İfral TURGUT

Tarih: 01.12.2022 13:31

<strong>PÎRÎ REİS </strong>

Facebook Twitter Linked-in






1552 yılı, Ağustos ayı… Pîrî Reis, komutasındaki 28 parça gemiyle Basra Körfezi’nin girişindeki Hürmüz Adası’na yaklaşıyor. Muhteşem Süleyman emir buyurmuş; Hürmüz alınacak. İran bir ok atımı mesafede.





Ada kuşatılıyor;   850 asker karaya çıkıyor. Dünyanın en güçlü topları hem karadan, hem de denizden, yaklaşık 50 yıldır Portekizlilerin kontrolünde olan Hürmüz’ü dövüyor günlerce. Osmanlı gemilerinin yaklaştığını duyanlar Hürmüz’ü terk etmiş, kimi Portekiz Kalesi’ne sığınmış.





Hürmüz bomboş; çölün denizdeki bir devamı gibi kurak. İçecek su bile yok. Boz renkli arazileri bölen, boz renkli kayalarıyla başka bir gezegeni andırıyor. Öyleyse neden Hürmüz? Sebebi var elbette.






Birincisi…16. yüzyılın başlarından beri Hint Okyanusu’na yerleşen Portekizliler bir, iki yıldır Basra Körfezi’ne sızıp, hem Osmanlı topraklarına saldırıyor, hem de bölgedeki Arapları Osmanlı’ya karşı kışkırtıyor. İkincisi de, Kızıldeniz’den sonra Basra Körfezi’nin açık denizlere bağlanması ve Hindistan ticaretinin tekrar Doğu Akdeniz limanlarının lehine işler hale getirilmesi.  
 
İç kale hariç Hürmüz, tamamen ele geçirildi. Etraftaki küçük adalar ve zengin Keşm Adası da kontrol altında. Hürmüz nihayet düşecek mi, derken Portekiz Kalesi’nde konuşlanmış, Álvaro de Noronha komutasındaki, yaklaşık bin asker, toplarının avantajlı konumundan da yararlanarak kaleyi savunmayı başarıyor. Osmanlının iç kaleye yaptığı her saldırı sonuçsuz. Kuşatma uzadıkça ordunun morali bozuluyor.





Derken, Hindistan’daki üssünden çıkan büyük Portekiz filosunun yaklaştığı söylentileri yayılıyor. Ümitleri azalan ve Portekiz gemilerine yıpranmış bir durumda yakalanmak istemeyen Pîrî Reis kuşatmayı kaldırıyor, civardaki diğer zengin adaları yağmalamakla yetiniyor ve Basra’ya çekiliyor.

Portekiz donanması yaklaşırken, hantal donanmayı Basra’da bırakıyor, topladığı ganimeti üç gemiye yükleyerek, Süveyş’e dönüyor ama bu arada gemilerden biri de yolda batıyor.





Önce Basra’da, sora da. Mısır’da hoş karşılanmıyor. Savaş suçlusu sayılıyor ve Mısır Beylerbeyi’nin emriyle tutuklanıyor. Kanuni gönderiyor fermanı ve Pîrî Reis, boynu vurularak öldürülüyor. Cenazesi bir çukura atılıyor. Bir tek hayırsever bile başına bir mezar taşı dikmiyor: KANUNİ’DEN KANUNUNDAN KORKTUKLARI İÇİN.





İNSAN SORMADAN EDEMİYOR… ZAMANIN YASALARI ÖYLE OLABİLİR DE;

















BUYURUN SİZE “MUHTEŞEM YÜZYIL.”



Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —