SEÇMEN GELİŞMELERDEN YORGUN!

Yerel Seçim öncesinde, adayların gündeme taşıdıkları konuların birçoğu kafaları karıştırmakla kalmıyor; seçmeni yoruyor, çileden çıkarıyor! Oysa günümüzde “ker şey” daha kolay! İstendikten sonra, “gündem oluşturan” konular günün “o” akşamı karşılıklı konuşarak seçmene “doğru bilgi” verilebilir! Öyle olmuyor ama

Yerel Seçim öncesinde, adayların gündeme taşıdıkları konuların birçoğu kafaları karıştırmakla kalmıyor; seçmeni yoruyor, çileden çıkarıyor! Oysa günümüzde “ker şey” daha kolay! İstendikten sonra, “gündem oluşturan” konular günün “o” akşamı karşılıklı konuşarak seçmene “doğru bilgi” verilebilir! Öyle olmuyor ama… Mahallenin “dedi-koducu” ağızları gibi, “iktidar” bir yandan, “muhalefet” diğer yandan, “adaylar” diğer yandan atışmalar sürerken “seçmenin” düşünecek/ karar verecek/ gerçeği öğrenecek dalları kırılıyor!

Politikacının ödevi, ülkenin/ kentlerin “daha yaşanılır/ anlaşılır” olması için yapacakları çalışmalar değil mi? Hem bunun anlaşılmayan ya da “yanlış” anlaşılacak bir karmaşık yapısı da yok! İşbaşındaki ne yapmış, işbaşına gelmek için çabalayan “hangi” eksikleri/ olumsuzlukları gündeme taşımış, bunların “iyice” anlaşılması için seçmenin karşısına çıkmak neden “zor” olur?

***

İstanbul’da Ekrem İmamoğlu ile Murat Kurum arasında yaşanan tartışmalar her gün biraz daha büyürken, “seçmenin” bu karmaşadan “haz” aldığını mı düşünen var; anlamıyorum! Örneğin, Kurumun’un en iyi bildiği, işin içinde olduğu Toki konutları… Aradan yıllar geçmesine karşın “evlerini” alamadıkları için zorda olanların çığlıklarını duymayan yok! Buna karşın Kurum, “geçmişte nasıl başardıksak, bundan sonra da aynı biçimde başaracağız” özlü sözlerle yurttaşın karşısına çıkarken, Ekrem İmamoğlu da Toki evlerini alamayanlarınyanında yerini almakla kalmayıp “geçmişte” yapılan yanlışların umursanmadığını ileri sürüyor!

Hangisi doğru; Kurum mu, İmamoğlu mi? Bunu “seçmenin” öğrenmesinin yolu “bir araya” gelmeleri, sorunu herkesin anlayacağı biçimde anlatmaları!

***

Bir benzerini şimdi Adana yalıyoruz! Anakent Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana’ya adına uygun bir “otogar” yapılması için çalışacaklarını söyleyince, Cumhur İttifakı’nın Akp’li adayı Fatih Mehmet Kocaispir, tepki gösterdi. Kocaispir,“nerede yeni otogar; maalesef sadece otogarla ilgili değil tüm vaatleri lafta kaldı” derken, Karalar da “Cumhur İttifakı'nın meclis üyeleri otogar yapımını engelledi” çıkışını yapınca, Akp İl Başkanı Ozan Gülaçtı da “engellenmedim, yalan söylüyorsun” dedi.

Karalar, geçen beş yıl içerisinde gündeme getirdiğinde engellenmiş miydi, Kocaispir’in dediği gibi “hiçbir sözünü” yerine getirmediği doğru muydu, Gülaçtı’nın vurguladığı gibi Karalar “yalan” mı söylüyordu? Öğrenmek zor değil! Dediklerinde içtenseler çıksınlar seçmenin karşısına! İçlerinden “biri” seçmene algı yapıyor, ama hangisi; bilelim!

***

Yurttaş; yaşadıkları sıkıntıları, “iktidarın” yurttaşın omzuna yüklediği/ “muhalefetin” de yer yer çıkışlar yapmış olsa da “aslında” o denli çözüm üretecek birikimde olmadığı gerçeğiyle yüzleşecek eninde/ zonunda! Her seçim öncesinde yaşananlar aynı, değişen “tek” şey “koltuktakinin” farklılaşması; bir de çevresine aldıklarının “sınıf” bilincinden uzaklaşması, güçlenmesi, yurttaşın karşısında duvarlaşması…

Seçmen, verilen sözlerin yerini gelip/ gelmediğini yaşıyor! Emekli de, asgari ücretli de, dargelirli de… Her seçimi “bir umut” saymaya zorlansalar da, ekmekleri/ alım güçleri/ doyumları/ sevinçleri daralıyor! Hem “iktidarın”, hem de “muhalefetin” içe dönük/ birbirini kollayan tutumundan dolayı seçmen yorgun! Seçmemesinin de bir “seçim” olduğunu göstermemesi için hiçbir neden yok! 


Oktay EROL

7.03.2024 12:35:00

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI