Sene yetmiş iki veya yetmiş üç.
Yine seçim çalışmaları var.
Erbakan, Adana’ya gelmiş.
Mahallenin yeni yetmeleri olarak Çifte minara köşesinde top sahasında top oynuyoruz.
Kuruköprüde konuşma yapacak Erbakan.
Soldan say deseler, sayarsın topluluğu.
Konuşma öğle namazından sonra başlar mutlaka.
Arkasındaki topluluğu gördüğümde koşarak eve gitmiştim.
Çok iyi hatırlıyorum.
Üstlerinde Osmanlı döneminden Yeniçeri kıyafeti olan insanlar.
Hele bir tanesinde harbi kılıç vardı.
Eline alıp sallasa o kılıcı insanların başı sizlere ömür.
Şimdiki işid misali.
Bunlarda ne böyle diye irkildiğimi hatırlarım.
* * *
O yıllar mutlaka mitingler Camiden başlardı.
Maşallah parti merkezi gibi çalışıyordu Cami’ler.
O dönemler, Erbakan’ın Ağır sanayi demesinden başka bir şey çıkmazdı ağzından.
Yani kendine tek düşman Amarika idi.
Bir Genel Başkan daha yanı başımıza gelirdi.
Alpaslan Türkeş...
Döşeme mahallesinde kardeşi Mehmet Amcanın yanına gelirdi.
O da söze başladımı Komünizm tehlikesinden bahsederdi.
Yani Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünden dem vururdu.
Aradan geçen tam kırk yıla rağman bakın bakalım ne değişti?
Erbakan’ın mirascıları Recep Tayyip Erdoğan hala Osmanlı rüyaları görüyor.
Ve taraftarları Osmanlı gibi giyinmeye özen gösteriyor.
Yani o günlerin hayallerini yaşıyorlar, tıpkı kırk yıl önceki gibi.
Peki bu parti, kırk yıl önce ne dediyse, vaya amacı neyse bugünde aynı.
Tek fark, dün elinle sayabileceğin taraftarları şimdi milyonlar.
* * *
MHP hala aynı çizgide devam ediyor.
Ülkeyi bölmek isteyenler için karşı duruşundan ödün vermiyor.
Tek fark var, kırk yıl önce “Komünistler Moskovaya” diyorlardı.
Şimdi, Kürtlere bu ülkeyi bölemezsiniz diyorlar.
Peki CHP ne yapıyor bu kadar süre içinde?
Ne yapacak kış uykusunda günlerini geçiriyor.
Veya koltuk kavgasında geçiriyor günlerini.
Yada kırk yıldır uyuyor, yanı başındaki tehlikenin ne kadar büyüdüğünden habersiz.
Şimdi, yapılan her seçim sonrası niye bu kadar seçmen sandığa gitmiyor diyor.
“Ağladıkça, ağlıyor”...
Oysaki şunu düşünmüyor.
İnsanlarda umut mu bıraktık ki;
Kendi koltuk sevdamız veya yetersiz insanları parti başında yetkili getirip insanların umudunu kırdığından habersizler.
Tayyip Erdoğan gibi birinin bile bu kadar yetenekleri sınırlı iken, her seçimden başarılı çıkmasını kendi eksiklerine bağlı olduğunu görmez oldular.
Bu partide illa bir yere gelmek için partide dayın olması gerekiyor.
Dedikya;
Tayyip Erdoğan bu kadar başarılı olmuşsa senin başarısızlığından dolayı sosyal Demokrat kardeşim!...
Şunuda unutma artık, rakibin AKP değil, HDP daha çok rakibin.
Bu partiden umudunu kesen ALEVİ kesimi HDP’ye kaymak üzere.
Sen hala uyu Sosyal Demokrat kardeşim!...
Zaten kırk yıldır uyuduğun için AKP diye bir parti bu kadar her şeyi kazanıyor.
Her şeyi derken sadece seçimi değil, mangırlarıda kazanıyor.