KOZAN'DA CİĞER-ŞİŞ YEMEK...

KOZAN'DA CİĞER-ŞİŞ YEMEK...

Kozan’da ‘şişte ciğer’ yemenin güzelliğini bilen,bilir…

Her ne denli ‘şişte ciğer’ desem de; aslı ‘ciğercinin’ ince şişlere dizerek, kömür közünden on santim yukarıda pişirdiği ‘damak tadına’ uygun yiyecektir…

Küçük ciğer parçalarının arasına, yine aynı boylarda yağlar eklenir.

Ciğerin, Kozan serin yaylalarında, yüksek dağlarında kekik, yemişen benzeri yiyeceklerin yanı sıra doğal bitki örtüsünden de yararlanarak beslenen ‘keçi’ den olmasına özen gösterilir…

Koyun ya da dana ‘ciğeri’, keçi ‘ciğerinin’ tadını vermez, veremez!

Keçi inatçıdır!

Keçi inatçılığı, etini-ciğerini yiyen Kozanlının kişiliğine de yansımıştır; denilenleri dinlese de, inatlaşır!

‘Keçi eti’ ya da ‘keçi ciğeri’ konusunda direttiğimiz gibi…

Şunu söylerim: Kozan’ın suyundan içtin mi, keçi etini yersin…

Hiç unutmam…

Bir kış ayının sabahı, arkadaşlarla bir çorbacıda kahvaltı yapacağız. Masamızın hemen yanında, bir karışa-bir metrenin üzerinde boyutu olan uzun mangal; içerisi kıpkırmızı köz…

Mangalın üzerinde sabah sabah ‘ciğer’ şişleri dizilmiş!

Biz çorbamızı kaşıklarken, yanımızdakiler ‘şişte ciğeri’ ekmek arasına çekiyor; tuzlu kimyonu atarak, üzerine soğan salatasını yayarak…

Sonradan emniyet görevlisi olduğunu öğrendiğim birinin, ‘sabah sabah nasıl yiyorsunuz ciğeri, anlamıyorum’ dediğini duydum…

Burası Kozan. Üzerine çok söz söylense de, konukseverliğine-yardımlaşmasına denecek ‘söz’ yoktur, Kozanlının…

Ciğer yiyene ‘nasıl yenir’ denildi ya; şişi dürümleyen hiç bozulmadan, yeniden bir dürüm yapıp ‘ciğere’ söz söyleyene uzattı.

‘Buyurun, tadın…’

‘Yok, yok… Hayır…’

‘Bir kez denemekle bir şey olmaz ki, bakın bende yedim…’

O gün ısrara dayanamayıp ‘şişte ciğeri’ sabah sabah zorla da olsa yediğini anımsıyorum.

İki gün sonra da ‘şişte ciğer’ mangalının önünde sabah sabah beklediğini gördüm ‘nasıl yenir’ diyenin.

Şu sözüne de hiç unutmam:

‘Ciğer, aslında sabah kahvaltı olarak yenmeli. Sindirim açısından oldukça önemli çünkü… Ciğerin sabah yenmesi bana daha mantıklı…’

İçimden ‘Kozan suyu içince, keçi ciğeri yenir’ sözlerimi geçirdim…

Kozan dışındakilerin, Kozan’a uğradıklarında bunu bir kez denemelerini isterim…

Ama mutlaka…



DOYUMSUZ

Dışarıdan gelenler, Kozan’ı pek tanımayanlar insanımızın birbirine düşkünlüğünü, yabancı birine yaklaşımını anlatırken gözleri yaşarıyor.

En son Kozan’a üniversite öğrenimi için gelen Mehmet’in babası Ahmet söyledi.

‘Daha taşındığımız gün, apartmandaki karşı kapı komşum, elindeki büyük bir tepsiye doldurduğu yemekle geldi. Acıkmışsınızdır, dedi. Önce bir güzel karnınızı doyurun, sonra işinize devam edersiniz, dedi. İnanın bir garip oldum. Yıllardır apartmanda yaşarım, daha böylesini görmedim. Karşılıklı ilişkilerin yaşadığı, şipşirin bir yermiş Kozan. Bozulmamış, hem içten, hem de düzgün…’

Kozan’da bunların yaşandığı doğrudur.

Aç olanın bir kapıya vardığında doyacağı da…

Şunu düşünüyorum: Kozanlının doyumsuzluğundan mı acaba açları doyurma isteği?

Kozanlı doyumsuzdur. Hep bir şeylerle uğraşır- durur, ama istediği gibi yaşama kavuşamaz. Bilgisi, becerisi hem gelişmez, hem de özelikle geliştirilmesi için çaba harcanmaz; çaba harcattırılmaz! Bir şeyler, ya da bir bilinmez güç gelişmesini engeller!

Nasıl mı?

Örneğin, ürettiği ürünün daha nitelikli olması, daha uzun zaman dayanması, sözü edilir bir güç oluşturulması, ürünün aranması, adının markalaşması durdurulur, hep savsaklanır.

Birkaç kişi bir arya gelerek birliktelik oluşturamaz. Birlik olmayı isteyenler, bilinmeyen nedenlerle bozdurulur. Sivil toplum örgütleri üyeleri bilinçlendireceği, onları kenetleyeceği yerde kızıştırılır. Birbirlerine küstürülür, grupçuklaştırılır.

Bu gerçek Kozan’da doyumsuzluğun basamaklarını oluşturur.

Kozanlı narenciye üretir doyamaz. Buğday, mısır, pamuk üretir sevinemez. Hep yeni yıllara umudunu taşır. Her yeni gelen yıl bir önceki yılı aratır…

Kozanlının içinde bulunduğu bungunluk öyle büyüktür ki, yine de doyumsuzluğunu bir başkasına bildirmez.

İşte bu doyumsuzluk, yeni komşusunun açlığını doyurur.

Oktay EROL

6.03.2018 13:01:39

YAZARLAR


ZEYDAN KARALAR: HİZMETTE SİYASİ AYRIM YOK

ENERJİSA’DAN "SEÇİM" AÇIKLAMASI

CHP İL BAŞKANI TANBUROĞLU: KAZANIYORUZ

ÇUKUROVA ÖDÜLÜ TYS BAŞKANI ÖZYALÇINER’E VERİLDİ

SEÇİME 3 GÜN KALA HATIRLADI!

“OMUZ OMUZA YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ ”

“GAZETECİLER SEÇİM SONUÇLARINA ENGELSİZ ULAŞABİLMELİDİR”

KEREM ŞAHİN TMMOB ADANA İKK SEKRETERİ

DEM EŞBAŞKAN ADAYLARI: ADANA’DA İTTİFAK YOK DEM PARTİ VAR!

TÜRKEŞ: ADANALILAR HİZMETİN EN İYİSİNİ HAK EDİYOR

CUMHUR İTTİFAKI 5’İ BİR YERDE

TEMİZLİK TAKINTISI NEDİR? KİMLER DE GÖRÜLÜR?

İKLİM DOSTU KENTLER İÇİN YEREL YÖNETİM ADAYLARINA ÇAĞRI

OYA TEKİN SEYHAN İÇİN EN BÜYÜK HAYALİNİ AÇIKLADI

DIŞİŞLERİ BAKANI FİDAN: HALİL NACAR’IN YANINDAYIZ

TUİK: KRONIK HASTALIĞI OLAN 65+ YAŞTAKI KIŞILERIN ORANI %78, 7

İMO: ŞANTİYELERDE, MÜHENDİSLERE YÖNELİK ŞİDDET SON BULSUN!