Özgür Özel, 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağını, 2 Mayıs’ta da Beştepe’ye çıkacağını söyledi. Herkesin kendine ait bir düşüncesi, beklentisi var. Herkes Özgür Özel’den kendi aklındakini ve hemen yapmasını istiyor. Bunun mümkün olmadığını, hatta haksızlık olduğunu düşünüyorum. Elbette devlet işlerinde, yeterince bilgi sahibi olmayanların, kendi fikirlerine katılmayanlara, “Yanlış düşünüyorsun,” muamelesi yapmaması lazım. Ben Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı ile görüşmeden, bir sürü çalışma arkadaşıyla, yüzlerce parametreyi gözden geçirdikten sonra, belli bir plan ve strateji ile yola çıktığına inanıyorum.
Ama…İsterseniz işin “ama”sını yazının sonuna bırakalım. Önce iki anekdot:
II-Bir gün malum zevat Çankaya Sofrasında sohbet ediyorlar. Soru şu: Osmanlı, saltanatı süresince, kaç yıl barış yüzü görmüştür?
Herkes fikrini söylüyor ama biz İnönü’nün cevabına bakalım. İnönü bir kağıda sırayla;
Diyor ki Falih Rıfkı, ”Böyle bir imtihanı, pek az tarih hocasının geçebileceğini tahmin ediyorum. Çünkü İsmet Paşa, saltanatın kaldırılması gibi bir mesele olunca, onun bütün tarihini bilmeli idi. İnkılapların daima en iyi esbab-ı mucibesi onun kafasından doğardı.” Ve ekliyor,” Atatürk’ün, İsmet Paşa üzerinde karar kılması, onun devrim davasına en az onun kadar inanan bir fikir adamı olması idi. Atatürk teferruatla uğraşmaz, işi liyakatli insanlara teslim ederdi. Bu yüzden hükumeti İsmet Paşa’ya, orduyu, Fevzi Paşa’ya emanet etmişti,”
II-İnönü, İtalya’ya resmi bir ziyaret yapacaktır. Atatürk İnönü’ye der ki, “Sen Türkiye’nin başvekilisin. Mussolini de resmen İtalya’nın başvekilidir. Arada hiçbir fark tanımayacaksınız.”
İtalyanların belirlediği protokole göre, Mussolini istasyona gelmeyecektir. İnönü Roma’da yerleşince, karşılıklı ziyaretler yapılacaktır. Türk heyeti, eğer program değişmezse, yarı yoldan memlekete dönüleceğini, İtalyanlara haber verir. İtalyanlar telaşlanır
Roma’ya varıldığında, İtalyan Başvekili Mussolini, sırtında Jaketatayı ve başında silindir şapkası ile Türkiye Başvekilini beklemektedir,
DEMEK İSTİYORUM Kİ,
Ben Beştepe görüşmesinden hiçbir olumlu sonuç, memleketin hayrına hiçbir somut karar çıkacağına inanmıyorum.
Sayın Özel, siz oraya evinizden kalkıp gitmiyorsunuz. Yola çıkmak üzere kalktığınız koltuk, Atatürk’ün, İnönü’nün şereflendirdiği koltuktur. Dönüşünüzde asla o koltuğu küçük düşürecek, başımızı öne eğdirecek bir şey yapmamış olmalısınız
SİZDEN,