Teknolojinin gereklerini yerine getirmişsiniz, sizden istenen bedeli karşı koymadan ödeyeceğinizin güvencesini vermişsiniz, gelirinizin bir bölümünü gözden çıkararak aygıtını da almışsınız, yüklenici kurumun medya üzerinden yaptığı çarşaf çarşaf özendirme duyurularını da görmüşsünüz… Artık yapacağınız tek şey “teknolojiden” yararlanmak değil mi doğal olarak… Onu da alamıyorsunuz bir türlü! Bin dereden su taşıtıyorlar size! Kimi zaman koşturuyorlar, kimi zaman engelleniyorsunuz, kimi zaman aradığınıza ulaşmakta zorlanıyorsunuz, kimi zaman konumuzu bile değiştiriyorsunuz bir “umut” diyerek! Döner kavşağa dönüyorsunuz!

***

Geçtiğimiz günlerde, onbeş yıl sonra gittiğimde yaşayanların zorluklarına tanık olduğum Feke’nin Konakkuran Mahallesini yazdım; şimdi yaklaşık bin yurttaşın, yaz aylarında iki katı yaylacının yaşadığı, doğanın olağanüstü nitelikleriyle bezediği katran mantarın yetiştiği bölgeyi… Telefon büyük bir gereksinim Konakkuran’da… Dağa mantar toplamaya gidenlerin, gerekse yakınlarının zaman zaman birbirine ulaşmakta zorlandığı anları gördüm! Dağda, binlerce lira ödeyerek aldıkları telefonun bir “teknolojik yıkım” olmaktan öteye gitmemesinin ne anlama geldiğini düşünün…

Ardından iki gün önce, Kozan’a onbeş/ yirmi kilometre uzaklıkta olan Gaziköyü ile komşu köylerinde sıkça yaşanan internet arızalarından söz ettim! Bu bir/ iki değil, önümüzdeki günlerde yağışların başlamasıyla daha da yoğunlaşacağından söz ediyor köylü! Arada bir “bakıma” geldiklerini söyleyenler oluyor aslında, eskiyi düzeltmekten başka bir şey yapmadıkları ileri sürülüyor! Köylü “teknolojiden” yararlanmak için abone olmuş, bilgisayarını almış, ancak sıkça gerçekleşen arızalar nedeniyle yüklenicinin söz verdiği “hizmetten” gerektiği gibi yararlanamıyor! Buna karşın, iki gün geçen ödemeleri alabilmek için günün her saati aramaktan uzak durmuyorlar, “vermedikleri hizmetin” bedelini istemekten uzak durmuyorlar…

***

Kendini “Türkiye'nin tüm telefon, internet servis sağlayıcıları içinde kendi kurulu altyapısına sahip birinci firma konumunda olup diğer internet servis sağlayıcılarla birlikte sabit telefon hizmeti (STH) veren firmalara da toptan satış yöntemi ile hizmet vermektedir” diye tanımlayan Türk Telekom’dan, açıklama geldi. Eksiklikleri olmasına/ yazdıklarımın tam karşılığı olmamasına karşın, açıklama gönderme duyarlılığı gösterdikleri için sevindin doğrusu; teşekkür ederim. Açıklama şöyle:

“Değerli Müşterimiz…Bildirime konu olan Adana, Feke İlçesi, Konakkuran Mahallesinde kapsamamız bulunmakta olup, bölgeye hizmet veren baz istasyonun sinyal seviyesi bölgenin fiziki şartları, binaların konumu vb. nedenlerle yetersiz kalabilmektedir. Mevcut kapsamayı iyileştirmek için yeni saha gerekli olup, 2025 yılı için yatırım planımızda bulunmamaktadır, ileriki dönemlerde değerlendirilecektir. Saygılarımızla, Türk Telekom Müşteri Hizmetleri…”

***

Gönderilen açıklamada Konakkuran’daki sorunun, baz istasyonu konumunun “bölge koşullarına” uymadığı, bu nedenle gereksinmeleri karşılamadığı, şimdilik yatırım planları arasında olmadığı, gelecekte değerlendirileceği belirtiliyordu! Özellikle altını çizelim; gün verilmiyor, o bölgede yaşayanların iletişiminin nasıl sağalacağı belirtilmiyor, neden koşullara uymayan yere baz istasyon kurduklarının özeleştirisi yapılmıyor, köylüye “başınızın çaresine bakın” deniyor! Ama nasıl?

Bir de biliyorsunuz Gaziköyü var… O bölgede yaşayanların iletişim konusunda sorunlarını yakından bildiğim gibi, teknolojiden istedikleri gibi yararlanamadıklarına da birçok kez tanık oldum! Telekom’un, Konakkuran köyü için yaptığı açıklamasında komik biçimde “fiziki koşulları, binaların konumu” derken dağın başında ne “binasından” söz ettiğini anlamak zor olduğu gibi, dümdüz bir bölgede bulunan Gaziköyü ile komşularının özellikle internet konusundaki çıkmazları “teknolojinin eskilerle onarılma sınavı” demenin dışında anlam taşımıyor!

***

Şimdi bakınız, yurttaşa eksiksiz “hizmet” sunuluyormuş gibi en son Türk Telekom Genel Kurulu’nda yaptığı açıklamada kurum CEO’su Ebubekir Şahin, 5G çağının Türkiye için yalnızca teknik bir yenileme olmayacağını, yeni bir dönemin kapılarını açacağından söz ediyor! Ayrıca sözlerine 5G’nin, sağladığı yüksek hız, kapasite, düşük gecikme ile yepyeni deneyimler sunacağını da ekliyor.

“Teknoloji” denilince, yalnız elektronik mağazalarda satılan bilgisayarları, akıllı telefonları, akıllı ev aygıtlarını mı anlamamız gerekir? Bunun altyapısı yoksa yurttaşın boğazından keserek edindiği “metal yığınının” bir anlamı var mı? Şunu da ekleyeyim; bunların hiçbiri insanlık ya da gelecek için yapılmadığı, yalnız daha çok kazanma hırsı nedeniyle yurttaşın tutsak edildiği çıkıyor sonuç olarak! Sakının bunu sürdürmeyin; toprak küstü, birçok tarım ürünleri dışarıdan sağlandığı gibi, halk da bir gün “teknolojiye” küser unutmayın, insanları iletişimle sınamayın!