Güzel ülkemde son dönemde bazı sanatçıların konserleri iptal ediliyor. Öne sürülen gerekçeler toplumu ikna etmekten çok uzak.
Türkiye 'yasaklar' ülkesi değil, olmamalı. Sanatçılar da bu ülkenin aydınlık yüzleridir. Sanatını icra ederken sorunlar yumağı ile karşılaşmaları özgürlük ve demokrasi adına da ayıptır, günahtır.
Zaten toplumun büyük kesimi hayat pahalılığından, işsizlikten, yoksulluktan, kredi kartı borcundan ve yüksek enflasyondan bunalmış durumda.
İnsanların ağzını bıçak açmıyor. İnsanlar gülmeye hasret. Evde tencere kaynamıyor. Özellikle ev hanımları yüksek zam karşısında çaresiz. Bırakın bu insanlar konserler gidip eğensin, stres atsın, dertlerini unutuversin bir an da olsa.
Eğlenmek, hoş vakit geçirmek, mutlu olmak yoksul kesimin de hakkı olsa gerek!
Aslında her kesimin stres atmaya, eğlenmeye hoşça vakit geçirmeye bir sanatçıyı sahnede seyrederek eşlik etmeye ihtiyacı var. Zaten bu tür organizasyonlar bunun için düzenleniyor.
Etkinliklerin her türlüsü örneğin fuar, konser, sergi, panel, seminer vs. o kent ve ülkeye canlılık getirdigi bir gerçek.
Küresel salgın dolayısıyla halk 2 yılı aşkın evlerine kapanmak zorunda kaldı.
Bırakın nişan, sünnet ve düğün törenlerini insanlar salgın hastalık covit-19 dolayısıyla cenazelere gidemedi. Salgın etkisini kaybetmişken şimdi biraz eğlenme, gezme nefes alma hatta tatile çıkma zamanı.
Önceden organizasyonları yapılmış tarih ve yeri belirlenmiş konserler ard ardına yasaklara kurbanı gidiyor. Zaten uzun süredir mesleklerini icra etmeyen sanatçıların başı bu kez yasaklarla dertte. Son günlerde özellikle halka mal olmuş dünya kamuoyunun da tanıdığı bazı sanatçıların konserleri iptal ediliyor. Hem de sudan bahanelerle. Akıl almaz gerekçeler öne sürülerek.
Demem o ki, Türkiye sanatçılarına sanatlarını icra etmelerine tahammül etmeyen bir ülke değil, olmamalı.
Bırakın sanatçı sanatını icra etsin. Toplumun her zamankinden daha çok sanata, sanatçıya ihtiyacı var.
Sanatçının da özgürlüğe demokrasiye, halka türkülerle şarkılarla dansla hitap etmeye ihtiyacı var.
