Kozan
Manşet Haber 12.04.2016 09:10:34 0

Kozan'da Hal Sorunu

Kozan'da Hal Sorunu

Adana’nın Kozan İlçesinde sebze-meyve halindeki sorun giderek büyüyor. Kozan Yaş Sebze ve Meyveciler Esnaf Odası Başkanı Süleyman Delibaş, ilçede sebze - meyve satışlarında kayıt dışılığın had safhaya ulaştığını belirterek, Büyükşehir Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ile Vergi Dairesi Yetkilileri'ni göreve çağırdı.kozan_esnaf_delibas (2)

Kozan'da yaşanan kayıt dışı satışlar nedeniyle sorunlarını dile getirmek üzere Adana ESOB'a gelerek Birlik Başkanı Nihat Sözütek'e dert yanan Başkan Delibaş, kayıtlı hal esnafının haklarının korunması konusunda da destek istedi.

Başkan Delibaş, Büyükşehir Yasası'nın çıkmasıyla, dışarıda yapılan toptan kayıt dışı satışların kontrol altına alınması konusunda büyük sıkıntılar ortaya çıktığına işaret ederken, bu durumu protesto için halde bulunan 54 esnaf ile ortak hareket ederek, meyve - alım satımını minimum seviyeye indirdiklerini belirtti.kozan_esnaf_delibas (3)

Yaptıkları eyleme rağmen, ne Büyükşehir Belediyesi'nden ne de Vergi Dairesi'nden bir tek yetkili ya da sorumlunun kendilerine gelerek ya da arayarak dertlerini sormadıklarını ifade eden Başkan Delibaş, 'Bu da yetmiyor gibi esnafımızın sorunlarına çözmek yerine cezalandırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Kozan halkı, esnafımız bizi cezalandırın diye sizlere oy vermedi. Bu kentte, hale giren çıkan tüm ürünler faturalıdır. Devletimize vergisi, stopajı ödenir. Adana'dan getirilip, dışarıda kayıt dışı satılan her ürün kişilerin cebine giriyor.  Denetimler yetersiz. Esnafımız iki yıldır kan ağlıyor. Korsan satıcılara, kayıt dışına engel olunarak hem devletimiz, hem vergisini ödeyen, primini yatıran, istihdam oluşturan kayıtlı esnafımız korunmalıdır.'dedi.

Delibaş, Kozan Sebze - Meyve Hali’nin içindeki ana kapı dışındaki kapıların açılması için hal esnafı arasında yaptıkları oylamada, 14'e karşı 35 evet oyu çıktığına da dikkat çekerken, bu meselenin de ivedilikle çözülmesini istediklerini kaydetti.kozan_esnaf_delibas (1)

Birlik Başkanı Nihat Sözütek de, devletin esnaf ve sanatkarını koruyup, kollamasının kanun gereği olduğuna dikkat çekerek, 'Kayıt dışı, korsan satışlar konusunda genelde bütün esnaflarımız sıkıntılı. Kozan esnafının da sıkıntısı had safhaya ulaşmış, zirve yapmış durumda. Esnaf, devlet ile halk arasında köprü vazifesi yapıyor. Devletimiz de esnafımızın yanında olmalı. Ben Sayın Hüseyin Sözlü başkanımızın, bu konuda yeterince bilgilendirilmediğini düşünüyor, gereğini de yapacağına inanıyorum. Vergi Dairesi Başkanımız Sayın Ahmet Tunalı da konuya vakıf ve çözüme destek sözü verdi. Kendisine teşekkür ediyorum.Bu işin peşini bırakmayacağız. Bu esnaf orda vergi veriyor, istihdam oluşturuyor. Biz de Sayın Başkan Delibaş ve esnafımızın yanındayız. İlgili ve yetkili kurumların, esnafımızın feryadına kulak vermesi ve sorunlarına bir an evvel çözüm bulmalarını istiyor ve bekliyoruz'diye konuştu.

Kozanlı Oda Başkanları da toplantıya katılarak Kozan Yaş Sebze ve Meyveciler Odası Başkanı Süleyman Delibaş’a ve hal esnafına destek oldular.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°