YÜKSEK NÜFUZ TİCARETİ YÖNETİMİ RÜŞVET; İNSAN FENOMENİ Mİ, ERDEM Mİ, ERDEMSİZLİK Mİ?

YÜKSEK NÜFUZ TİCARETİ YÖNETİMİ RÜŞVET; İNSAN FENOMENİ Mİ, ERDEM Mİ, ERDEMSİZLİK Mİ?


Nüfuz nedir, ticaret ve kazanç nedir, rüşvet, yolsuzluk, sınav yolsuzluğu nedir? Nüfuz ticareti, rüşvet nüfuzun zorunlu bir uzantısı veya işlevi mi?





Erdoğan’ı, Bahçeli’yi, Ağar’ı, Soylu’yu, Çiller’i, Külünk’ü, Çatlı’yı, FETÖ’yü, danışmanı, Taşkesenlioğlu’nu, bürokratı, milletvekilini, rektörü, emniyetçiyi, adliyeciyi, gazeteciyi, borsacıyı, uyuşturucu baronlarını, kara parayı, mafyayı, çeteleri, Peker’i bir yandan buluşturan, bir araya getiren, diğer yandan ayrıştıran, çatıştıran akt, şart ve süreçler nelerdi, niye bir araya geldiler ve geliyorlar, niye çatışıyorlar? Yüksek bürokrasi nasıl oluşuyor, doluşuyor, işi işlevleri neye karşılık geliyor? Niye birbirine düşüyor, çatışıyor? Rüşvet, yolsuzluk, iltimas, kayırmacılık nedir, bu iş birliği ve çatışmaların neresinde yer alıyor? Tüm bunlar makro düzeyde nasıl yorumlanabilir? Bunlar birer ütopya mı distopya mı? Mücadelesi nasıl yapılabilir, nasıl önlenebilir? İdeal bir düzen mümkün mü? Rüşvetle, nüfuz ticaretiyle, yolsuzlukla başa çıkılabilir mi?





En başta en temel sorular sorulmak durumunda.





“Nüfuz” ticaret mi, rüşvet, iltimas, kayırmacılık, yolsuzluk insanın/insanlığın ayrılmaz zorunlu bir/er fenomeni mi? Bunlar nedir? Nasıl tanımlanabilirler?
Nüfuz ticareti, rüşvet doğuştan mıdır, bir karakter veya erdem midir, öğrenilmiş midir, öğrenildiyse nerede kimden öğrenilmektedir, erdemse bu erdeme, ahlaksızlıksa bu ahlaksızlığa nasıl erişilmektedir?
Çaresi var mıdır, nedir, nasıl?
Biraz daha ayrıntılandırırsak, insanın zorunlu bir fenomeni veya ayrık bir sapkınlığı, o halde nüfuzun ticaretini, rüşvet, iltimas, yolsuzluğu hangi açıklama modelleri daha iyi tanımlayabilir ve açıklayabilir. Rüşvet “fenomeni” veya rüşvet “sapkınlığı” örneğin;





Tanrısal bir durum, bir tasarım veya kader mi? Nüfuz ve ticareti de, rüşvet-yolsuzluk da “hulk edilmiş/yaratılmış” mı?
“Rüşvet” ve “yolsuzluk” denen “şeytan” veya “cin” türü varlıklar mı var, onların işi mi?
“Rüşvet” ve “yolsuzluk” kendi başına birer idea mı?
İnsan tini, insan zihni böyle şeylere uygun mu, “rüşvet”, “yolsuzluk” tinin kendini gerçekleştirmesi mi?
Akıl rasyonalite “rüşvet”i de “yolsuzluğu” da matematik gibi mi görüyor, rasyonellik rüşvet ve yolsuzluğu da mı böyle işliyor?
Kapitalizm mi böyle, para pulculuk para pulun her yolunu mubah mı sayıyor?
Ekonomi-politik mi? Sınıfsal yapılanmanın işleyişi ve ürünleri mi?
Zümrevi mi? Bazı kast ve katmanların “şerefiyesi” mi?
Parti-nüfuzun ilke ve işleyişi böyle mi, parti nüfuz işi mi?
Ahlak-ahlaksızlık yüzünden mi? Yoksa böyle ahlaksızlıklar birer sonuç mu?
Siyaset mi? İnsanın amacı böyle olduğundan, siyaset zaten nemalanma olduğundan mı böyle oluyor yoksa siyasetin böyle olması da bir sonuç mu, başka neden ve ereklerden mi?
Adli sistemin, kolluğun mu bozukluğu?
Tüm bunlar bir sebeple değil de tesadüfi mi?
Akıl, bilim, sanat, demokrasi ile nasıl bir ilişkisi var?
Doğuştan mıdır veya sonradan öğrenilmiş midir?
Mutlak veya dereceli, rüşvet, yolsuzluk aşılabilir mi? Nasıl?
“Nüfuz ticareti” zaten böyle bir şey mi, nasıl önlenebilir?
Dahası eğer nüfuz ticareti, sınav yolsuzluğu veya rüşvet bir “fenomen” ise;





Rüşvet miktarları veya oranları olması mı olmaması mı yeğdir?
“Kötülüğü” Tanrı’dan ve dolayısıyla onun ruhundan gelen insandan saymazsak, “fenomen” değil de “sapkınlık” sayarsak, “şeytani” sayarsak, bu şeytanlarla bu dünyada nasıl mücadele edilecek?





Thales de Tao da, Aristoteles de Farabi de erdemin ne olduğunu soruşturuyordu. Rousseau da Marx da mülkiyetin veya çalma çırpmanın kaynağını soruyordu. Proudhon mülkiyete, insanlığın ortak ihtiyaçlarına yönelik her tür özel mülkiyete, bir diğerinin de yararlanabileceği insanlığın kaynaklarını ele geçirme anlamında zaten hırsızlık diyordu.





Karma veya Stoa etiği, aklı başında her ahlak anlayışı, hak etmediğini almayı hırsızlık, aşağılık bir durum sayıyorsa, bu aşağılıkları nasıl aşacağız? Değerli olan nedir, değeri nasıl tanımlayacağız, herkesin yarattığı değeri almasını, hak edenin hak ettiğini almasını, kapitalizm veya bürokrasi, kapitalist veya amir, haksızın da tepesine binilmesini nasıl sağlayacağız?





Tanımlamak da aşmak da her birimizin bizzat yapması gereken bir durum. Sizce nüfuz ticareti, rüşvet nedir, insan fenomeni midir-doğuştan mıdır-apriori midir veya bazı insanların sapkın anormal bir durumu mudur, “rüşvet” duygusu da var mıdır, haz mıdır hazımsızlık mıdır, akıl bilim vicdan ne yapar, dinsel midir, kültürel midir, rasyonel midir, işin ekonomi politiği nedir, öğrenilmiş midir, nerede nasıl öğrenilmiştir, aşılabilir mi, nasıl aşılabilir?



Adnan Gümüş

3.09.2022 19:36:00

YAZARLAR


TANBUROĞLU: KAZANAN ADANA OLDU

KOCAİSPİR’DEN DEMİRÇALI’NIN İDDİALARINA YANIT VAR

KOCAİSPİR’DEN AK PARTİ VE MHP ZİYARETLERİ

VERGİ ÖDEMELERİNDE SON GÜN 31 MAYIS

“GELECEĞİ KERPİÇLE İNŞA ETMEK” KONULU SEMPOZYUM

ATO MOBİL UYGULAMA YAYINDA

KIVANÇ : ADANA’NIN İHRACATI 1 MİLYAR DOLARA ULAŞTI

57 ÜNİVERSİTEDEN 144 PROJE KATILDI

KIZILAY’DAN “KAN DOSTLARINA” TEŞEKKÜR

"NASIL BİR DEMOKRASİ NASIL BİR CUMHURİYET" PANELİ

DEMİRPOR DEPLASMANDAN 3 PUANLA DÖNÜYOR

KENDİSİNİN VE EŞİNİN MALVARLIĞINI BELEDİYE BİNASINA ASTI

ARICILARDAN NARENCİYE BALI HASADI

KARATAŞ BELEDİYE HİZMET BİNASINA SALDIRI

CELAL BAŞLANGIÇ VEFAT ETTİ.

HÜSEYİN SÖZLÜ’NÜN MHP İLE İLİŞKİSİ KESİLDİ

CHP’DE DANIŞMA KURULLARI TOPLANIYOR