Vahit ŞAHİN

Tarih: 28.02.2022 21:51

SAVAŞ HEP AYNI DİLDE VURUR İNSANI

Facebook Twitter Linked-in






Babası vurulmuş bir çocuğu hangi din avutur
Hangi tanrı okşar saçlarını
Ve hangi vicdana sığar
Karnındaki bebesini tek başına büyütecek olan bir kadının ahı





Sokaklar oyun alanına çıkmalı dünyanın her yerinde
Bütün kestirme yollar parklarda buluşmalı
Çocuklar ölüme değil
Hayata meydan okumalı.





Bak yarına randevusu vardı Anna’nın
Sevgilisi ile yemek yiyecekti bu saatlerde
Sonra çıkıp yürüyeceklerdi belki bu şehri boydan boya.
Yağmur yağdığında kapuşonunu çekerken
Öpecekti burnunun ucundan Leo
Sonra gökyüzüne yıldız düşürecekti mutlulukla gülerken.





Yaşlı İvan, eskimiş akülü arabası ile votka almaya gidecekti iki sokak ötedeki düz ayak markete
Yollar bozulmayacaktı böyle palet izlerinde
Belki birilerinin doğum gününde patlayan havai fişeklerle aydınlanacaktı gökyüzü
Çocuklar sevinç çığlıkları ile izleyecekti renkten renge bürünen ışıkları





Savaş hep aynı renkte vurur dünyayı





Onarılır yıkılan kentler.
Bozulan yollar.
Çürüğe çıkmış her şeyin yerine yenisi alınır
Ya vurulan hayaller .
Kapalı kalan okul kapıları
Boş dershaneler.
Piyanoda yarım kalan şarkı.
Henüz başlamayan o dans
Annesinin kokusunu tanımadan ölümün kokusunu öğrenen kız çocuğunun solgun gözleri.
Hiç olmayacak bir düğünün matbaada kalan davetiyeleri hangi mezarlığa düşer.





Ölüm hep aynı dilde vurur insanı.
Gözyaşı hep aynı renkte akar.
Ve hep aynı çığlık yükselir yüreklerden.
Barış. Barış. Barış





Yılmaz Pirinççi



Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —