü güfte yazarları Fitnat Hanım'la dertleşirken, Suzan Hanım’dan bahsetti. Çok duygulanmıştı Fitnat Hanım, "Nereye kadar Asım Bey, Vazgeçin bu sevdadan,dedi. Ama Asım Bey’in  cevabı Fıtnat Hanım’ı sarstı: "Bizim gönlümüz yazboz tahtası değildir, biz bir insanı gönlümüze ya hiç yazmayız, yazarsak da bir daha silmeyiz." 

Geceyi gözyaşlarıyla geçirdi, Fitnat Hanım. Ertesi sabah   elinde dört mısradan oluşan alevden bir güfte vardı.

Birkaç gün sonra, Asım Bey, elinde udu, aklında yeni bestesiyle Ada vapurundaydı. Yıllar sonra Ada'ya geliyordu. Fısıltı gazetesi birkaç dakika içinde haberi Suzan Hanım'a ulaştırmıştı. Suzan Hanım'ın eli ayağı birbirine dolaşmıştı. Akşam üzeri   deniz kıyısında, çamların altında buluştular. Artık baş başaydılar. Asım Bey'in elinde udu ve yüreğinde yılların pişmanlığı vardı. Usulca uduna uzandı. Onun sesini yıllardır plaklardan dinleyen ve artık bu ana dair tüm ümidini kaybeden Suzan Hanım yaşadıklarına inanamıyordu.

Halbuki bütün bu yıllar boyunca Asım Bey'in bestelerinde kendisinin de yaşadığını düşünürdü hep. Asım Bey, "Biz Heybeli'de her gece mehtaba çıkardık,” dedikçe o da kendisini o sandallarda hayal eder ve "Uçsun Ada'dan gönlüme sînendeki gamlar," diye mırıldanır, "Adalar'dan bir yar gelir bizlere," sözlerini duydukça, o yârin kendisi olduğuna inanırdı.

Bunların hiç birini çalmadı Asım Bey. Suzan Hanım’ın ilk defa duyacağı bir şarkıyı söyleyecekti:   

"Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır.
Yalnız senin aşkın ile ruhum solacaktır.
Son darbe-i kalbim yine ismin olacaktır.
Yalnız senin aşkın ile ruhum solacaktır."

Dil'deki o geceden sonra şarkı plaklarda okunmaya başladı. Dinleyenlerden biri de Amca Mahmut Remzi Bey’di. O an anlamıştı notalardaki ızdırabı. Buna rağmen ancak vefat ederken evliliğe onay verdi ve nihayet o yıl, yani tanışmalarının üzerinden tam elli sene geçtikten sonra Suzan Hanım ve Asım Bey evlenebildiler.

Bütün bunlar bir bir gözünün önünden geçti Suzan Hanım’ın.   Asım Bey’in yüzü gittikçe soluklaşıyor, elleri soğuyordu. Suzan hanım şimdi o şiiri okumadığına pişmandı. Birden, hayatının en önemli sırrını açıklayacakmış gibi, “Asım,” dedi. Asım Bey, son bir gayretle kafasını hafifçe Suzan Hanım'a çevirdi. Avuçlarındaki eli sıkı sıkıya saran Suzan Hanım,   Asım Bey'in kulağına eğilerek okumaya başladı:

"Ömrüm seni sevmekle nihâyet bulacaktır.

Yalnız senin aşkın ile ruhum solacaktır.

Bin canı feda eylesem azdır sana billâh.

Hayfa ki ecel sadece bir can alacaktır.

Mecnun seni, Leylâ beni kıskansa aceb mi,

Efsane-i aşkım ile dünya dolacaktır?

Yıllarca bu yollarda kalan gözlerim elbet,

Son uykuya sensiz sana hasret dalacaktır.

Etmez ise kısmet yüce Rabbim seni bir gün,

Ta mahşere dek gökte şu feryat kalacaktır.

Son darbe-i kalbim yine ismin olacaktır.

Yalnız senin aşkın ile ruhum solacaktır.

Bunlar, Asım Bey'in dünyada duyduğu son sözlerdi.  Dilinden dökülen son söz ise iki heceydi.
"Suzan!”

 

ESKİ AŞKLAR İŞTE BÖYLEYDİ, DİYEMİYORUM.

 

  • KİM BİLİR BELKİ YENİLERİ DE VARDIR.

 


İfral TURGUT

9.07.2025 18:31:00

YAZARLAR


ADANA’DAN 5 VEKİL TBMM’DE KOMİAYONLARDA GÖREV ALMADI

BULUT SİLİVRİ CEZAEVİNDE

SEYHAN’A “BESLENME DOSTU İŞ YERİ SERTİFİKASI”

AK PARTİ’NİN 3’LÜSÜ

SİLİVRİ’DEN 2 PAYLAŞIM

ZEYDAN KARALAR GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILDI

SİLİVRİ CEZAEVİNDEKİ KARALAR’A ZİYARET

ADANA’DA ZEYDAN KARALAR’A ÖZGÜRLİK MİTİNGİ

"ALNIMIZ AK, VEREMEYECEĞİMİZ HESAP YOK"

"KARALAR’IN HUKUKSUZ ŞEKİLDE TUTUKLANMASINI ŞİDDETLE KINIYORUZ"

ADANA’DA 15 TEMMUZ FOTOĞRAF SERGİSİ

KARALAR’IN TUTUKLANMADAN ÖNCEKİ SON İFADESİ

BULUT: ADANA HALKININ İRADESİ GASP EDİLEMEZ!

ŞEVKİN'DEN ABB BAŞKANI KARALAR’IN TUTUKLANMASINA TEPKİ

SON DAKİKA...ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI ZEYDAN KARALAR TUTUKLANDI!

“HALKIN HABER ALMA HAKKINI ENGELLEMEKTEN VAZGEÇİN!”

ABB BAŞKANI ZEYDAN KARALAR İÇİN KARAR BEKLENİYOR