YAŞAMI SÜRDÜRMEK İÇİN YETEMEYİŞ YORDU!

YAŞAMI SÜRDÜRMEK İÇİN YETEMEYİŞ YORDU!


Yeni tip corona virüsün bilimsel adı SARS-CoV-2 olarak açıklanırken, yol açtığı hastalığın adına da Covid-19 denildi günboyu/ günler boyu…





Böyle okuduk, böyle dinledik, böyle duyduk… 





Her yanımız “corna virüs” konulu olunca duyduğum, gördüğüm, tanıdığım herkese daha n’aber demeden “evde misin, sıkıntı var mı, sesin iyi geliyor, aman şakası yok, yalıtımı sağla, yalnızlığı seç, temizliğe dikkat” uyarılarını ard-arda sıralamaktan uzak durmuyorum!





Salt ben mi?





Günlerdir evdeyim, telefonla görüştüklerimden tutun, evde/ televizyon karşısında duyulan “her şey” salgınla ilgili olunca koşullanıyorsun…





Markete, pazara, fırına gidildiğinde, hiçbir yere dokunmamış olunsa bile; evin kapısından içeri girerken “dışarıdan getirilen ne varsa” ya kapıda, ya da balkonda, parmak uçlarıyla tutarak, her ne denli temizliğine inanılmış olsa da, içten gelen bir sesin “acaba” diyerek içinizi kemirmeye başlaması nedeniyle…





Bu nasıl bir hesaplaşma, ya da nasıl bir psikolojik olgu ki?





***





CÖ iç/ dış politikada adlarını olmasa bile, yüzlerini ezberlediklerimiz gibi…





Şimdi de kanaldan kanala koşan, ülke içerisindekiler yetmiyormuş gibi dışarıdan “karşılaştırmalar” yaptırtılarak ekranlara taşınan yüzlerini ezberlediklerimiz…





CÖ konuşanlara “nereden para alıyorlarsa” denmiyor muydu? Kimini “iktidarın” koşu yoluna, kimini “muhalefetin” uğruna, kimini AB’nin çıkar grupları arasına koymuyorlar mıydı?





Bir zamanlar AB’den aylık alıyorlar, karşılığında da birliğin çıkarı doğrultusunda konuşuyorlar, dediklerimiz yok muydu?





Anımsayın, kaçına tanık olduk öyle?





Bir gün önce dediklerini, bir gün sonra yadsıyanlara, “iktidarım ne derse o doğrudur, ben öyle düşünür/ konuşurum” diyenlere tanık olmadık mı?





Sonra da “etiketi” iki kaşının ortasına yapıştırdık; parayla konuşuyor!





***





Şimdi, salgın günlerinde de konuşanlar öyle mi konuşuyor acaba; “iktidar” gibi, “dsö” gibi, “ab” gibi, “Bill Gates” gibi birilerinin parasıyla mı konuşuyor buncası?





Hiç aklınıza geldi mi, ya da “neden” diye sorduğunuz oldu mu bilmiyorum…





Bunca uzamanlar, sağlık konusunda dirsek çürütmüş olanlar “salgının” başlarında “neden” maskeyi yalnız “taşıyıcıların” kullanması gerektiğini söylediler?





Asıl amacın, “taşıyıcının” etrafa zerrecikler yaymaması, diye konuştular?





Sokakta “maskeli” gördüğümüz tanıdıklarımıza da “hayırdır, taşıyıcı mısın” dememize neden oldukları gibi, “o tanıdıklarımızı” bize “çokbilmiş” olarak göstermediler mi?





Gereksiz denildiği için maske takmadan sokağa çıkan, bu nedenle corona virüsü önce taşıyıcısı ardından yayıcısı olan, yaşamını yitirenlerin sorumluluğunu üstlenecek “kim” var ki?





Herkes nereden duydu bilmiyorum ama, o günlerde Amerika’dan katılan bir uzmanın; maskenin herkes için bir zorunluluk olduğunu, taşıyıcı ya da taşıyıcı olmayanların takması gerektiği, “virüsün” nerede/ ne biçimde olduğu gözle görülmediği, dokunulan/ yürünen/ gezilen her yerde olma olasılığının bulunduğunu söylemesiyle öğrendiğimde irkildim!





Peki, o ana dek söylenenler neyin-nesiydi? O uzmanlara kimler/ neden “gereksiz” dedirtiyordu? O uzmanlar ne karşılığı “taşıyıcı olmayana maske gereksiz” diyordu?





Corona virüs için “her şeyi” söylemelerine karşın, bir “maske” demiyorlardı!





Bugün “maskesiz” evden çıkamıyorsun, markete giremiyorsun, dolmuşa binemiyorsun!





***





Hadi bunu geçtim…





Aylar geçmiş olmasına karşın bir “aşı” kavgası, bir “ilk” nerede oldu anlaşılmazlığı, bir doğal mı laboratuvar mı tartışması, bir “Gates” karmaşası…





Karşınızdaki ekranda, basında, sosyal medyada “hep bir” elden “karma-karışık” konuları “uzmanlar” konuşurken aralarında tartışma çıkıyor!





İki “uzmanın” anlaşamadığı bir konunun yurttaşların önüne serilmesine gerek var mı?





Öyle ya, o “görev” mi verilmiş onlara?





Sen “şunu söyle”, sen “bunu söyle” izleyicilerin kafası iyice karışsın!





Evde kalmaktan, sokağa çıkamamaktan, gelir elde edememekten, hareketsizlikten, doyumsuzluktan, mutsuzluktan kafası karıştığı yetmiyormuş gibi yurttaşın…





***





Corona virüsün, yol açtığı hastalığın adına Covid-19 denildi…





CÖ ile CS arasındaki ayrımın “en son”, yedi haftadır evlerinden çıkamayan altmışbeş yaş üstü yurttaşların da önemsediğini gördüm.





Her kim ne derse-desin, günlerdir evde olmanın verdiği erinçsizliği atarken CÖ gibi değil, bundan sonrası için nasıl olacaksa “öyle” sokaklardaydılar!





Maskelerini takmışlardı, sosyal aralığa uymuşlardı genelde…





Hergün yinelenen uyarılardan, hergün ekran başında aynı “konuların” konuşulmasından, hergün “evde kal, elini yıka, temiz ol”dan başka kesinleşen bir şeylerin olmayışından; en çok da yaşamı sürdürmek için yetemeyişten yoruldu herkes!





Bir umut, bir kurtuluş yolu gösterin yeter!



Oktay EROL

13.05.2020 13:58:10

YAZARLAR


KIVANÇ : ADANA’NIN İHRACATI 1 MİLYAR DOLARA ULAŞTI

57 ÜNİVERSİTEDEN 144 PROJE KATILDI

KIZILAY’DAN “KAN DOSTLARINA” TEŞEKKÜR

"NASIL BİR DEMOKRASİ NASIL BİR CUMHURİYET" PANELİ

DEMİRPOR DEPLASMANDAN 3 PUANLA DÖNÜYOR

KENDİSİNİN VE EŞİNİN MALVARLIĞINI BELEDİYE BİNASINA ASTI

ARICILARDAN NARENCİYE BALI HASADI

KARATAŞ BELEDİYE HİZMET BİNASINA SALDIRI

CELAL BAŞLANGIÇ VEFAT ETTİ.

HÜSEYİN SÖZLÜ’NÜN MHP İLE İLİŞKİSİ KESİLDİ

CHP’DE DANIŞMA KURULLARI TOPLANIYOR

“EKONOMİDE BAŞARI, DAHA İYİ BİR YARGI İLE MÜMKÜNDÜR”

“ÜLKEMİZİN YERALTI VE YERÜSTÜ KAYNAKLARI HALKIMIZINDIR!”

YANLIŞ DİYETLER ZAYIFLATMIYOR TAM AKSİ KİLO ALDIRIYOR!

TÜRK TENİSİNDE ÇÜ-ATDSK İŞBİRLİĞİ

“AĞIR VE ORTA HASARLI BİNALAR KADERİNE TERK EDİLDİ”

ÇGC BAŞKAN ADAYI ÇAKIN, ÜYELERLE BULUŞACAK