TABUTUNU TAŞIRKEN

Anıtkabir’in yapımı tamamlanmış, Atatürk’ün naaşı Etnografya müzesinden Anıtkabir’e taşınacaktı.  Tabutu taşımak için kura ile 12 milletvekili seçildi. Bunlardan biri de Hasan Ali Yücel’di. Bu ülke için canını dişine takarak, çalışan iki can dost, iki kader arkadaşı, iki idealist vatansever çalışma arkadaşı

Anıtkabir’in yapımı tamamlanmış, Atatürk’ün naaşı Etnografya müzesinden Anıtkabir’e taşınacaktı.  Tabutu taşımak için kura ile 12 milletvekili seçildi. Bunlardan biri de Hasan Ali Yücel’di. Bu ülke için canını dişine takarak, çalışan iki can dost, iki kader arkadaşı, iki idealist vatansever çalışma arkadaşı.

Böyle biri, arkadaşının tabutunu taşırken neler hisseder? Yücel neler hissediyor? O duygusal mı, yoksa duygulu bir insan mıydı? Her ne olursa olsun; hakim olamadı duygularına ve bir duygu patlaması yaşadı. Herkes duyar, hisseder. Ama bu kadar mı güzel, bu kadar mı duygulu, bu kadar mı asil bir üslupla anlatılır o duygular.

İşte Hasan Ali Yücel’in o tabutu taşırken hissettikleri ve kendine hitabı:

Biliyor musun, bu ağaçtan kolunu tutarak taşıdığın tabutun içinde kim var? O insan mı? Olamaz. O bir cihandı. Fezalara sığmamalıydı; nasıl bir soğuk mahfazanın içinde durabiliyor? Oraya niçin girdi, nasıl girdi? Biliyor musun? Bilemezsin! Anlayamazsın. Sen bu muammayı çözemezsin! Önüne bak, işine bak. Taşı, o cihanı bu tabutun içinde belleyerek taşı.

Sen onu daima kendi arzularına göre yürür ve yaşar görmüştün. Şimdi O, hareketlerini sizin iradelerinize bırakmıştır. İstediğiniz yere koyup dilediğiniz yere kaldırıyorsunuz. Mukavemet etmiyor, hayır demiyor. Kendini size terk etmiş gibidir. Niçin? Niçin bu hür, hareketlerine sahip insan, hürriyetinden ve iradesinden vaz geçmiştir? Zihnini yorma; halledemezsin. Taşı, senin götürmek istediğin yer, şimdi O’nun gitmek istediği yerdir. Gözlerinin nemini kurutmadan, bol bol göz yaşı dökerek O’nu taşımak, vazifendir. O kadar! Sen onu yap ve başka şey sorma!.. Taşı!..

Taşı O’nu… Bir cihan götürüyorsun. Cihanlar yaratan bir insan götürüyorsun. Korkma, ezilmezsin. O, kendinin ezilmeden taşıtmak için sana kendi kudretinden vermiştir. Başka şey düşünme. Dikkat et, bu tabutun içindeki varlığında da O seni taşıyor. Sen kendini taşıyor gibisin. Karanlık meçhullerle dalma. Ellerinin üstünde en büyük hakikati götürüyorsun. O’na bütün katılığı, bütün acılığıyla dokunmaktasın. Buna mazhariyet her zaman mümkün olmaz. Kadrini bil. Başını önüne eğ. Gözlerinin yaşını silmeyi düşünmeden O’nu taşı! Taşı, omuzlar üstünde en büyük hakikati taşımaktasın. Sende bir yanından tut ve taşı!…

Bırakma zaman dar; çünkü hayat kısadır. Bu kısa mesafelere sonsuzluğu sığdırabilmek, herkese müyesser olmaz. Taşı, omzunda bir nâmütenahilik olduğunu bilerek taşı. Asırlar götürüyorsun. Bu ağırlık ondan. Asırlar ve asırlar, O’nda bir hayat olmuştu; O’nun yarım asrı birkaç yıl geçebilmiş örmene sığınmıştı. Gaflet etme; bir tarih taşıyorsun. İstikbal olmuş bir mazi görüyorsun. Maziyi istikbale naklediyorsun. Taşı; yükün ağır, fakat paha biçilmez bir kıymettedir. Taşı; O’nu taşıyarak sen de bir tarih oluyorsun. Bunu bilerek taşı !…

Yer nemli, gök nemli, gözlerin nemli. Bu ıslak hava içinde kaskatı ve kupkuru bir şey taşımaktasın. Üzülme. Maddenin ve ruhun bu çiseleyen yaşlarıyla o katılık yumuşuyor. O kuruluk yavaş yavaş yok oluyor. Hissetmiyor musun, taşıdığın cansız şeye yepyeni, başka bir hayat gelmektedir. Ve onun için değil midir ki O’nu taşırken bu hayat sana da sirayet ederek o aziz yükün altında dipdirisin. Canlısınız; taşınan da, taşıyan da. Ölüm artık siliniyor. Fanilik beka ile omuz omuza… Bu kadar yakınlık içerisinde O’nu hayatta hissetmiyor musun? Taşı; bir ölü değil, bir diri taşıyorsun. Hayatın kendini taşıyorsun. Taşı. O’nu taşıyarak yaşayacaksın. Yaşadıkça O’nu taşıyacaksın. Taşı, Taşı!…”

 

 

 

 


İfral TURGUT

10.11.2024 11:41:00

YAZARLAR


ADANA’DA ULUSLARARASI EKİM GEÇİDİ SERGİSİ

TFF KALECİLİK SEMİNERLERİNİN İLKİ ADANA'DA YAPILDI

ADANA HEYETİ ANKARA’DA

TGC’DEN FATİH ALTAYLI’YA ZİYARET

'HASTALIĞA YAKALANMADAN GENETİK TESTLERLE RİSK BELİRLENMELİ'

Dr. Haluk UYGUR Yazdı/ O GÜN AKDENİZ'İN 'GÜNEŞ'İ SÖNDÜ...

İfral TURGUT yazdı/ KIBRIS

Mahmut TEBERİK yazdı / TARİHTE İLK TÜRK CUMHURİYETİ

Nazım ALPMAN Yazdı/ ‘ULA ZEKÂ NE YAPAYSIN?’

DESTEKLEME ÖDEMESİ KŞMLERE YAPILACAK?

AKSA DOĞALGAZ’IN 2031 HEDEFİ: 95 BİN KİLOMETRE ŞEBEKE VE 10 MİLYON ABONE

GÜNÜN FOTOĞRAFI: KOYUNLAR NEREYE BAKIYOR?

ÇEVRE MÜHENDİSLERİNDEN KİRLİLİK UYARISI

TANBUROĞLU MAZBATASINI ALDI

TÜRK EĞİTİM VAKFI (TEV) “ÜSTÜN BAŞARI SANAT BURSU” BAŞVURULARI BAŞLADI

KOLONOSKOPİ HAYAT KURTARIYOR!

ULUSLARARASI TURNUVADA ADANA ŞAMPİYON