İfral TURGUT

Tarih: 31.10.2018 09:35

ZAMANIN DEVLET ADAMLARI ve ZAMANIN DEVLET MEMURLARI

Facebook Twitter Linked-in

Mudanya’dan Bursa’ya gidiyordu Atatürk. Yer iskele. Sevgili vatandaşları her zamanki gibi etrafını çevirmişti. Herkesin yüzü gülüyor, herkes coşkulu, herkes Ata’sını görmenin inanılmaz onurunu yaşıyordu.
Yaşlı, zayıf bir kadının, elinde bir kağıtla kalabalığın arasından sızarak yanına yaklaştı. Adeta Ata’nın yolunu kesmişti. Titrek bir sesle;
-'Beni tanıdın mı oğul,” dedi. “Ben sizin Selanik’te komşunuzdum. Bir oğlum var; devlet demiryollarına girmek istiyor. Siz onu alsınlar dediniz. Fakat müdür dinlemedi. Oğlumu yine işe almamış. Ne olur bir kere de siz söyleseniz.'
O çelik bakışlı gözler, mutlulukla, samimiyetle parladı. Herkesin duyacağı bir sesle yaşlı kadına;
-'Oğlunu işe almadılar mı,” dedi. “Hem de ben tavsiye ettiğim halde öyle mi? Ne kadar iyi olmuş. Çok iyi yapmışlar. İşte Cumhuriyet böyle anlaşılacak.'
Yaşlı kadın kalabalığın içinde kayboluverdi. Ve Atatürk adeta coşku dolu bir sesle, herkese hitap ederek;
-'İşte Cumhuriyet’ten beklediğimiz netice…' dedi.
Bir cümleyle Cumhuriyeti anlatmıştı.
NEREDEN NEREYE GELMİŞİZ?
• DEĞER YARGILARIMIZ, DEVLET ANLAYIŞIMIZ NE KADAR DEĞİŞMİŞ.

• ŞİMDİ KIYTIRIK BİR İLÇE BAŞKANININ ÖNÜNDE TİR TİR TİTREYEN DEVLET MEMURLARIMIZ O ZAMANIN ADAMLIĞINI HATIRLAYINCA NE DÜŞÜNÜRLER ACABA?

• VE DEVLETE SAYGI, LİYAKATE DEĞER…




Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —