Tevfik Fikret, oğluna hitap ettiği şiirine şöyle başlıyor,
“Bu memlekette de bir gün sabah olursa, Halûk,
Eğer bu memleketin sislenen şu nâsiye-i
Mukadderâtı, kavî bir elin kavî, muhyî
Bir ihtizâz-ı temâsıyla silkinip, şu donuk,
Şu paslı çehre-i millet biraz gülerse...”
Bu memlekette de bir gün rejim değişirse Meral… Ki, şu anda o meşum projeye doğru hızla koşuyoruz ve sen o cehennemin yollarını döşemeye soyunmuş durumdasın. Olmayacaktır, oldurmayacağız, sayende daha da kenetlendik. Ama geçici de olsa, bir Ortaçağ karanlığına girmemiz mukadderse, BİL Kİ;
- Narsizme varan anlamsız inadın yüzünden,
- “Millet beşten büyüktür,” saçmalığını büyük bir filozofik hikmet sayarak, 1’in, 5’ten küçük olduğunu idrak edemeyen akılsızlığın yüzünden,
- “Beş kişi kendi kararlarını bana dayatıyorlar, halbuki ben tek başıma kendi fikrimi onlara dayatmalıydım,” diyebilecek kadar kerameti kendinden menkul hikmetin yüzünden.
- Milletin birliği ve beraberliğine soyunmuşken, “Ne mutlu Türküm,” diyen insanları, Türk-Kürt; Sünni-Alevi diyeetnik gruplara ayırman yüzünden,
- O masa kurulurken Kılıçdaroğlunun alevi olduğunu bile bile sonradan, “Sen alevisin, sana oy vermezler,” demen yüzünden,
- Aklı başında herkesin, “Kürt sorunu mecliste çözülmeli,” derken ve HDP’nin bütün aklı başında yöneticilerin Millet İttifakına teveccüh gösterirken, inadınla, ihtirasınla ve bireysel kaprisinle bu insanları Milletten izole etme çabaların yüzünden,
- HDP’nin de içinde bulunacağı ittifakın seçimi daha birinci türde açık arayla alacağı herkes tarafından bilinirken, bu bariz gerçeği göremeyecek kadar kör ve aymaz oluşun yüzünden,
- Sana, partini kurduğundan beri ağabeylik yapan bir insanı, gizli açık, meydanlarda salonlarda, bizzat ya da borazanların vasıtasıyla söyleterek/ söyleyerek istiskal ve hakaret etmen yüzünden,
- Kendinde nasıl bir güce vehmediyorsan, ama kendine güvenmediğin için, bir başka partinin üyelerine makam teklif edecek nezaketsizliğin yüzün,
- Mondros’u savunan, Mondros’u savunmanın vatanı savunmak olduğunu bilinciyle, hapis yatmayı gözlerini kırpmadan ve seve seve kabul eden vatansever, kahraman amirallerimize “zevzek” diyecek kadar zevzekliğin yüzünden, en büyük vebal, en büyük günah, en büyük suç senin olacaktır.
Şöyle bitiriyor, Fikret şiirini;
“Evet, sabah olacaktır, sabah olur, geceler,
Tulû-i haşre kadar sürmez; akıbet bu semâ,
Bu mâi gök bize bir gün acır; melûl olma.”
……
“Ümidimiz bu: Ölürsek de biz, yaşar mutlak.
Vatan sizinle, şu zindan karanlığından uzak!”
Sonuç ne olursa olsun, bize hangi rejim dayatılırsa dayatılsın, neye mal olursa olsun, karanlık ne kadar sürerse sürsün geceler, Tulü-i haşre (kıyamete) kadar sürmeyecektir.
FAKAT SEN O GÜNLERİ GÖRMEYECEKSİN. YAŞIN GEÇTİĞİ İÇİN DEĞİL,
- BAYKUŞ GÖZÜ IŞIKTAN RENCİDE OLDUĞU İÇİN.