KOZVAK 1. FOTOĞRAF ÖDÜLLERİ
Manşet Haber 30.09.2020 10:20:03 0

KOZVAK 1. FOTOĞRAF ÖDÜLLERİ

KOZVAK 1. FOTOĞRAF ÖDÜLLERİ

Kozan Çevresi Sosyal ve Kültür vakfı (KOZVAK) 1. Fotoğraf Yarışması ödülleri sahiplerini buldu.

Kozan Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Atatürk Parkı  Kadın Kültür Merkezinde yapılan törene Kaymakamı Şafak Gürçam, Belediye Başkanı Kazım Özgan, İlçe Emniyet Müdürü Ferdi Büyükatak, İlçe Jandarma Komutanı Nuh katıldı.
Kozan’ın kurtuluşunun 100. Yılı anısına düzenlenen ve kadınların kamerasından çekilen çiçek fotoğrafları, hem halkın hem de jürinin beğenisine sunuldu. Halk oylaması sonunda Tülay Şenol birinci seçilirken; Fazilet Andırın ve Esin Küçüktatıl’ın yakaladığı kareler, en çok beğenilen diğer fotoğraflar oldu.
Seçkiler içinden jürinin belirlediği sıralamada ise Adeviye Topaloğlu birinciliği kazanırken, Gürcan Bolol Mutlu’nun fotoğrafı ikinciliğe, Melek Gedik’in karesi ise üçüncülüğe layık görüldü.Yarışmada Tuğçe Gültekin, ve Wendy Karahaliloğlu’nun fotoğrafları ise Kozvak Özel Ödülü ile taçlandırıldı.
Kozvak Başkanı Duru Çiftçi; “Bu sene Kozan’ımızın Kurtuluşunun 100 yılı Pandemi nedeniyle biraz gecikmeli bir yarışma yaptık. Önümüzdeki süreçte bu tür yarışmaların devamını yapmayı planlıyoruz. Önümüzdeki yıl Barışmanço anısına Uluslar arası bir yarışma yapmayı hedefliyoruz.”dedi.
Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan’da  Kozvak’a ve Kozvak başkanı Duru Çiftçiye teşekkür ederek “Bu tip kültürel organizasyonların ilçemizde artması gerekli. Biz hem Belediye bünyesinde hem de dışarıdan gelen arz ile bu tip projelere öncü ve destek olmaktan çok mutlu oluyoruz.” dedi.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°