PISA’NIN GÖR DEDİĞİ: AKP VE MEB’İN KAÇTIĞI ‘YENİLİKÇİ ALAN’, BOZDUĞU LİSE TÜRLERİ VE KAYDIRMACALARI

PISA’NIN GÖR DEDİĞİ: AKP VE MEB’İN KAÇTIĞI ‘YENİLİKÇİ ALAN’, BOZDUĞU LİSE TÜRLERİ VE KAYDIRMACALARI

Kim korkar hakikatten, en başta MEB, bakanlık mı?

Sınavı, notu, işi gücü ne kadar hakiki? Hakikat, doğruluk, dürüstlük nedir? MEB’in hakikati ne? PISA fark etmeden biraz bunları da mı ölçüyor acaba?

Bilgi beceri değil de algı yönetimi maharet sayılır olunca, aldatmaca kandırmaca her yere bulaşıyor.  Bu ayarlamacalara günlük propagandada alıştık da PISA’da, eğitim ve okul alanında da işimiz gücümüz kandırmacaya mı döndü?

PISA ile ilgili nitelikli içerikli çıkarım ve değerlendirmeler hepimize katkı sunacaktır ama önce verilerin de sağlam olması gerekmektedir. Kandırmacaların aldatmacaların ayırdında olmak da okuryazarlık becerilerinin temel unsurlarındandır.

Bilgiden korkulmayacak kaçılmayacak, her ne ise açık olunacak, kaynağı ve veri de sağlam olacak, ilgili olguyu temsil edecek ki, onun üzerinden mevzular görülebilsin ve daha sağlam değerlendirme yapılabilsin.

Türkiye’nin PISA’da kaçındığı, kaçtığı alanlar mı vardı, örnekleminde kaydırmacalar mı vardı, okul türleri ağırlıklı temsil edildi mi, kaymaca, kandırmaca var mıdır,  halleri nicedir?

KAÇMACA, KANDIRMACA 1: PISA’DA TÜRKİYE ‘YENİLİKÇİ ALAN YARATICI DÜŞÜNME BİÇİMLERİNE’ NİYE KATILMADI?


PISA’nın 2022 uygulamasının özgül amacı yenilikçi alan diye tanımladıkları yaratıcı düşünme becerileridir. PISA bilgilerine göre maalesef Türkiye bu alanda programa katılmamıştır.  “Ağırlıklı alanın matematik olduğu PISA 2022 döngüsünde, 2003 ve 2012’de geliştirilen matematik okuryazarlığı değerlendirme çerçevesindeki temel fikirler korunmuştur. Bununla birlikte matematik okuryazarlığı değerlendirme çerçevesi; vatandaşların yaratıcı ve katılımcı olduğu, kendileri ve içinde yaşadıkları toplum için rutin olmayan yargılarda bulundukları, yeni teknolojiler ve eğilimlerle hızla değişen bir dünyayı yansıtacak şekilde güncellenmiştir. Bu döngüdeki yenilikçi alan ise yaratıcı düşünme becerileridir. PISA 2022 uygulamasında Türkiye yenilikçi alana katılmamıştır.” (PISA Raporu, s.28).

PISA’nın önemli amaçlarından/katkılarından biri mevcut performansların hangi özellik ve etmenlerden etkilendiğini saptamaya çalışmak ve öneriler geliştirmektir. Türkiye 2022 programındaki yaratıcı yenilikçi düşünme alanına katılmamakla çocuklarımıza/eğitimimize kötülük etmiştir.  Eğer programa katılmış olsaydı gerçek durumumuzu ve eksikliklerimizi biraz daha görebilecek ve uygun çözümleri tartışabilecektik.

KAYDIRMACA 2: AÇIK LİSE ÖĞRENCİLERİ PISA SINAVINA ALINDI MI?


Raporda “PISA 2022 uygulaması Türkiye’de 19 Nisan-13 Mayıs 2022 tarihlerinde 196 okulda 7 bin 250 öğrencinin katılımıyla bilgisayar tabanlı değerlendirme olarak gerçekleştirilmiştir.” “Sınava katılan öğrencilerin yüzde 56’sı Anadolu liselerinden, yüzde 23’ü Mesleki ve Teknik Anadolu liselerinden, yüzde 21’i diğer liselerdendir” deniyor.


Grafik: PISA


Burada soru şu ki, acaba açık lise öğrencileri ki, 2022-2023 yılı itibarıyla, ortaöğretim öğrencilerinin toplam yüzde 29.6’sını oluşturuyorlardı, bunlar sınava dahil edildi mi?

Benim anladığım kadarıyla, açık liselerdeki (açık öğretim lisesi, mesleki açık öğretim lisesi, açık öğretim imam hatip lisesi) öğrenciler sınava sokulmamış bulunuyor. Böyle bir durumda en başarısız yüzde 30 sınavdan kaçırılmış oluyor ki, bu da Türkiye için PISA ortalamalarının daha yüksek çıkmasının sağlandığı anlamına geliyor. Yani sınav sonuçları örneklem kaydırmacası nedeniyle aslında gerçek durumu yansıtmıyor.



















































Tablo: 2022-2023 Öğrenci Dağılımları ve Açık Liselilerin Oranı
Öğrenci SayısıOkullu Öğrenci İçindeki YüzdesiToplam Öğrenci İçindeki Yüzdesi
Anadolu Lisesi 2.185.75445,7332,19
MTAL 1.701.38335,7925,06
İmam Hatip  480.48410,057,08
Fen, Sosyal, Güz, San.,Spor L.  412.5808,636,08
Toplam Okullu Öğrenci Sayısı4.780.20110070,40
Açıköğretim (AL, MAL, AİHL)2.009.48029,60
TOPLAM Öğrenci6.789.681100,00

Başka soru işaretleri de var. Örneğin bazı başarısız okullar ve MEM-Mesleki Eğitim Merkezindeki öğrenciler de sınavlardan kaçırıldı mı, bunu ancak bakanlık ayrıntıları açıklarsa görmüş olacağız.

KAYDIRMACA 3: OKUL ÖNCESİNE GİTMİŞ ÖĞRENCİLER DAHA FAZLA MI TEMSİL EDİLDİ?


PISA Raporu 2022, s.23’te

  • “Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 76’sı bir yıl veya daha fazla süreyle okul öncesi eğitime devam ettiğini bildirmiştir.” (sayfa 23) deniyor.


Bu yaş grubunun 10 yıl önceki 5 yaş okullaşma oranı yüzde 65.69 düzeyindedir (milli eğitim istatistikleri 2011-2012 verileri).  Arada yüzde 11’lik fark bulunmaktadır. Elbette bunlar öğrenci beyanı olup MEB istatistikleriyle tümden örtüşmesi beklenmese de beyan edilen ile resmi istatistik arasında bu kadar farkın olması da beklenir bir durum değildir.

O zaman bir soru akla takılmaktadır: Türkiye, daha başarılı gözükmek için görece daha başarılı okullara mı yönlendirme yapıyor, yani seçilen örneklem gerçekte olandan daha iyi durumda olan bir örneklemden mi oluşuyor?

Diğer olasılık daha da olumsuz bir durum olabilir, okul öncesine gitmeyen öğrenciler okullardan daha çok kopmuş olabilir.

Açık öğretim liselerindekinin sınava dahil edilmemiş olması da böyle bir farkın oluşmasına yol açmış olabilir, açık lise üzerinden okul dışı kalmış öğrenciler zamanında okul öncesine de devam etmemiş çocuklar olabilir.

Sonuçta sebebi ne olursa olsun PISA’da alt sosyoekonomik gruptan çocukların daha az temsil edilebildiği rahatlıkla kestirilebilir.

PISA’NIN GÖR DEDİĞİ KÖTÜLÜK 1: MEB VE AKP ANADOLU LİSELERİNİ, MTAL’LERİ BOZDU MU?


Bu hafta bu konuyu not etmekle yetineceğim. Diğer okul türleri az da olsa geçmiş yıllara göre daha iyi performans gösterirken öğrencilerin yüzde 80’ini temsil eden Anadolu liseleri ve mesleki teknik liseler niye performans düşüşü gösteriyor acaba? Bu bilinçli bir politika mı?

Matematik ile ilgili grafiğe bakılırsa, Anadolu ve MTAL önceki sınava göre puan düşüşü yaşamış. Fen ve okuma becerilerinde de benzer bir durum var.


Grafik: PISA


AKP ve MEB iyi olanı bozma derdinde maalesef. İmam hatipleri öne çıkarabilme adına Anadolu ve mesleki teknik Anadolu liselerini gözden çıkarmış, hatta bilinçli kötülük içinde bulunuyor. AKP döneminde, özellikle de 2012 süreciyle birlikte Anadolu liselerinin performansı düşerken (Daha doğrusu gözden çıkarılırken) İmam hatipler ana model yapılmaya uğraşılıyor.

Buna rağmen Anadolu liseleri daha yüksek başarı gösteriyor.


Grafik: PISA


İmam hatipler de elbette başarılı olsun, ama tüm dışlanmışlığına rağmen genel ortaöğretim daha başarılı durumda, bunlarla uğraşmaktan vazgeçip, tüm okulları desteklemek gerekiyor.

Kaldı ki, daha iyisi dururken onu bozmaya çalışmak, daha başarısızını model yapmaya çalışmak nasıl bir zihniyete işaret ediyor acaba?

PISA’NIN GÖR DEDİĞİ KÖTÜLÜK 2: TÜRKİYE DİL, EDEBİYAT, TARİH, SOSYAL BİLİMLERDE DÖKÜLÜYOR MU?


Bütün gün boş boş konuşmayı seviyoruz ama hepsini toplasak incir çekirdeğini doldurmuyor.

İçeriksiz düşünme nasıl olacak? İnsan anlamadığı mevzuda ne yapabilir ki? Çocuklarımız maalesef okuduğunu anlamıyor, bu durum matematik ve fen alanında da yansımasını buluyor. Matematik, fen, sosyal bilim alanındaki zayıflık her tür okuma becerisini aşağıya çekiyor.

Bir de soru işareti var: Fen liseleri sınava katılımda sahip olduğu öğrenci oranından daha yüksek bir oranla temsil edilmiş gözüküyor. Yani gerçekteki fen performansımız PISA’da olduğundan da daha düşük olabilir.

ÇÖZÜMÜN YOLU: İÇERİKLİ /BİLGİLİ YARATICI DÜŞÜNME


PISA, “Öğrencilerin temel konu alanlarındaki çeşitli durumlarda karşılaştıkları problemleri tanımlarken, yorumlarken ve çözerken; bilgi ve becerilerini kullanma, analiz etme, mantıksal çıkarımlar yapma ve etkili iletişim kurma yeterliklerini ifade eden yenilikçi bir okuryazarlık kavramı geliştirmiştir.” (s. 266).

Yüksek (5.-6. üst seviyelerden) fen okuryazarlığında “Bu öğrenciler, sahip oldukları bilimsel bilgi ile fen hakkındaki bilgilerini yaratıcı bir şekilde ve kendi başlarına, aşina olmadıkları durumlar da dahil olmak üzere çok çeşitli durumlara uygulayabilir.” (Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 4’ü).

Matematik okuryazarlığında 5.-6.düzey: “Bu düzeylerde öğrenciler karmaşık durumları matematiksel olarak modelleyebilir. Bu durumlarla başa çıkmak için uygun problem çözme stratejilerini seçebilir, karşılaştırabilir ve değerlendirebilir.” (Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 5.4’ü).

Okuma becerilerinde 5.-6.düzey: “Bu öğrenciler uzun metinleri anlayabilir, soyut veya mantık dışı kavramlarla başa çıkabilir ve bilginin içeriği veya kaynağıyla ilgili örtük ipuçlarına dayanarak gerçek ile görüş arasında ayrım yapabilir.” (Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 1.9’u).

ACİL ÇÖZÜM ÖNERİSİ 1: LİSE 9’A PSİKOLOJİ, LİSE 10’A SOSYOLOJİ DERSİ ŞART


Her tür okuryazarlığın artırılması her şeyden önce fen ve sosyal bilimler eğitiminden geçmektedir. Lise 10 felsefe dersinin yanı sıra seçmeli grupta ileriki sınıflarda yer alan ama uygulamada çok seçtirilmeyen psikoloji dersinin 9. sınıfta, sosyoloji dersinin 10. sınıfta zorunlu grupta okutulması çocukların kendisinin de parçası olduğu insanlığın ve toplumların da karşılaştıkları problemleri tanımlamasına, yorumlamasına ve çözüm bulmasına, bu süreçte bilgi becerilerini kullanmasına, analiz ve çıkarım yapabilmesine, eleştirel ve yenilikçi düşünebilmelerine temelden katkısı olacaktır.

Tüm okul kademelerinde doğru düzgün fen ve sosyal bilgilerin, lisede psikoloji ve sosyolojinin, yüksek performans gösteren ülke programlarında olduğu gibi zorunlu grupta okutulması PISA puanlarında ama daha önemlisi temel yaşam bilgi becerilerinde elzem bulunmaktadır.

ACİL ÇÖZÜM ÖNERİSİ 2: BUNCA TÜRKÇE EDEBİYAT VE TARİH DERSİ NEDEN BAŞARISIZ? DÜNYA EDEBİYATI VE TARİHİ, UYGARLIK VE SANAT TARİHİ ŞART


Okul programlarına bolca Türkçe ve edebiyat dersleri bulunmaktadır ama çocuklarımız okuma becerilerinden dökülüyorlar.

Mevcut dil ve edebiyat dersleri ile tarih derslerinde eksik olan insanlığın birikimidir. Ders programlarında dünya edebiyatı, dünya tarihi, insanlık, sanat ve uygarlık tarihi ve bilinci eksik bulunuyor.

Mevcut dil, edebiyat, tarih, coğrafya derslerinin etnosantrik içerikten kurtarılması hem mevcut dil ve tarihimizi hem de parçası olduğumuz insanlık ve dünya edebiyatı ve tarihini birlikte okumamız gerekmektedir. PISA sınavlarında da uygarlıkta da yol alabilmemiz için bunlar kritik önemdedir.

ÇÖZÜM ÖNERİSİ 3: BİLİMSEL CİDDİYET KADAR EŞİTLİK VE OLANAKLAR DA ŞART


PISA’da okuryazarlık performansını/başarıyı en çok zorlayan etkenler okulların donatı ve kalitesi (okul türü), ailelerin sosyoekonomik ve kültürel durumu, okula sağlanan olanak (öğrenci başına harcama miktarı) gibi faktörlerdir.

Dünyada da bu tür eşitsizlikler yaygın, dahası maalesef artmakta, hele Türkiye tüm bu göstergelerde hiç de parlak bulunmamaktadır.

Gelecek hafta dünyada ve Türkiye’deki bu yapısal eşitsizliklere, bunların eğitime/ okuryazarlığa etkilerine değinmeye çalışacağım.

Adnan Gümüş

15.12.2023 10:49:00

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI