Aydin SİHAY

Tarih: 26.04.2024 23:27

SÜHEYLA ve HİKMET

Facebook Twitter Linked-in

 

Süheyla o sabah erkence uyandı.

Mısmıl uyuyamadı aslında.

İçi kıpır kıpırdı.

O kadar çok mutluydu ki.

Mutluluğu odadan taşmış bütün Adana'yı sarmıştı.

Güzel bir gün başlıyordu.

Yatağın kenarına oturdu.

Karşı duvarda askıdaki gelinliğine baktı.

Çok sevmişti bu gelinliği.

Nişanlısı Hikmetle birlikte modelini çok beğenmişlerdi.

"Sana çok yakışacak" demişti Hikmet.

Çok da yakışmıştı.

Kapı açıldı odaya, ben doğduktan ve konuşmaya başladıktan sonra nene diye sarılacağım ve çok seveceğim Yaşar Yolgeçen girdi.

Kızına sarıldı. Bir süre öylece kaldılar.

Gözyaşları bu sarılmaya eşlik etti.

Bütün bunları odanın bir köşesinden izliyordum.

Sonra Mualla teyzem girdi odaya.

Ve sonra Necla teyzem.

Ablalarına sevgiyle sarıldılar.

Ama kimse beni fark etmedi.

Hikmet Süheyla'yı kapının önünde karşıladı.

Siyah takım elbisesinin içinde o da çok şıktı.

"İnci tanem çok güzel olmuşsun" dedi Hikmet hayranlıkla bakarak.

Süheyla'nın diğer adı Dürdane'ydi.

Yani inci tanesi. O nedenle "inci tanem" derdi hep Hikmet nişanlısına.

Bir faytonla nikah dairesine gittiler. Yakın ahbapları onları alkışlarla karşıladılar.

İkinci dünya savaşı tüm şiddetiyle sürerken imzalar atıldı ve resmen annem ve babam oldular.

Daha sona aşağıda gördüğünüz fotoğrafın çekildiği Foto Venüs'e gittiler.

Fotoğrafçının yanında duruyor ve onları sevgiyle izliyordum.

Annem beni gördü ve gülümsedi.

Kocasına dönüp kulağına fısıldadı.

"Kim bu çocuk?"

Yıllar sonra ablamdan sonra doğacak oğulları Aydın olduğunu nereden bileceklerdi.

İşte o an kameradan "çıt" sesi duyuldu.

Ve sizlerle bu fotoğrafı paylaşma mutluluğunu duyuyorum.

İnce tanesi ile Arnavut tabelacı Hikmet'in oğlu Aydın Sihay yazdı.

Okuyanların gönlü şen olsun.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —