Sağlıksız ruh!..

Yarın “Dünya Ruh Sağlığı Günü…”

“Türkiye nüfusunun yüzde 18’i yaşam boyu bir ruhsal hastalık yaşıyor…”

Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Yöneticisi-Başhekimi Uz. Dr. Sinan Özler, böyle diyor…

Türkiye’nin durumunu bir irdeleyelim…

Evin reisi ailesini geçindirmek için borcuna takla üstüne takla attırıyor…

Kredi kartları patlıyor…

Gençler üniversiteyi kazanıp-kazanamama arasından gidip geliyor…

Üniversiteyi bitiren gençler iş derdine düşüyor…

Kimileri iş buluyor, kimileri bulamıyor…

Öğretmenler atama bekliyor…

Evlenecek insanlar kara kara düşünürken, borç batağına giriyor…

Bitme noktasına gelen “Bakkal Amca”nın borç defteri kabarıyor…

Bayram önceleri iş yapan berberler, boş zamanlarında makasla çaldığı müziğe eşlik ediyor…

Doktorlar görevini yaparken “Acaba bugün evime dayak yemeden gidebilecek miyim?” endişesi yaşıyor…

Gazeteci, yazdığı haber-makale yüzünden papatya falına bakar gibi “Bugün dayak yiyecek miyim, yemiyecek miyim?” diye düşünür…

Futbolcu-basketbolcu “Sakatlık yaşayacakmıyım?” derdine düşer…

Çiftçi “Mahsulüm para edecek mi?” diyerek bir bakıma kumar oynar…

Fabrika işçisi işsiz kalmamak için vargücüyle çalışır…

İmam, cemaata namaz kıldırmadan önce yardım talebinde bulunurken yüzü kızarır, utanır…

Kasap, vatandaşa 250 gram et satarken, 1 kilo sattığı günleri özler…

Milletvekili vaat üstüne vaatte bulunur, maksat seçilmektir…

Oduncu-kömürcü, kiloyla odun satarken, tonla odun sattığı günlere dalarak nostalji yapar…

Polis-asker her an teyakkuzda canını ve vatanını korumaya çalışır…

Toplu taşıma şoförü, yolcunun hayatını hiçe sayarak bir hızlı, bir yavaş araç kulanırken, cep telefonu ile konuşmakta rahatsızlık duymaz…

Araba yıkayıcısı, “Yağmur yağsa da işler açılsa” diye bir bakıma yağmur duasında bulunur…

Lokantacı, bugün yemeklerini satabilecek mi diye kara kara düşünür…

Bankacı, en ufak hatasının pahalıya malolmaması için canla başla çalışır…

Belediye Başkanı, gelecek seçimlerde tekrar seçilme adına yandaşlarını belediyeye doldurur, ufak-tefek icraatlarıyla göz boyar…

Diş teknisyeni, çektiği dişin yerine diş yapılması için müşterinin canını yakmamaya çalışır…

Fırıncı ha babam de babam ekmek pişirir, soğuk-sıcak karıştırır ileriki yıllarda bunun hastalığını çeker…

Elektrikçi her an akıma kapılma ile karşı karşıyadır…

Garson, işinden kovulmamak için müşteriye 32 dişini göstererek gülmek zorundadır..

Hırsız, nerede gariban, emekli varsa onları soymanın hesapları içindedir…

İtfaiyeci, canını hiçe sayarak kendisini alevlerin içerisine atar…

Aşçı, hergün “Bugün ne yemek yapsam” derken internette sörf yapar…

“Dünya Ruh Sağlığı Günü” şimdiden kutlu olsun…

 
Orjinal Köşe Yazısına Git