TEK BOYUTLU İNSAN YA DA HEPİMİZ OYUNCAĞIZ

TEK BOYUTLU İNSAN YA DA HEPİMİZ OYUNCAĞIZ


Tek boyutlu insanı sözlükler şöyle tanımlıyor:
• Düşünceleri tek yönde olan, başka boyutlarda düşünemeyen insan...
• Çok zayıf kişiler için yapılabilen bir tanımlama...
Kavramı ortaya atan, Alman asıllı, Amerikalı düşünür. Berlin’de doğdu. Sosyal Demokrat Parti üyesiydi ama ideal arkadaşları, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht işçi eylemleri dolayısıyla katledilince partiden ayrıldı.
1933’te, Hitler iktidara gelince Cenevre ve Paris üzerinden, ABD’ye kaçtı.
1941’de Reasonand Revolution (Akıl ve Devrim) adlı kitabında liberalizmi kapitalizmin rekabetçi evresinin, faşizmi de tekelci evresinin ideolojisi olarak tanımlayarak liberalizm ile faşizm arasında yakın ilişkiler bulunduğunu öne sürdü.
1958’de Soviet Marxism (Sovyet Marksizmi) adlı kitabında, Rusya’yı, ABD gibi sanayi toplumu olmayı amaçladığı ve baskıcı bir yönetimi olduğu gerekçeleriyle eleştirdi. Aynı yıl Eros andCivilisation (Aşk ve Uygarlık) kitabında yabancılaşma sorununu irdeleyerek; cinselliğin baskı altında tutulduğu çağdaş sanayi toplumlarını eleştirdi ve baskısız uygarlığın da mümkün olduğunu savundu.
Ve 1964’de yayımladığı OneDimensionalMan’de (Tek Boyutlu İnsan) adlı kitabında;
• ABD’de insanların düşünce düzeneği üzerinde baskıcı rejim oluştuğunu,
• Hizmetlerin bolluğunun insanları kendilerine yabancılaştırdığını,
• Beslediğini, kişilerin bir araç, dolayısıyla da “köle” durumuna geldiğini,
• Çağdaş sanayi toplumlarında eleştirici bilincin gelişemeyeceğini savundu.
CounterrevolutionandRevolt (Karşıdevrim ve İsyan) adlı kitabında, Teknolojinin alabildiğince geliştiği toplumlarda, estetiğe çok az yer verildiğini, sanatın, dengeli toplumsal bilincin gelişimi ve kişilerin haz duygusunun doyumu bakımından son derece önemli olduğunu, sanatın saygı görmediği toplumları terk ettiğini,sanatta diğer insan etkinliklerinden daha fazla özgürlük alanı olduğunu anlatmaya çalıştı.
Hemen ekleyelim; Marcuse’ün düşünceleri 1968 kuşağına rehberlik etti.
Marcuse’ün iddialarının zirve noktası kapitalist ve totaliter rejimlerin ana amacının, düşünmeyi yok eden, sorgulamayı zahmetli bir iş, eleştiriyi gereksiz bir başkaldırı sayan, söylenenle yetinen, duyduklarının doğruluğunu olduğu gibi kabul ederek, o düşüncelerin dışında başka gerçekler de olabileceğini aklına getirmeyen TEK BOYUTLU İNSAN yetiştirmek olduğu idi.
Marcuse sadece eleştirmiyor; yol da gösteriyor. İşte söylediklerinden bazıları:
• Politik dilbilim: Egemen sınıfın silahı. Eğer radikal muhalefet kendi dilini geliştirirse,egemenliğin ve iftiranın en etkili gizli silahlarından birini kendiliğinden ve bilinçsizce protesto eder.
• Geçmişin keşkeleri, geleceğin endişeleriyle oyalanma. ders al ve yoluna devam et.
• Gerçek iktidar, insanlar üzerine değil, yürekler üzerine kurulur.
• Küçük insanlar dengini, büyük insanlar kendini arar.
• Liberal ve demokratik görünen yönetim kendisini büyük ölçüde, görünmeyen despotizme barınaklık ederek, uygarlığı yok edip ayakta kalır.
• Efendilerin serbestçe seçilmesi, ne efendileri ortadan kaldırır, ne de köleleri.

BU YAZITI SANA NE YAZDIRDI DERSENİZ, CEVABIM;
• BİRAZ YSK’NIN KARARI, ÇOĞUNLUKLA YENİ AÇIKLANAN EĞİTİM SİSTEMİNDEKİ DES DAĞITIM.
SİZ DE TOPLUM OLARAK TEK BOYUTLU HALE GELDİĞİMİZİ, GETİRİLDİĞİMİZİ DÜŞÜNMÜYOR MUSUNUZ?




İfral TURGUT

25.05.2019 10:58:56

YAZARLAR


KARATAŞ BELEDİYE HİZMET BİNASINA SALDIRI

CELAL BAŞLANGIÇ VEFAT ETTİ.

HÜSEYİN SÖZLÜ’NÜN MHP İLE İLİŞKİSİ KESİLDİ

CHP’DE DANIŞMA KURULLARI TOPLANIYOR

“EKONOMİDE BAŞARI, DAHA İYİ BİR YARGI İLE MÜMKÜNDÜR”

“ÜLKEMİZİN YERALTI VE YERÜSTÜ KAYNAKLARI HALKIMIZINDIR!”

YANLIŞ DİYETLER ZAYIFLATMIYOR TAM AKSİ KİLO ALDIRIYOR!

TÜRK TENİSİNDE ÇÜ-ATDSK İŞBİRLİĞİ

“AĞIR VE ORTA HASARLI BİNALAR KADERİNE TERK EDİLDİ”

ÇGC BAŞKAN ADAYI ÇAKIN, ÜYELERLE BULUŞACAK

BUĞDAY TABAN FİYATI EN AZ 15 LİRA OLMALI

ESENDEMİR: GAZETECİLER İŞSİZSE ÖZGÜR DEĞİLDİR

TGC’DEN “GAZETECİYİ VE HABERİ ÖZGÜR BIRAKIN” ÇAĞRISI!

DEMİRÇALI BORÇ LİSTESİNİ BELEDİYEYE ASTI

TÜRKİYE’DE HALA TEŞHİS ALAMAYAN 1 MİLYON ÇÖLYAK HASTASI VAR

EMNİYET MÜDÜRÜ ARİKAN'A ZİYARET

ANAVARZA BAL’A PARİS’TEN BÜYÜK ÖDÜL