SINAV, SÖZLEŞME, LGS, YKS: SORUN BÜYÜK, TARİHİ 'KALU BELA'DAN BAŞLIYOR

SINAV, SÖZLEŞME, LGS, YKS: SORUN BÜYÜK, TARİHİ 'KALU BELA'DAN BAŞLIYOR


“Episteme” (sağlam bilgi) sorunu “sınanabilirlik” ölçütüne bağlanıyor. Sınanabilirlik “doğruluk değerlerine”, mantığa; bunun yol yöntemi metodolojiye varıyor. Eğitimde de en önemli sorunlardan biri “ölçme değerlendirme” sorunu olup bu konuda disiplinler oluşturulmuş bulunuyor.





En zorlu sorulardan biri evrenin boyut ve hareketlerini ölçmek ise en az bu kadar zor bir sorun da “insanı” ölçmekte, insanın nasıl ölçülüp biçilebileceğinde yatıyor.





Sınavlar ölçme değerlendirmenin en yaygın yol yöntem ve araçlarından birini oluşturuyor. Sınavların tarihi ve anlamı, gerek sosyoloji gerek psikoloji gerekse eğitim bilimlerinin önemli bir merakını ve araştırma konusunu oluşturuyor; her bir çocuğumuzun ve ailemizin kaderini belirliyor.





“Sınavların tarihi ne kadar geriye gider?” diye sorulursa “kalu belâ (evet dedik)” diye akaide imana dair bir Kur’an deyimi aklıma düşüyor. TDK’ye göre, “(ka:lu:bela:, l’ler ince okunur), Arapça ḳālū + bela. 1. isim, din bilgisi. İslam inancına göre, ruhlar yaratıldığında Allah’ın “Ben sizin Tanrı’nız değil miyim?” sorusuna ruhların verdikleri “evet” cevabı. 2. isim, mecaz. Çok eski zaman.”





Ruhların yaratılışı ile başlıyor sanki sınavlar.





 “Kalu belâ (evet dedik)” ayeti veya sınavlar her şeyden önce “Ceza yeme ehliyeti” veya “Kainatla ödüllendirilmek” için bir meşruiyet ölçütü (Kendisinin mesul tutulması için bir ölçüt) ve aynı zamanda “diyeti” (Buna sürekli tanıklık etmek, iman etmek, şükretmek) ile ilgili sayılabilir.





İlgili bazı ayetler şu şekilde: Araf (172) Hem Rabbin Ademoğullarının bellerinden zürriyetlerini alıp onları nefislerine karşı şahit tutarak: “Rabbiniz değil miyim?” diye şahit gösterdiği zaman “Evet Rabbimizsin, şahidiz !” dediler. Kıyamet günü “Bizim bundan haberimiz yoktu!” demeyesiniz, (173) Yahut, “Ancak, atalarımız şirk koştular, biz ise onlardan sonra gelen bir nesil idik; şimdi o batılı tesis edenlerin yaptıklarıyla bizi helak mı edeceksiniz?” demeyesiniz diye (174) İşte ayetleri böyle ayrıntılı olarak açıklıyoruz, olur ki dönerler.”





Diyanetin tefsirine göre “Allah Teâlâ insanoğlunun doğasına ya da fıtratına kendisinin varlık ve birliğini tanıma, kavrama ve dolayısıyla kendisine inanma yeteneğini yerleştirmektedir. Şu halde Allah, her insanı, iman etmesi için yeterli zihni ve psikolojik donanıma sahip kılmakta; iç ve dış alemde kendi varlığına ve birliğine kılavuzluk edecek birçok kanıtlar yaratmaktadır; böylece O, sanki insanlara, “Ben sizin rabbiniz değil miyim?” diye sormakta, onlar da “evet” diyerek bunu tasdik etmektedirler. İnsanın doğasındaki iman kabiliyeti bu âyetlerde temsilî bir dille anlatılmış bulunmaktadır (Zemahşerî, II, 103). (…) Hz. Peygamber’in, “Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar” anlamındaki hadisi de (Buhârî, “Cenâiz”, 93; Ebû Dâvûd, “Sünnet”, 18) bunu anlatmaktadır.” (https://kuran.diyanet.gov.tr/.../172-173-ayet-tefsiri).



Adnan Gümüş

15.05.2020 15:54:26

YAZARLAR


HER 2 KADINDAN 1’İNİN ORTAK SORUNU İDRAR KAÇIRMA

YARIŞMAYA 62 ÜNİVERSİTEDEN 182 PROJE KATILDI

ABB’DEN OVA VE UÇAK’A MAHALLE MERKEZİ

TÜRKİYE’DE 10 MİLYON TABUT KONUT VAR

"ŞEHİRLERE AĞAÇ DİKERKEN ARI DOSTU OLANLARI SEÇİN "

ADANA YILANKALE

Aydın SİHAY Yazdı/ YEMEK SOFRASI

HAREKETSİZLİĞİN VÜCUDUMUZDA YOL AÇTIĞI 7 HASAR!

CHP’Lİ GÜRER’DEM "ÇİN TUZU" UYARISI

ÖZKE, ÖĞRETMEN AKADEMİSİ’NDE YAŞAR KEMAL’İ ANLATTI

TEMA’DAN KURAKLIK USTALARI PROJESİ

KIZILAY İÇECEKLERİNE ŞALGAM VE SOĞUK ÇAY DA EKLENDİ

ANNE, SESİYLE HUZUR, BAKIŞIYLA UMUT VERENDİR

600 YILLIK KAPALI ÇARŞI RESTORE EDİLDİ

YÜREĞİR DOĞANKENT KIŞLA PARK AÇILIŞA HAZIRLANIYOR

TGC BASIN MÜZESİNDE “GAZETE SAYFALARINDA 19 MAYISLAR” SERGİSİ

HABERİ HIZLI AMA DOĞRU VER!