Beş yıllık bir aradan sonra 2025 Mayıs'ın 15'nde seni, annemi ve ablamı ziyarete geldik Baba. Ben konuşurken, derdimi anlatırken rahatsız olmadığınızı biliyorum. Sesinizi çıkarmadınız ama beni duyduğunuzu sanıyorum.
Bugün "Babalar Günü" gününüz kutlu olsun demek ıstiyorum. Bana kızgın olduğunu biliyorum geç kaldığım için. Ancak hiçbir zaman kırgın olmadığını da biliyorum. Çünkü sen çok iyi bir baba idin. Bir gün olsun suratını ekşiterek, kaşlarını çatarak, sesini yükselterek bana ve kardeşlerime bağırmadın. Hiçbirimize elini kaldırmadın, tek bir fiske dahi vurmadın. Sendeki sabır neydi Baba!
Ne kadar huzurlu bir hayatın vardı. Oysa hem öksüz hem de yetim büyümüştün. Sen baba yüzünü görmeden sesini duymadan büyüdüğünü söylüyordun hep. Demek ki bu sabır geçmişteki zorlu yaşamından kaynaklanıyordu.
Çocuk yaşlarda da anneni kaybettiğini söylüyordun. "Hiçbir çocuk annesiz ve babasız el kapısında büyümesin" diyordun. Bu sözün kulağımda küpe oldu Baba. Hiçbir zaman unutmadım.
Evimizde kavga nedir bilmedik. Gürültüsüz kavgasız bir ortamda büyüdük. Zor şartlarda bizi okuttun. Kimseye kin gütmedin. Hep iyilikten, güzel ahlaktan, edepten iyi komşuluktan dostluktan bahsettin. Bizi öyle yetiştirdin ki, 75'e merdiven dayadım kimseyi kırmayı beceremedim fakat çok canımızı yakan oldu. Haksızlığa uğradım, iftiralara maruz kaldım. Ama mücadele etmekten hiç yılmadım. Ben değil, bana haksızlığı reva görenler mahçup oldu.
Yaptığım haberler, yazdığım yazılar ve uzun soluklu röportajlarımla 40'ı aşkın ödül aldım. Yat, kat sahibi varlıklı bir gazeteci olamadım, zaten aklımdan da geçirmedim. Ama namına tek bir leke çalmadım. İsmine layık bir evlat olarak hep halkın yanında yer aldım. Haksızlık ve hukuksuzluğa karşı direndim. Adalete güvendim.
Bugün "Babalar Günü". Ziyaretine yalnız gelmedim. Son nefesine kadar "Kızım" dediğin gelinin, kucağından hiç indirmeyi istemedigin büyük torunun Bülent ve senin adını taşıyan Bülent'ın biricik oğlu Mustafa ile birlikte geldim. Torunların Canan, Sevgi, Levent, gelinlerin Pakize ve Nilay Hanım'dan ve çocuklarından da selam getirdim. Biliyordum yalnız gelmiş olsaydım belki de beni affetmezdin.
Alnım ak başım dik olarak 75 yaşıma geldim. İkinci baharı yaşarken de kalemimi onurum olarak hep dik tutum. "Gazetecinin emeklisi olmaz" derler, halen elim kalem tutuyor. Okurlarımla dertleşiyorum. Dertlerine de ortak olmaya çabalıyorum.
Rahat uyu, ilkelerimden hiç taviz vermedim. Güzel ahlaklı olmayı sen bana öğretin. Saygınlığına gölge düşünmedim. Meslek yaşamım boyunca hiç kimseye boyun eğmedim son nefesime kadar gazeteci olarak yaşayacağım merak etme Baba.
-Siyasetten nefret ediyordun benden de o kadar!-
Hani sıkça söylediğin bir söz vardı, "Siyasetten nefret ediyorum. Halkı kandırarak, umut vererek politikaya girenler vaatlerini çabuk unutuyor. İnsanların ahını alıyor" diyordun. Benden de o kadar Baba...
Hiç bir siyasi parti ile organik bağım olmadı. Kimsenin ahını aldığımı da sanmıyorum. Doğru ve tarafsız habercilikten hiç şaşmadım. Dolayısıyla hakkımda onlarca davalar açıldı. Yargılandım. Yüce Yaradan'a hamd olsun ki, hiç bir davada ceza almadım, davalarım beraatla sonuçlandı. Doğruluktan, dürüstlükten, samimi olmaktan asla vaz geçmedim. İnan oğluna geçemeyeceğim de...
- Bana taş atana zeytin dalı uzattım-
Baba, meslek yaşamımda zorluklar çektim Bana taş atanlar oldu, olum tehditleri aldım. Hiç umursamadım. Taş atanlara zeytin dalı uzattım. Anlayan da oldu anlayamayan da...
Senin nasihatlarına, hep bağlı kaldım. Harama el uzatmadım, güzel arkadaşlık ve dostluklar kazanmaya çalıştım. Muvaffak da oldum. Adını taşıyan Mustafa senin ve annemin mezar taşına yüzünü sürerken duygulandı. Hepimiz duygulandık.
İçimden kalmasın, neden 5 yıl sonra ziyaretine geldiğimi de açıklamanın zamanı geldi Baba...
5 yıl önce çok ağır hastalıklar geçirdim. Bu arada asrın hastalığına da yakalandım. 2020 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında iki büyük operasyon geçirdim. Ölümün eşiğinden döndüm. Yaklaşık üç yıl ziyaretçi kabul etmedim. Sana da ancak gelebildim. Yaradan beni bağışlasın senden de af diliyorum.
Ömrüm el verdiği sürece bundan sonra her bayramda olmasa da yılda bir kez sana, anneme ve ablama gelip dertleşmek isterim. Hepiniz rahat uyuyun. Ruhunuz şad mekanınız cennet olsun. Toprak teninizi incitmesin.