Sabri ARPAÇ

Tarih: 13.04.2024 23:59

VERGİ BEYANLARI VE SEÇİM SONUÇLARI…

Facebook Twitter Linked-in

Yıllık Gelir ve Kurumlar Vergi Beyan dönemi seçimin gölgesinde kaldı. İktidarın ekonomik uygulamalarının bir parçasını oluşturan vergiler de bu büyük ölçüde Mart ve Nisan Aylarında toplanıyor. Vergi avantajları ile faizci, rantçı ve paradan para kazanan yerli ve yabancılara sağlanan ayrıcalıkların vergi sistemimizi ve ekonomimizi ne hale getirdiğini bu beyan dönemi vesilesiyle bakalım

 

TAŞINMAZ SATIŞ GELİRLERİ VERGİLİ 

 

80’li yıllardan beri kurumların taşınmaz satış gelirleri Gelir, Kurumlar ve Katma Değer Vergilerinden istisna edilmesi uygulaması düzenlemeleri önceleri geçici olarak, sonraları ise kalcı olarak yasalarımızda yer almaya devam etti. Amaç, taşınmazların ve menkul değerlerin nakde çevrilerek işletmelerin finansman ihtiyaçlarında kullanılmasıydı. 

 

Son olarak 14/7/2023 tarihli 7456 sayılı Yasa ile 15.07.2023 tarihinden geçerli olmak üzere taşınmaz satışında elde edilen kazancın hem Kurumlar Vergisinden hem de Katma Değer Vergisi istisnası kaldırıldı. Eski edinimler geçici bir madde ile kurumlar vergisi uygulamasında korunurken, katma değer vergisinde ise tamamen kaldırıldı.

 

Daha da somu olarak belirtmek gerekirse, 15.07.2023 tarihinden önce kurumların aktiflerinde kayıtlı taşınmazlar için 7456 sayılı Yasa ile eklenen geçici madde düzenlemesi ile istisnanın belli koşullarla devamı 2024 Yılından sonra da devamı mümkün hale getirildi.

 

FAİZ VE RANTA BÜYÜK VERGİ KIYAĞI!

 

Taşınmazlar için kaldırılan vergi avantajı; faiz ve ranta vergi indirim, muafiyet ve istisnaları yani ayrıcalığı düzenlemelerine ise dokunulmadı. Aşağıda Kanunlarımızda yer alan yüzlerce indirim, muafiyet ve  istisnaların bir kısmını sıralayacağım.

 

 

Yukarıya almaya çalıştığım indirim, muafiyet ve istisnaların yukarıda da belirttiğim üzere bir köşe yazısını daha fazla sıkıcı hale getirmemek için sadece bir kısmı ile yetindim. 

 

Görüldüğü gibi, sayılan vergi avantajlarıyla faiz, rant ve finans kesimi korunurken köylü, esnaf, memur, emekli yani halk ise açlık ve sefalete mahkûm eden iktidarın ekonomisi de batma noktasına getirilmiştir.

 

Ama Sayın Cumhurbaşkanı’nın şu sözleri hala kulaklarımızda çınlıyor. ‘Benim alanım ekonomi, ben ekonomistim. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Bu konuda nas ortada. Nas ortada olduğuna göre sana, bana ne oluyor?" Demek suretiyle ülkemizi ekonomik çöküşün eşiğine getirdiği açıkça görülmektedir.

 

150 Yıllık Demokrasi geleneğimize uymayan ‘’Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’’ ile ‘’kudretli-otoriter lider’’ haline getirilen Sayın Erdoğan da artık tartışılır hale geldi. Hatta bu seçim adeta Erdoğan karşıtlığına dönüştü. 

 

Ama Sayın Erdoğan, hezimetin faturasını ‘’Memur Bakanları ile bürokratlarına ve bazı parti mensuplarına’’ kesmeye çalışıyor. Ama AKP demek Sayın Cumhurbaşkanı’nın ta kendisi demektir. ‘’Sorumlu ayağa kalk’’ denildiğinde Sayın Cumhurbaşkanı da yerinde oturamaz! 

Sabri Arpaç

sabriarpacymm@gmail.com

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —