Unutulan değerlerimizden biri. 1885 yılında Varna’dadoğdu. Cenevre Hukuk Fakültesi mezunu. Bir süre Varna’da avukatlık yaptı, ticaretle uğraştı. Siyasete atıldı, Varna mebusu olarak Bulgaristan meclisine girdi.Atatürk Sofya’da ateşe iken tanıştılar, çok iyi dost oldular.
Kurtuluş Savaşı kazanılmıştı, Cumhuriyet ilan edildi, Çağın dehası Atatürk, Şakir Beyi Türkiye’ye davet etti.“Gel burada silah fabrikası kur.”Koşa koşa geldi, Şakir Bey. Kendisine Haliç’te, şu andaMiniatürk’ünolduğu yerde bir arazi gösterdiler ve Cumhuriyet tarihinin ilk özel silah fabrikası kuruldu.
Artık ordumuzun cephanesi milliydi. Fabrikada 2.000işçi çalışmaya başladı. Türk Hava Kuvvetleri için bombayapılıyordu.Deniz Kuvvetlerine her türlü cephane üretildi. İlk denizaltı bombaları yapıldı.Kara kuvvetlerine el bombası, işaret ve aydınlatma fişekleri, kara mayınları üretilerek, ordumuzun ihtiyacı karşılandı.
Bulgaristan, Polonya ve Mısır gibi ülkelere silah ve mühimmat ihraç ediyorduk.1922’de İzmir’de denize döktüğümüz Yunanistan’a, 1.5 milyon liralık bomba ihracatımız dünyayı hayrete düşürdü.
Ve Atatürk vefat etti. İkinci Dünya Savaşı sonrası Amerika’nınMarshall PlanıŞakir Bey için sonun başlangıcı oldu. Amerika, savaş sonundaelinde kalan külüstür silahlarını yükleyip götürmek yerine, dağıtmaya başladı. Türkiye’ye, “Biz size silah veririz, siz bunlarla uğraşmayın,” dedi ve silah sanayimize ilk darbeyi vurdu. Yunanistan, Polonya, Mısır gibi ülkeler de Amerika korkusundan,Türkiye’den silah alamadılar. Şakir Bey’in büyük emekle Türkiye’ye kazandırdığı silah fabrikası yavaş yavaş paslanmaya başladı.
Savunma sanayimiz Amerika’nın güdümüne girmiş,Şakir Bey için zor günler başlamıştı. İşçinin maaşını ödeyemiyordu.Silah ve cephane üretimi tamamen durdu. Şakir Bey, içi kan ağlayarak,silah ve cephane fabrikasını soba fabrikasına çevirdi.
Vatan Caddesi’nde, her 30 Ağustos’ta yapılanresmi geçitlerdeŞakir Beyin ürettiği bombalar, silahlar gururla geçerken, 1950’deki törenlerde iç burkan bir olay gerçekleşti. Şakir Bey, sobaları yükledi bir kamyonete ve Vatan Caddesi’nde gösteriyi izleyen devlet erkânının gözüne soka soka,“Bizi Amerika’ya muhtaç ettiniz. Türk ordusunun milli silahını elinden alıp Amerika’nın kucağına oturdunuz,” diye haykırdı.
Kurtuluş savaşı sırasında Türkiye'ye yurt dışından silah ve cephane gönderdiği için TBMM tarafından İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen bu vatansever insan, 1966’da hayata gözlerini yumdu; 1970’de de fabrikalarının kapısına kilit vuruldu.
BUGÜN ADINI KAÇ KİŞİ HATIRLAR BİLEMEM. AMA ATATÜRK SAĞ OLSAYDI,
MALUM…
