Kurttepe’ye Park, Öğrenciye Yurt
Manşet Haber 15.02.2014 13:54:16 0

Kurttepe’ye Park, Öğrenciye Yurt

Kurttepe’ye Park, Öğrenciye Yurt

soner_adanaHer yerde “Mazbatasız başkan” diye karşılanan CHP Çukurova Belediye Başkan adayı Soner Çetin, Kurttepe’ye “park”, üniversiteli öğrencilere de yurt yapma sözü verdi. Çetin, “Yeri hazır, parası tamam, bir tek kuruş belediyenin kasasından çıkmayacak” diye konuştu.

CHP Çukurova Belediye Başkan adayı Av. Soner Çetin, Kurttepe Mahallesi’nde düzenlenen sokak arası toplantısında çocuk parkı yapma sözü verdi. Mustafa Kütük adlı bir yurttaşın “Evimin önü imar planında yeşil alan ve park olarak gözüküyor. En yakın park iki kilometre uzakta. Buraya park mümkün olabilir mi?” diye ricada bulundu. Çetin de mahallelerinin önünde “Seçildikten sonra ilk işlerimizden biri bu sorunu çözmek olacak. Eğer o arsa yeşil alansa en kısa sürede parkınızı yapıp çocuklara hediye edeceğiz, hiç merak etmeyin” diye konuştu.

Adana’ya üniversite okumak için gelen gençleri rahat ettirmek amacıyla bir yurt yapacaklarının da sözünü veren CHP Çukurova Belediye Başkan adayı Çetin, “Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu yurt yapılmasını çok önemsiyor. Biz henüz seçilmeden kolları sıvadık, arsa da hazır. Projesini de hazırlıyoruz. Belediyemizin kasasından bir tek kuruş çıkmadan gençlerimiz için yemekhanesi, kütüphanesi de olan çok güzel bir yurt yapacağız” diye bilgi verdi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°