Şilili sosyalist şair. Demiryolu işçisi bir baba ve öğretmen bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
13 yaşındayken yerel gazetelere makaleler göndermeye başladı.1920'de bir edebiyat dergisinde "Pablo Neruda" adıyla yazmaya başladı. 1923 yılında ilk kitabı yayınlandı. Şiirler yazdı, ve pek çok dile çevrildi. Bir yandan da Üniversitede Fransızca ve pedagoji okudu.
1927-1935 arası elçi olarak, Burma, Seylan, Java, Singapur, Buenos Aires, Barselona ve Madrid'te görev yaptı. 1945'te senatör seçildi ve Şili Komünist Partisi'ne katıldı. 1947'de Başkan González Videla'nın madencilere uyguladığı baskıyı protesto ettiği için, 2 yıl kendi ülkesinde kaçak yaşadı.
1970 yılında Şili başkanlığına aday gösterildi, ama o Salvador Allende'yi destekledi. Allende seçilince Neruda'yı Fransa elçisi olarak görevlendirdi.
1971 yılında edebiyat dalında Nobel Ödülü aldı. 1972 yılında sağlık sorunları nedeniyle elçilik görevini bırakarak Şili'ye döndü.
Prostat kanseri olan olmuştu. 1973'te, General Pinochet'yi iktidara getiren darbenin ardından yaşanan kaos sırasında öldü
2013 yılında ölüm nedeninin belirlenmesi için cesedi mezardan çıkarıldı ama kemiklerinde herhangi bir toksik madde ya da zehire rastlanmadı. Ailesi ve şoförü tatmin olmamıştı. Daha derin soruşturma istediler
Şili hükümeti Neruda'nın ölümünden "üçüncü bir tarafın sorumlu olmasının kuvvetle muhtemel" olduğunu açıkladı. Uluslararası bilim insanlarından oluşan bir ekip Neruda'nın kanser ya da yetersiz beslenmeden ölmediğini tespit ederek, resmi ölüm nedenini reddetti ancak neden öldüğünü de söylemedi. Şoförü inatla, onlarca yıldır zehirlendiğini savunuyordu.
Resmi ölüm nedeninin devrilen başkanla yakınlığı nedeniyle hastanede zehirlenerek öldürüldüğünden bahsetmeye başladı ama kesin bir kanıt yoktu.
Nihayet Neruda'nın bedeni mezardan mezarından bir kez daha çıkarıldı. Mc Master ve Kopenhag Üniversitesi uzmanları, Neruda’nın dişlerinde kasları ve sinir sisteminde felce yol açan bir nörotoksin olan Clostridium botulinum'un varlığını ortaya koydu.
Niyetim bir şairin ölüm raporunu açıklamak değil. Demek istediğim şu: Bilim ve teknoloji çağında yaşıyoruz. Hastalığı da cinayeti de, faillerini de sonsuza kadar saklamak mümkün değil. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin gerçekler er-geç ortaya çıkıyor ama insanlar da her şeyi öbür dünyaya havale eden faillerin,