İki odalıydı nenemin evi.
Önünde genişçe sofası olan üstteki odaya, her basamağa adım atıldığında gıcırdayan ahşap bir merdivenle çıkılırdı.
Ama ben, nenemin hafta sonları yüklükten yatak indirip ahşap zemine serip beni yatırdığı alçak tavanlı alttaki odayı severdim.
Toprak damlı evin ince, kahverengi tuğlalarla örülmüş duvarları oldukça kalındı.
Odanın küçük ve derin bir penceresi vardı.
Pencere boşluğuna oturup, içinde bir tek ağacın olduğu avuç içi büyüklüğündeki bahçeye bakardım.
Ağaca bakardım aslında.
Öylesine masum bir duruşu vardı ki ağacın.
Ve kuşlar konardı dallarına.
Kuşlara bakardım.
İstediğin ağaca ve istediğin dala konmaktı özgürlük.
Onu anladım pencerenin içinde uslu uslu otururken.
Bugün Kayalıbağ mahallesinin 26034 nolu sokağından geçerken bu pencereyi gördüm.
Pencerenin icinde bir çocuk oturmuş dalgın gözlerle karşıdaki ağaca bakıyordu.
Birden irkildim.
Içerden nenemin sesi gelyordu.
"Aydın, hadi uykuya."
Aydın Sihay
.----------------------------------------------------
Adana