“SESSİZ ÇIĞLIĞI” DUYMAK…

“Kadınların mı, çocukların mı, emeklinin mi, ücretli çalışanın mı, işsiz gençliğin mi, Karabük’ün mü, Eskişehir’in mi, İzmir’in mi, yaralı kaplumbağanın, kül olan ormanların, evsiz hayvanların mı,

“Kadınların mı, çocukların mı, emeklinin mi, ücretli çalışanın mı, işsiz gençliğin mi, Karabük’ün mü, Eskişehir’in mi, İzmir’in mi, yaralı kaplumbağanın mı, kül olan ormanların, evsiz hayvanların mı, sözde itirafçıların suçlamalarıyla tutuklu olan belediye başkanlarının mı, tutuklu bulunduğu süre içinde yirmi kilonun üzerinde eriyen Mehmet murat Çalık’ın annesinin mi, kimin sesi olunmalı” diye soruyor, sosyal medya hesabı üzerinden bir yurttaş!

Hangisini diğerinden ayıracaksınız, hangisini yaşamınızın bir köşesinde bırakacaksınız, hangisini öteleyeceksiniz? “İnsanınız” değil mi? Toplumun bir küçük yarası dağılır, salgınlaşır, koca kalabalıkları tutsağı yapar biliyoruz! Kadınlarsız/ çocuklarsız bir dünya olmasını istememek neyse, yurdun ormanları da aynı; onlarsız bir yaşam düşünmek olanaksız! Diş ağrısı, baş ağrısı, teni kesen cam parçasının verdiği acı gibi; etkisi tüm vücudu saracaktır, tüm vücudu sarsacaktır!

***

Fransız yazar, filozof Albert Camus, “bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın” demiş! Ülkemizde insanlarımızın nasıl öldüğüne bakalım mı? Saklamaya, anımsattığım için alınmaya gerek yok! Hangisinden başlayacağımı, hangisine öncelik tanıyacağımı da bilmiyorum! Bir “candan” söz ediyoruz! Sokak ortasında, alnına dayanan silahın namlusuna dokunan bir “insansı” canlının ayaklarının dibine yığılan kadını nasıl unutabilirim, nasıl yangını söndürmek için çırpınan işçinin tuttuğu hortumdan çıkan suyun yaşamasına yetmemesini nasıl yok sayabilirim, nasıl vatan görevi uğruna girdiği mağaradan çıkamayan askerlerin gerisinde bıraktıkları çığlığı savsaklayabilirim, nasıl evinin geçimini sağlamak için yerin metrelerce altında can verip geride bıraktıklarını unutabilirim, nasıl? Unutabilir misiniz?

***

Nasıl ölünüyormuş, işte böyle? Her türü ölümün… Öyle ya, “ölüm” derken yalnız insanı mı düşünmek gerek? Ormanlardan yükselen yangının yalımları yalnız onbir can mı aldı? Doğanın çeşitlilikleri vardı orada; kuşlar yavrularıyla kanat çırpamadı, sincaplar, sürüngenler etrafı ateşle çevrili alanlardan kurtulamadı… Nazım, herkesin belleğine kazılı şiirinin dizelerinde "yaşamak bir ağaç gibi/ tek ve hür/ ve bir orman gibi kardeşçesine" diyerek ormandaki yaşam zincirinden söz etmişti! Bu ülkede nasıl “ölünürmüş” biliyoruz, ancak ormanda neyin/ nasıl öldüğünü hiç bilmiyoruz, merakta etmiyoruz, “o da bir can” da demiyoruz demek ki!

Peki, nasıl oluyor bunlar? Her yıl benzeri akılda iz bırakan “vahşetle” karşılaşılmasına karşın neden bir şeyler yapılmıyor ya da yapılamıyor? Bir kez yanılmaya tamam, ikincisinde de tamam; ancak üçüncüde de yineleniyor, üstelik artarak yitikler veriliyor, koca köyler boşaltılıyor, yetersiz yangın söndürme çalışanları dinlenmeden koşuşturuluyorsa “neden” diye sormak gerekmiyor mu? Yapılması gerekenleri kimler savsaklamış, kimler zaman ayırıp da hazırlıklar yapmamış? Kim bunlar? Bursa dağlarının yeşil ormanlık alanı ağaç kalmayınca sönmüş; duymuş olmalısınız, kızmadınız mı?

***

Bunca ölüm, bunca sessizlik, bunca "olup bitmiş" gibi davranılan acının ortasında, “kimin sesi olunmalı” diye diye soruyoruz ha bre! Ben artık bilmiyorum; birinin sesi olduğumuzda, diğerlerini unutulmuş/ susturulmuş saymış olmuyor muyuz?  Her sesi duymaya çalıştığımızda, bu kez hangi yükün altından kalkacağımızın da umudu yok! Her can bir başka canın yasıyla iç içe geçmiş, ancak geçirgenlikten habersiz birçoğu da!

“Doyuyor musunuz” diye seslensem; birçokları “doymuyoruz” diye seslenecek! “Yaşayayabiliyor musunuz” diye seslensem; birçoğu yine “yaşayamıyoruz” diye seslenecek! Belki de “ses” değil gereksinen; duymak, duygudaş olabilmek… Duymaktan korkmamak gerekiyor belki de! Her canlının yitimiyle, her ağacın yanmasıyla, her sokak hayvanının çırpınışıyla, her emeklinin/ ücretli çalışanın gereksinmelerine yetişememesiyle yükselen “sessiz çığlığı” duymamız gerekiyor! 


Oktay EROL

29.07.2025 13:47:00

YAZARLAR


BULUT, SİLİVRİ’DE BAŞKANLARI ZİYARET ETTİ

YAVRU SAZANLAR 12 İLDE 129 GÖL VE GÖLETE BIRAKILDI

ÇUKUROVA’DA KREŞ ÖĞRETMENLERİNE İLETİŞİM BECERİLERİ EĞİTİMİ

CEYHAN’DA GIDA GÜVENLİĞİ DENETİMİ

1.5 ADANA TÜRKİYE ÜÇÜNCÜSÜ

AYDIN SİHAY YAZDI/ KAHVALTI MASASI

ORGANİZE SANAYİ MİSİS KÖPRÜLÜ KAVŞAĞI YENİDEN DÜZENLENİYOR

10 MİLYONLUK YARDIMI HIZLANDIRIN

AKP'Lİ KARAMIK’TAN ORMAN YANGINLARI DEĞERLENDİRMESİ

ADANA’DA  CHP’Lİ KADINLARIN ADALET NÖBETİ

ADANA’DA 10.00-16.00 SAATLERİNDE DIŞARI ÇIKMAYIN

TGC ALTAN ÖYMEN’İ ANDI

VAHAP SEÇER’DEN ADANA’DA ADALET NÖBETİNE DESTEK

TGC 2025 BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

DİKKAT! DİYABETTE BU HATALAR YAZIN YAYGIN YAPILIYOR!

"YANGINLA MÜCADELE KESİNTİSİZ SÜRMELİ"

SEYHAN BELEDİYESİ YÜZME HAVUZLARINA YOĞUN İLGİ