Hikaye herkesin bildiği bir şey. Onu anlatmayacağımama esas konuya bağlamak için değinmek zorundayım.
Bir gün bir öğrencisi Sokrates’e koşarak gelir ve “Sokrates, öğrencilerinden biri hakkında ne duyduğumu biliyor musun,” der. Sokrates öğrencinin ne duyduğunu sormadan önce, onu kısa bir testten geçirir. Ve sonunda anlar ki, öğrenci duyduğu şeyin doğruluğundan tam olarak emin değildir, başkasından duymuştur. Söyleyeceği şeyin kötü bir şey olduğunu bilmektedir ve bu bilginin hiç kimseye yararı olmayacaktır. Bunun üzerine, Sokrates,“Eğer bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar değilse neden söyleyesin ki,” der.
1932, yılında Herbert J. Taylor Chicago Alüminyum Şirketi iflas etmek üzereyken, şirketin başkanlığına getirildi. Taylor, önce çökme noktasına gelen şirketi kurtarmak tüm çalışanlara rehberlik edecek bir öneriler dizisi hazırladı. Sokrates’in Üçlü Test’inden yola çıkarak, çalışanların iş ve meslek ahlakı ile ilgili prensipler geliştirdi. Adına DÖRTLÜ DENEY dedi.
Dörtlü Deney şirkete her açıdan rehber oldu. Basit bir felsefeydi ama şirketi kurtaran bir vizyon olmuştu. Yüzden fazla dile çevrildi; binlerce değişik şekil ve biçimde yayınlandı. Şimdi dünyanın her tarafında sayısız iş adamanın duvarını süslemekte.
Dörtlü Deney şu:
Düşündüklerimiz, söylediklerimiz ve yaptıklarımız;
1) GERÇEĞE UYGUN MU?
2) İLGİLİLERİN TÜMÜ İÇİN ADİL Mİ?
3) İYİ NİYET VE DAHA İYİ DOSTLUKLARI SAĞLAYACAK MI?
4) İLGİLİLERİN TÜMÜ İÇİN YARARLI MI?
Sayın İnce, bu Dörtlü Deney’den haberdar olduğunuzdan eminim. Benim sorum şu: Bir gün eylemleriniz, tutkularınız ve ihtiraslarınızı aklınızın emrine verip, Dörtlü Deney’i eleştirel ve objektif olarak düşünüp, bu sorulara gönül rahatlığıyla, kendinizi de inandıracak cevaplar verdiniz mi?
Çok kötü bir alışkanlığınız var. Bu alışkanlığınızı o kadar çok ve hoyratça uygulamışsınız ki, karakteriniz olmuş. Karakterinizin kaderiniz olmasından ve bunun ülkenin kaderine dönüşmesinde korkuyorum.
ÖNCE ATEŞ EDİP, SONRA NİŞAN ALIYORSUNUZ… BU YÜZDEN DE;
HENÜZ YOL YAKIN. SİZE ALKIŞ TUTANLARIN RESMİNİ AYNANIN ÖNÜNE KOYARAK;