RESTORE EDİLEN KAPALI ÇARŞI’NIN ÇAĞRIŞIMI…

Öncesinde başlayıp milenyumla birlikte daha da özendirilen “beton ekonomisinin”, yurttaşın yaşam erincini düşürdüğü gibi, kentlerin yaşam alanlarını da bozduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz!

Öncesinde başlayıp milenyumla birlikte daha da özendirilen “beton ekonomisinin”, yurttaşın yaşam erincini düşürdüğü gibi, kentlerin yaşam alanlarını da bozduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz! Son çeyrek yüzyılda “betona” yapılan harcamaların salt çevre/ doğa sevmezleri gün ışığına çıkardığını, yaşam alanlarını bozduğunu, bunu yaparken de toplumsal yaşamı “birbirini bilmemezlik/ birbirini sormamazlık” üzerine kurduğunu da yadsıyamayız!

Mahallenin iki/ üç katlı, çevresi ağaçlı alanları yok edildi, komşuluk ilişkileri bitirildi, yerlerine yarı göğe dek çıkan beton yapılar/ yapılarda bir köy nüfusu kadar insan hapsedildi! Ben Adana’ya bakıyorum bir apartmanın üst katlarından birinden, başkaları yaşadığı kentlerin apartmanlarından aynısını yaptığında ne görüyor “beton” yığınından başka? Koca kentte kaç yapıyı “özenli” görüyorsunuz, örneğin yüzyıl sonraya bunların kaçının ayakta kalacağının güvenini duyuyorsunuz? Öyle çok değil, çeyrek yüzyıl önce yapılan yapıların yüzleri solmuş, boyunca yağmur suyu iziyle kirlenmiş, kimi yerleri patlamış, tüm görsel çirkinliği üzerinde taşıyor!

***

Adana’da altıyüz yıllık Kapalı Çarşı’sı restore edilip, yeniden kullanıma açılırken bunları düşündüm! Yurdumuzun dört/bir yanında buna benzer birçok tarihsel varsıllığı olan yerler var! Aradan geçen yüzyıllar boyunca karşılaştıkları ne doğal yıkımlar ne de savaşlar yok edememiş bu yapıları, ayakta kalmışlar, Anakent Belediye Başkanı Zeydan Karalar da günümüzde kullanımını sağlamış!

Kapalı Çarşı’nın açılışında konuşan Karalar, tarihselliğine vurgu yaparak şunları söylüyor: Kapalı Çarşı 1501 yılında yapımı tamamlanmış, 600 yılı aşkın tarihi olan bir yer. Adana’da ciddi sayıda turist gelmeye başladı, bunun gerçekleşmesini sağlayan bizim çalışmalarımız oldu. Öncelikle Büyüksaat ile çevresinde sokak sağlıklaştırmaları gerçekleştirdik, tarihi hamamları restore ettik. Biz aslında Nuri Has Paşajı’nın restore ederek Kültür Yolu’nu oradan başlatmayı istedik. Nuri Has Paşajı, Yağ Cami, Kapalı Çarşı, hamamlarımız, Büyüksaat, tarihi emniyet binası, Osmanlı döneminden kalan eski vilayet, Kız Lisesi, Taşköprü, Atatürk Evi ile Tepebağ güzergahı çok önemli kültür yolu. Çoğunun restorasyonunu, sağlıklaştırmasını tamamlamak bize nasip oldu. Kapalı Çarşı’nın restorasyonunu bitirdik.

***

Şunu söylüyorum: altıyüz yıllık yapıları kalıt bırakanların bugüne değin taşınan yapıları “iş” bilmemezlikten mi geliyordu, yoksa yapılar yerine insana verilmesi gereken önemi mi anlatmak istiyordu? Yerini belirleyeceksiniz, gereksindiğiniz yapıyı buraya dikeceksiniz; ya sonra? Ne denli güvenli kalacağı önemli, ne denli süreklilik kalacağı önemli ,ne denli uzun süre ayakta kalacağı önemli olsa gerek!

Öyle demek için, herhangi bir doğal yıkımda “yapılardan” kaçılmaması gerekir! Yirmi yıllık bir yapının değil de altıyüz yıllık yapının daha “güvenli” olduğunu düşünüyorsak, günümüzdeki yapıların hepsi için “güven” sorunu yaşıyorsak “neden” diye sorulmaz mı? Bunu yüzyılın yıkımı şubat depreminde gördük!

***

Anakent Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın çabasını küçümsemek olmaz; yüzyıl sonra bile yeniden anımsanacaktır. Kentlerin geçmişten geleceğe taşıdığı kalıtı, zamana karşı direnebilen yapılarla birlikte, o yapıların içinde yaşanan yaşamlar anlam kazandıyor. Kapalı Çarşı gibi yüzyıllarca ayakta kalan yapılar, bugünün inşaat anlayışına bir ders niteliğinde: dayanıklılığı estetikle buluşturan mimari anlayışın önemi de burada…

Son çeyrek yüzyılda kentlerin kimliğini beton bloklarla değiştiren bakış açısı, salt alanları değil, toplumsal ilişkileri de dönüştürdü. Komşuluk kavramını bozdu. Oysa geçmişin bize bıraktığı bu tarihsel yapılar, mimari ustalığı kadar, yaşamla kurulan güçlü bağı da gözler önüne seriyor. Kentlerin özünü beton değil, insana odaklanan kentleşme anlayışı belirliyor. Restoresi tamamlanan Kapalı Çarşı, günümüz “beton” yüklenicilerine örnek olsun… 

 

 


Oktay EROL

12.05.2025 18:46:00

YAZARLAR


DERVİŞOĞLU ADANA’YA GELİYOR

NEVZAT HIZ’DAN "ADANA SÖZLÜĞÜ" KİTABI

KAZALARIN YÜZDE 90.1’İ SÜRÜCÜ KUSURLARINDAN KAYNAKLANIYOR

"MAKAMIMIZ SOKAKLAR"

BİLGİÇ, Ç.Ü’DE TİCARET BORSASINI ANLATTI

ADANA’DA AVRUPA DİJİTAL İNOVASYON MERKEZLERİ PROJESİ TANITILDI

ÇÖLYAK HASTASI ÇOCUKLARDAN ANNELERİNE FİDAN

“YÜREĞİR’DE ASFALTSIZ YOL KALMAYACAK”

BAĞIMLILIKLA MÜCADELE TOPLUMSAL BİR SORUMLULUK

UZUN YAŞAMIN SIRRI!

MADRİD’DE DÜZENLENECEK FUARDA YENİLİKÇİ ÜRÜNLERİYLE YER ALACAK

İbrahim ORTAŞ Yazdı/ ANNELER GÜNÜNDE ANNEMİN BAHARLA BİRLİKTE HATIRLATTIKLARI

"BUĞDAYDA REKOLTE KAYBI YÜZDE 50"

KARALAR VE DEMİRÇALI’DAN ÖNDER AİLESİNE TAZİYE ZİYARETİ

KELİME KAYBIYLA BAŞLAYAN SESSİZ TEHDİT: PRİMER PROGRESSİF AFAZİ

HER 2 KADINDAN 1’İNİN ORTAK SORUNU İDRAR KAÇIRMA

YARIŞMAYA 62 ÜNİVERSİTEDEN 182 PROJE KATILDI