YAŞAYAN ÜRETİR!

Ülkenin her tür kazanımı önemli; ürettiği tarımsal ürünler de, teknolojik silahlar da, yapay zeka üzerine yapılan çalışmalar da… Bunların her birinin ayrı bir önemi vardır! İçeride insanların temel gereksinmelerini sağlayacak ürünleri yetiştireceksiniz,

Ülkenin her tür kazanımı önemli; ürettiği tarımsal ürünler de, teknolojik silahlar da, yapay zeka üzerine yapılan çalışmalar da… Bunların her birinin ayrı bir önemi vardır! İçeride insanların temel gereksinmelerini sağlayacak ürünleri yetiştireceksiniz, dış odaklara karşı koyacak silahları yapacaksanız, çağın gereklerine yanıt verecek buluşları sağlayacaksınız; çalışmalarınızı/ çabalarınızı/ uğraşlarınızı sürdürmek zorundasınız!

Tarımın da, silahın da, çağın da odak noktasında “insan” vardır; bu yurdun yaşayanları, bu yurdun gönül vermişleri, bu yurdun sevenleri vardır! “İnsanın” geleceğini güvence altına almak, yaşamasını sağlamak, doymasının zorluklarını ortadan kaldırmak temel amaçtır! İnsanlar “açız/ doymuyoruz” derken, emekçisi açlık sınırı altında çalışmaya zorlanırken, emekli “yaşadığını” unuturken, toplumun büyük bir katmanında geçim kaygıları “iç erinci” bitirirken; silahlardan, bir avucun şatafatından, köprülerden/ yollardan/ tünellerden uzaydan söz edemezsiniz! Temelde olan insan!

***

Dün, “Chp Muharrem İnce’yle buluştu, neden Gürsel Tekin’le de buluşmasın” diye sormuştum! Tekin’le arada/ bir görüşmelerimiz olur. Her görüşmemizde ya da televizyon ekranlarında izlediğimde “insan” odaklı söylemlerini içtenlikle dinlerim! Kimi uğraşlarını da sosyal medyadan izlerim! Halkın yaşadığı yoksulluğu, yoksulluğun insanları sürüklediği çıkmazları/ yıkımları ardı arkası kesilmeden yineler! Bir paylaşımında “yoksulluk artık sadece bir ekonomik sorun değil, bir ölüm nedeni” diyor örneğin. Paylaşımının öncesinde de “bir baba elektrik faturasını ödeyemediği için kendini astı, bir emekçi, ‘geçinemiyorum’ diyerek canına kıydı, bir kadın, barınacak yeri olmadığı için yaşamına son verdi” ayrıntısını dile getiriyor! Yoksulluğun yazgı mı yoksa “siyasi” bir istem mi olduğunu da sorgulamaktan uzak durmuyor!

***

Tamam, her tür teknolojik çalışmaların/ çabaların içinde olunacak da; “insan” ne olacak, yoksulluk ne olacak, yoksulluğun dağıttığı aileler ne olacak bunun üzerinde de her şeyden çok çalışılması gerekiyor! İçeride İBB soruşturmaları başlar milyar dolarla yiter gider, güneyimizde önce Irak’a, ardından Suriye’ye, şimdi İran’a okyanus ötesinin “doyumsuz” istekleri nedeniyle saldırılar olur piyasada hazır bekleyen sektörler “zam” pergellerini açar, tüm bunlardan da ücretliler, üreticiler, emekliler en çok zararı görenler olur! 

“Yoksulluk” diyoruz! İçinde ne arasanız bulabilirsiniz; açlığı da, kavgayı da, yıkımı da… “İnsanın” temel gereksinimlere, cam vitrinin gerisinde olup da ulaşılamayanlara nasıl baktığını, bakarken neler düşündüğünü bilir misiniz? Kemal Sunal, kızarmış tavuğa camın gerisinden banarak şanslı olanlardandı belki de; ekmeği bulmuştu! Ancak insan başta doyacaktır, ardından barınacaktır, yaşamındaki temel gereksinmelerden olan elektrik/ su/ doğalgaz borcunu ödeyebilecektir! Tekin, bir kadının barınak yeri olmadığı için yaşamına kıydığını anımsatıyor! Barınamamak “insanın” yazgısı” olabilir mi?

***

Ekmek gibi düşünmek gerek bu ülkeyi… Mayası insan, içeriği emek, sıcaklığı adalet. Evet, çağın gereklerine ayak uydurmak için teknolojik ilerleme, savunma sanayi, yapay zeka önemli. Ama insanın doymadığı bir düzende bu kazanımlar ancak gösteridir/ halkın gözünün önünde sergilenen ama elini uzattığında ulaşamadığı bir vitrin. Vitrinden yararlananlar bir avucun içi kadar; kazanandırlar, dinlenendirler, yatla gezendirler, dinlenceye çıkabilendirler, doyacağından çoğunu masasında yer verendirler…

İnsanlar barınamıyorsa, elektrik faturasını ödeyemeyen baba canına kıyıyorsa, bir kadın sokakta kaldığı için yaşamını yitiriyorsa, suç kimin; “iktidarın” tüm beceriksizliğinin sonucu tsunamiye tutulan dargelirli mi, emekli mi, üretici mi, küçük esnaf mı? Ayrıca “yoksulluğu” salt “açlık” olarak da anlamayalım; kimliğin, onurun, geleceğin elinden alınmasıdır da bir yerde… Haftaya “temmuz”, yılın yarısı gitti, “iktidarın” ağzında bir “aylıklar iyileştirilecek” sözü çıkmadı şu ana dek! Bir yandan emekliler, bir yandan çalışanlar son altı ayda yaşadıkları darboğazdan kurtulmak, insan yaşamını sürdürmek istiyor artık! Betondan/ demirden yapılarla değil, yaşamlarıyla övünmek istiyor; yoksulluktan kurtulmak istiyor! “Yaşayan üretir” çünkü… 


Oktay EROL

24.06.2025 17:13:00

YAZARLAR


KİTAPLARINI KIZ ÖĞRENCİLERİNİN EĞİTİMİNE BAĞIŞLADI

AKKAN’IN İLK RESMİ TOPLANTISI

ADANA’NIN DÜNYA ŞAMPİYONU

“ZEYTİNLİKLER MADENCİLİĞE FEDA EDİLMESİN”

HASAT MEVSİMİNDE ORMAN YANGINI ALARMI

ÜRETİCİLERE DAMLA SULAMA BORUSU DESTEĞİ

YÜREĞİR’DE SU OYUN PARKLARI AÇILDI

Ç.Ü ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ BİLVAR’IN KİŞİSEL SERGİSİ

YUMURTALARI AK PARTİ MİLLETVEKİLİ SATINALDI

CHP’Lİ GÜRER: DOLAYLI KITLIK YAŞIYORUZ

KÖŞGER: GASTRONOMİ KALKINMA ARACI HALİNE GELDİ

3 GÜN SÜRELİ DOĞRU İLETİŞİM, ETİK HABERCİLİK VE DEZENFORMASYON SEMİNERİ

TGC: FATİH ALTAYLI SERBEST BIRAKILMALIDIR

ADNA'DA GÜNÜN FOTOĞRAFI

TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI GENEL KURULU YAPILDI

FATİH ALTAYLI, 'CUMHURBAŞKANINA TEHDİT' SUÇLAMASIYLA GÖZALTINA ALINDI!

"DOĞAL AFETLER TARIM SEKTÖRÜNE CİDDİ ZARAR VERDİ"