Metin Külünk adlı zat, 2018’de pişirdiği bir yemeği, yedi sene sonra ısıtıp yeniden önümüze koydu. Gerçi Külünk bu yemeği gerçekten kendi mi pişirdi, yoksa başkasının mutfağından mı aşırdı bilmiyorum. Ama hep aynı sözleri tekrarladığına göre repertuarı bir hayli dar.
Yazıya başlamadan önce merak ettim “külünk” nedir diye. Gördüm ki sanki soy adını bilinçli olarak almış. Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre külünk;
İster kazma, ister kül kovası olsun, Külünk sözlerinin saçmalığını idrak edemeyecek kadar cahil bir canlı olmamalı. Çünkü 24, 25 ve 26. dönemlerde milletvekilliği yapmış, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde inşaat mühendisliği okumuş. O halde, nedir Külünk’e kendi eğitimini ve diplomasını değersizleştirecek sözleri söyleten?
2018’de söylediklerinin bir amacı ve hedefi vardı. Çünkü Cumhurbaşkanının diploması tartışılıyordu. O da kendisini Cumhurbaşkanını korumak zorunda hissederek, “ "Peygamberlerin de diploması yoktu," dedi. Böylece hem cumhurbaşkanını korumuş oluyor, hem de onun aslında peygamberlik makamına layık olduğunu söyleyerek, bir şefaat beklentisi içinde olduğunu ifade ediyordu.
Aradan geçti yedi yıl, ve kitlesel bir diploma sahtekarlığı ortaya saçıldı. Külünk nedense bu sefer de sahtekarlığı savunma gereğini hissetti ve yine aynı teraneyle ortaya çıktı: “Siyaset diploma ile yapılmaz. Diploma, ancak yüreğe dokunan mücadele adamı için bir parçadır. Diploma yoksa temsil makamında olamazsın diyen varsa, Peygamberler tarihini okusun.
Külünk, sen bilmeyebilirsin ama biz yine de söyleyelim. İçimizde Peygamberler Tarihini -anlayarak- okuyanlar var. Hatta tavsiyen varsa kitap ismi ver, onu da okuyalım. Ama lütfen sapla samanı birbirine karıştırma. Kimse diploması olmayan siyaset yapamaz, demiyor. Herkes en sevdiğiniz şeyin diplomasızlarla siyaset yapmak olduğunu biliyor. Zaten memleketin kurtuluşunu, cahillerin ferasetinde arayıp, memleketin içine eden siz değil misiniz?
Siyaset diplomasız da yapılır ama bilim diplomasız yapılmaz. Mesela sahtekarlıkla tıp diploması almış biri karaciğerle dalağı birbirine karıştıracağı için ameliyat yapamaz. Mesela, rüşvetle avukat olmuş biri, Roma Hukuku sözünü duyunca, ne gerek var, burası Türkiye diyebilir. Mesela, Türk Hava Kurumu Üniversitesinin üç kağıtçı rektöründen parayla diploma almış bir pilot kokpite girince uçağı havalandırmak için direksiyon arayabilir.
Külünk Bey, diplomanın gereksizliğini anlatırsan, senin Urfa’da Oxford olmadığı için okumadığını söyleyen türkücüden ne farkın kalır? Kimse ona niçin Oxford’u bitirmediğini sormadı ama ilkokulu, ortaokulu bitirip bitirmediğini sorguladı. Hem de, Türkiye’nin en zenginlerinden biri olduğunu, siyaseten cumhurbaşkanının adaylığına onay vermesi için, tekerlekli sandalyede Urfa’ya götürüldüğü gerçeğini bilerek.
Profesör unvanlı kuklalar, ilkokul mezunu bir kadının karşısında tespih gibi dizilip, iki elleri iki dizinde, terbiyeli maymun gibi, “Sıcak Havalarda Soğuk Su İçmek Sağlığa Neden Zararlıdır,” konferansını dinleyip, sonunda ayakta alkışlamayı içlerine sindirebilir. Ama bu halk sindirmiyor. Sindirmeyeceğiz da.
Bak, kanaat önderiniz Abdurrahman Dilipak, ne diyor? “40 kadar milletvekilinin diploması şaibeliymiş. Bunlar ispatlanırsa 30 milletvekilinin nitelikli, örgütlü, yüz kızartıcı suçtan milletvekillikleri düşürülürse, 3 ay içinde ara seçime gidilir.”
Bunlar, nitelikli, örgütlü, yüz kızartıcı suçlardır. Siz bırakın peygamberin diplomasını da, asıl içinizdeki bu pisliği temizleyin.
İLLA Kİ, PEYGAMBERİN DİPLOMASINA TAKTIYSAN, CEVAP VER: