KÜRESEL BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ 2022
DÜNYA 1.01.2023 20:51:08 0

KÜRESEL BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ 2022'DE BÜYÜK YARA ALDI

KÜRESEL BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ 2022'DE BÜYÜK YARA ALDI






2022’de COVID kısıtlamalarının azalmasıyla daha çok sayıda gazeteci sahada görev yaptı. Çatışmaların arttığı bir dönemde bu durum, son bir yılda gazetecilerin ölümü ve hapsedilmelerinde önemli artışa da yol açtı.





Meksika’da şiddet, Ukrayna’da savaş, baskıcı yasalar ve medyaya yönelik operasyonlar, 2022’yi medya için zor bir yıl haline getirdi.





İran’da protestoları izleyen gazetecilerin cezaevine atıldığı ya da Batı Şeria’da çatışma ortamında gazetecilerin öldürüldüğü 2022 yılında, tutuklamalar ve ölümcül şiddet her zamankinden fazlaydı.





Medya izleme örgütlerine göre basın özgürlüğü 2022’de düştü.





Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü bu yıl 533 gazetecinin tutuklandığını ve 57’sinin öldürüldüğünü açıkladı.





Çin, Myanmar ve İran gazetecilerin en fazla hapsedildiği ülkeler.





Meksika, Ukrayna ve Haiti 2022’de haberciler açısından nispeten ölümcül bölgeler oldu.





Ukrayna’yı işgal eden Rusya, haberciliği baskı altına alan boğucu yasalar çıkardı ve önemli haber organları kapanmaya zorlandı.
Ukrayna’da da medya halkı bilgilendirmeye çabalarken, kendi çalışanlarını güvende tutmaya çalıştı.





Kievli gazeteci Olga Rudenko, “Savaşları izlemek hiçbir zaman kolay olmadı. Ama özellikle savaş ülkenizdeyse ve olay yerine varan, ardından da güvenle evine dönebilen bir gazeteci değilseniz. Ne siz ne de aileniz güvende” diyor.





Ama gazeteciler için tehlikeli olan sadece savaş alanları değil. Meksika’daki şiddet ve gazetecilerin hedef alınması, en ölümcül yılın yaşanmasına yol açtı.





Article 19 İnsan Hakları Örgütü’nden Paula Saucedo gazetecilerin karşı karşıya kaldığı şiddet tehdidine dikkat çekiyor: “Bizi en çok endişelendiren ölümcül şiddet. Çünkü bir gazeteci öldürüldüğünde çifte cinayet işlenmiş oluyor. Öldürülen kişiyle birlikte haberlerin sesi kısılıyor ve soruşturmalar anlatılmıyor. Bu durum güçlü ve artan bir korku ve sansür ortamı yaratıyor.”





Çin medyaya sansürde lider konumda ve etkisi en çok Hong Kong’da hissediliyor.





Uzmanlar Apple Daily gazetesinin kurucusu Jimmy Lai’nin davasının bir mesaj göndermeyi amaçladığını söylüyor.





Hong Kong Yabancı Gazeteciler Kulübü’nden Keith Richburg’e göre, “Bu tarz ulusal güvenlik davaları, ‘bu Jimmy Lai gibi güçlü kişilerin başına gelebiliyorsa herkesin başına gelebilir’ mesajını veriyor.”





Başka yerlerdeki baskıcı yönetimler de Afganistan’daki gibi güvenilir basına ulaşımı engelliyor.





Taleban VOA’in radyo yayınını yasakladı ama gazeteciler işlerine devam edeceklerini belirtiyor.
VOA Afgan servisinden Shaista Sadat Lami, “İnsanlar bize güveniyor ve bizi duymak istiyor. Ne olursa olsun bizi bulacaklar” şeklinde konuştu.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°