Savaş bütün hızıyla devam ediyordu. Ama O’nun aklında cephedeki savaştan sonra girişilecek olan uygarlık savaşı vardı. Çünkü biliyordu ki, ekonomide, sağlıkta, sanatta, sporda, kısaca nerede bir problem varsa onun temelinde eğitim vardır.
Ülkenin ancak eğitimle çağ atlayabileceğini bilen Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Muharebesi'nin en kritik günlerinde, top sesleri Polatlı’ Ankara'da Maarif Kongresi'ni topladı. Kongrenin açış konuşmasında, “millî” ve “çağdaş” bir eğitimin temellerinin atılmasını, yapılacak işlerin sağlam bir programa bağlanmasını isteyerek, “Yüzyıllarca süren derin idarî ihmallerin devlet bünyesinde açtığı yaraları iyileştirme yolunda harcanacak çabaların en büyüğünü, hiç şüphesiz, irfan yolunda kullanmalıyız.Şimdiye kadar izlenen öğretim ve eğitim yöntemlerinin, milletimizin gerileme tarihinde, en önemli etken olduğu kanısındayım,Orduların yönetilmesinde nasıl ilim ve fen rehber edinilerek zafere ulaşılmış ise, milletimizi yetiştirmek için kaynak olan okullarımızın ve yüksek öğretim kurumlarımızın kuruluşunda da, ilim ve fennin yol gösterici olacağını belirtir,”dedi.
Ayrıntıları eğitim uzmanlarına bırakmak istiyor, eski devrin hurafelerinden, boş inançlarından, Doğudan ve Batıdan gelebilecek zararlı etkilerden uzak, milli karakterimize ve tarihimize uygun bir kültüre muhtaç olduğumuzu belirtiyordu. Sözlerini, gelecekteki kurtuluşumuzun büyük önderleri olarak nitelediği öğretmenleri selamlayarak bitirdi.
Öğretmenlerin nitelikli bir biçimde yetiştirilmesi gerektiğini ifade ederek,
• Programların çağdaş bir anlayışla bilimsel temellere uygun olarak düzenlenmesini;
• öğrencilerin yaparak yaşayarak zevkle öğrenmelerinin sağlanmasını ve yaşama hazırlayıcı olmasını,
• Okulların çağdaş bir biçimde düzenlenmesini ve yaygınlaştırılmasını,
• Kütüphane ve kitapların yaygınlaştırılmasını istedi.
Bunların sağlanabilmesi için de dört temel ilke belirledi:
1. Eğitim milli olmalıdır..
2. Öğretimde birlik sağlanmalıdır.
3. Eğitim bilimsel olmalıdır.
4. Eğitim yaygınlaştırılmalıdır.
Mustafa Kemal’in, “Cumhurbaşkanı olmasa idiniz, ne olmak isterdiniz,” sorusuna, “Maarif Vekili olarak eğitim davasına hizmet etmek isterdim,” diye cevap vermesi bile eğitimin millet hayatında ne kadar önemli olduğunu, bir anlamda eğitim yöneticilerinin niteliklerini ifade etmiyor mu?
SAVAŞIN ORTASINDA EĞİTİM ŞÜRASI TOPLAYAN ADAMDAN, BARIŞIN ORTASINDA HIRSIZLIK YAPAN, GENÇLERİN GELECEĞİNİ ÇALAN İNSANIMSILARA GELDİK.
• EKONOMİ NASIL OLSA DÜZELİR DOSTLAR.
AMA
• BU KÜLTÜR, KARAKTER, ONUR VE İNSANLIK EROZYONUNU ONARMAK ZAMAN ALACAK.