Yaşantımızla, düşüncemizle, dinimizle, kültürümüzle.
Evet, kendimizi kötü hissettik birden belki, ama gerçek bu.
Medeni dünyada, vatandaşının ödediği vergilerle hangi siyasetçi, hangi belediye başkanı kendi resimlerini dev afişlere bastırıp, hizmetlerini, yaptıklarını, ve bunları yapmaları için kendilerine seçimlerde destek olup, görev vermiş halka karşı medya yoluyla “algı” oluşturur?
Ben yol yaptım diyebilir mi belediye başkanı?
Ben işçinin maaşını ödedim diyebilir mi bir belediye başkanı?
Ben yeşil alan, park yaptım diyebilir mi bir belediye başkanı?
Medeni bir ülkede iseniz, hayır diyemez!
D İ Y E M E Z !!!
Ortadoğuda iseniz dersiniz!
Herhangi bir ortadoğu ülkesinde iseniz, nasıl ki her gün patlayan bombalar, öldürülen insanlar, işkenceler, hukuksuzluklar size normal gelirse, siyasetçinin etik olmayan davranışlarıda size normal gelir.
Tıpkı Katar, Suudi Arabistan, Mısır gibi.
Ortadoğulu siyasetçi ya darbeyle gelir-gider ya da ecelle(!) gider.
Ortadoğulu siyasetçi pişkindir.
Ve ortadoğuda siyasetçi olmak sizi zengin yapar. Siyasetçiler hep bir yüzükle gelir iktidara ve de hep zengin ölürler, halkının aksine!
Ortadoğulu siyasetçi dini kullanmayı sever, ırkçılığı sever, bilimi, egitimi, hukuku, özgürlüğü, eşitliği, liyakatı asla sevmez. Medeniyetle ilgili hiç birşeyi sevmez, sevemez.
Hadsizdir, cahildir, egosu yüksektir.
Makam arabalarını sever, halkın arasında yürümeyi sevmez, hatta korkar, korumasız gezmekten...
Anladınız mı, Avrupa Birliğinin bizi niye kabul etmediğini!
Biz Irak’la Suriye ile entegre olmayı kabul edermiyiz sizce, eşit statüte mesela?
