Siyasetin Kolaycılığı

Siyasetin Kolaycılığı



Siyasi partiler epeyce gün cami binaları üzerinden politika yaptılar. Tek parti dönemi ilintili, eski hesapları içeren, sığ olduğu kadar anlam ifade etmeyen pejmürde atışmalardı hem de. Hatırlayın daha önce “cami yaptıracağına okul yaptır”  denildiğinde daha çok cami yapılmıştı ülkede. Şimdi bakalım “camiler ahır yapıldı” sözü sonrası neler olacak. Bu arada iktidarın bu söylemine karşın muhalefetin “biz sizden daha çok cami açmıştık” diye karşılık vermesi ayrıca ilgi çekici tabi.

Gerçekten halk bu tür atışmalarla ne kadar ilgileniyor? Biliyoruz ki yazılı ve görsel basın ilgi duyulmayan konuyu hemen sonlandırır. Bu konuda olduğu gibi atışmalar ve yayınlar devam ediyorsa ilgi var demektir. Peki, tüm partiler “dine uzak değiliz” söylemlerine rağmen, şekilsel olarak bu konunun tartışılması ne ifade etmektedir?  Bilinçli çalışma mı? Yoksa genel seviye buna mı yetiyor?

Anlaşılan mevcut siyaset uzun yıllardır toplumu geliştirmek üzerine değil de sanki sadece idare etmek üzere kodlanmış durumda. Tabi siyasetçilerin ‘kolayına kaçma’ davranışlarının iç yüzünde ülke halkının ilgi alanları ve genel seviyesinin durumunu da etkilidir. Böyle olunca önemli meseleler dahi adeta ‘hap’ misali basit sözlerle kişilere işlenir. “Camiyi ahıra çevirdiler” (hap verildi) peki kim yaptı? CHP’liler. İlk tepki “vay dinsizler!” (ve hap kana karıştı).

Toplumu sığ siyasetle yöneten bu sistemden herkes bir şekilde faydalanmasını biliyor. Toplumu geliştirmek yerine oy verenleri kolaylıkla elde tutmak için siyasetçiler her süreçte kendi haplarını ürettiler. Özellikle ayrıştırıcı politikalar ve temelsiz propagandalar ile sürekli ‘hap’ yutturdu bu topluma.

Somut veri açısından; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca 12 bin aile üzerinde yapılan “Türkiye’de Aile Yapısı” araştırması toplumun ilgi alanı açısından gösterge olarak alınabilinir. Bir anlamda bu çalışma belli oranda toplumun etkilenme kriterini de ortaya koymaktadır.

Çalışmanın en önemli verisi, uyutan kutucuk yani televizyonu izlediğini bildiren kişi oranı yüzde 91,9. Buna karşın aynı bireylere interneti kullanımı sorulduğunda kolaycı özelliğimiz aslında hemen ele veriyor kendini. Hiç internet kullanmayanların oranı; kadınlarda yüzde 73,7. Erkeklerde ise yüzde 56,9. Önemli gösterge ‘Kitap okuma’ oranı ise, yüzde 44'ü hiç kitap okumadıklarını söylemiş. Yüzde 43,2'si ise ara sıra kitap okuduklarını ifade etmiş. Kaldı ki bu ara sıra okuduklarını söyleyenlerin yılda bir kitap dahi okumadıkları kesindir. Toplamda kitap okumama oranını % 87 olarak söylemeliyiz. Sinema ve tiyatroya gitme sorusuna verilen yanıtlara ise; sinema ve tiyatroya gitme sıklığına verilen cevap, yüzde 74,7’si “hiç”, yüzde 22’si ”ara sıra” gidebildiklerini ifade etmiştir.

Elbette böylesi bir toplumun gelişmesine özgü programlar hazırlamak ve çözmek yolları üretmek siyasetin birincil görevidir. Bunun için ise öncelikle siyasi aktörlerin arasındaki etkileşimin belli bir norm içinde olması gerekir. En basitinden seviye yükseltici rekabet bunlardan biridir.

Bugün siyasetin en önemli çıkmazı, seviyenin sürekli daha aşağı çekilmesidir. Böyle olunca siyasi aktörlerin kullandıkları kötü malzeme sonucu önce kendi siyaset alanlarını değersizleşmektedir. Hatta bu yüzden toplum, siyaseti ve siyasetçileri kendinden ve ailesinden uzak tutmaya çalışmaktadır.

Öncelikle derinleşen sorunlara karşın fikir yerine slogan üretmekten vazgeçmeliyiz. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana bilinen siyasi sorunların hiç biri değişmemiştir.  Kürt politikaları, din eksenli politikalar, erk olma adına verilen çatışmalar toplumdaki ayrışmaları arttırmaktan başka sonuç vermemiştir.

Artık demokratikleşme ve sivil anayasa gibi konuların yanında tarım, eğitim, enerji, barınma, yoksulluk, barış, sosyal güvenlik, hukuk gibi gelecek politikaları üzerinde durulmalıdır. Birinci kimliklerin öne alındığı, bireysel çıkarcılık, kayırmacılık gibi yaygın alışkanlıklara karşı yerelden merkeze doğru çözüm ve üretim odaklı siyasi anlayış geliştirilmelidir.

Nefret söylemlerinden arındırılmış, karmaşık toplumu doğru yönlendirebilecek, öğretmeye ve bilgi üretmeye dayalı siyaset, modern Türkiye demektir.

Burhanettin Bulut

eczburhan@hotmail.com


adanaulus

14.08.2012 18:52:45

YAZARLAR


KIVANÇ : ADANA’NIN İHRACATI 1 MİLYAR DOLARA ULAŞTI

57 ÜNİVERSİTEDEN 144 PROJE KATILDI

KIZILAY’DAN “KAN DOSTLARINA” TEŞEKKÜR

"NASIL BİR DEMOKRASİ NASIL BİR CUMHURİYET" PANELİ

DEMİRPOR DEPLASMANDAN 3 PUANLA DÖNÜYOR

KENDİSİNİN VE EŞİNİN MALVARLIĞINI BELEDİYE BİNASINA ASTI

ARICILARDAN NARENCİYE BALI HASADI

KARATAŞ BELEDİYE HİZMET BİNASINA SALDIRI

CELAL BAŞLANGIÇ VEFAT ETTİ.

HÜSEYİN SÖZLÜ’NÜN MHP İLE İLİŞKİSİ KESİLDİ

CHP’DE DANIŞMA KURULLARI TOPLANIYOR

“EKONOMİDE BAŞARI, DAHA İYİ BİR YARGI İLE MÜMKÜNDÜR”

“ÜLKEMİZİN YERALTI VE YERÜSTÜ KAYNAKLARI HALKIMIZINDIR!”

YANLIŞ DİYETLER ZAYIFLATMIYOR TAM AKSİ KİLO ALDIRIYOR!

TÜRK TENİSİNDE ÇÜ-ATDSK İŞBİRLİĞİ

“AĞIR VE ORTA HASARLI BİNALAR KADERİNE TERK EDİLDİ”

ÇGC BAŞKAN ADAYI ÇAKIN, ÜYELERLE BULUŞACAK