İfral TURGUT

Tarih: 07.12.2022 13:37

<strong>SELAHATTİN PINAR ATATÜRK’ÜN HUZURUNDA</strong>

Facebook Twitter Linked-in






Yer, Dolmabahçe Sarayı. Atatürk’ün sanat gecelerinden biri…  Nubar Tekyay, çalıyor. Atatürk zevkle dinliyor. Bir ara Tekyay’a soruyor. “Kendi eserleriniz de var mı?”





Tekyay, “Var, efendim,” diyor ve okuyor. Şarkıyı çok beğenen Atatürk tekrar soruyor, ”Başka  bir eseriniz var mı?” Tekyay da, “Efendim, benim başka şarkım yok ama bir arkadaşımın yeni güzel bir şarkısı var. Müsaade buyurursanız onu okuyayım,” diyor.    





“Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek.





Hasta gönlüm yine hicranını yalnız çekecek.





Bil ki ruhum seni çılgınca severken ölecek.





Yine sensin, beni bir lâhza şifâyâb edecek.”





Çok beğeniyor Atatürk şarkıyı.





-“Kimin bu? Bu eserin sahibini tanımak isterim,” diyor. Tekyay da;





-“Arkadaşlardan Tanburi Selahattin,” deyince, Atatürk,





-“Bu kabiliyetli çocuğu tanısam,” diyor.





Bir başka akşam. Yine bir musiki gecesi.  Kılıç Ali Selahattin Pınar’ı Dolmabahçe’ye davet ediyor ve Atatürk’le tanıştırıyor. Atatürk zaten Pınar’ı merak etmektedir. 





-“Nubar Bey’den bir şarkınızı dinledik. Çok güzeldi. Sizi yalnız dinleyelim,” diyor.





Heyecandan eli ayağı titreyen Pınar, sazını akort ettikten sonra şarkısını söylüyor.  
-“Bir daha okuyun,' diyor Atatürk. Bu iltifat Pınar’ı beğendiğini göstermektedir. Tekrar söylüyor Pınar. Bu sefer, biraz daha rahat, biraz daha gönlünce. Atatürk tekrar takdirini belirttikten sonra;





-'Bu madeni sazı değiştirin. Bunda bizim ananevi tanburumuzun hassasiyeti yok,' diyor.  .





Pınar o gün madeni saza veda ediyor. Atatürk’ün o takdir ve teşviki, Pınar’ın insana,   hayata ve sanata bambaşka gözle bakmasını sağlıyor. 





Florya Deniz Köşkü yeni yapılmıştı. Pınar yine oradadır. Fasıl yapılmaktadır. Şarkılardan biri, pınarın yeni bestelediği bir şarkıdır.





“Aşkınla sürünsem, yine aşkınla delirsem.





Bilmem ki ne yapsam da senin kalbine girsem.





Bir gölge gibi ruhunun altında belirsem.





Bilmem ki ne yapsam da senin kalbine girsem.”





Atatürk bu şarkıyı ilk defa duymaktadır. Birden, ”Durun,” der ve Pınar’a,





 -“Bu şarkı sizin mi,” diye sorar. Pınar, ”.Evet efendim,” deyince,





-“Ben anladım zaten... Siz bunu yalnız okuyun,' der. Üsluptan şarkının Pınar’a ait olduğunu sezmiştir.  Her konuda olduğu gibi musiki bilgisi müthiştir.  





Coşku devam ederken, Pınar yine solo yapmaktadır:





“Gel gitme kadın, ruhumu hicranına yakma.





İnlet beni, öldür beni, ağyare bırakma.





Karşında esirim, bana düşman gibi bakma.





İnlet beni, öldür beni, ağyare bırakma.”





'Karşında esirim bana düşman gibi bakma,' derken Atatürk’le göz göze gelir. Gözlerinden iki damla yaş akmaktadır. Fark edildiğini anlayan Ata, masadan uzaklaşır.





SAVAŞIN KARTALI, SAVAŞ MEYDANLARININ YENİLMEZ KAHRAMANI İKİ DUYGUSAL SÖZ KARŞISINDA, DAYANAMAMIŞ, GÖZYAŞI DÖKMÜŞ.









BİR DE,







Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —