Manşet Haber 9.04.2013 00:19:51 0

'Kuzey Adana, Çarpık Kentleşmenin Ürünüdür'

'Kuzey Adana, Çarpık Kentleşmenin Ürünüdür'

 

TMMOB Adana İKK Sekreteri Nazım Biçer, 'Güney Adana ile Yüreğir ve Sarıçam'da iç içe geçmiş iki katlı düzensiz, çarpık binalar yığını bulunuyorken, kuzeyde Çukurova İlçesinde çok katlı, sosyal donatı alanı yetersiz, tip mimariye sahip binlerce konut yığınıyla, mekânsal düzenlemelerin olmadığı bir bölge karşımıza çıkmaktadır' dedi

nazim_bicerTürk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri, İnşaat Mühendisi Nazım Biçer, kentsel dönüşümün sadece riskli yapıların ortadan kaldırılması için yapılan bir çevre düzenlemesi olarak algılanmaması gerektiğini bildirdi. Adana'daki riskli alanlar ve kentsel dönüşümle ilgili tartışmalara dikkat çeken Nazım Biçer, kentsel dönüşümün ekonomik, politik, hukuksal ve yönetsel hem de sosyolojik bir konu olduğuna işaret etti. Kamuoyunu bilgilendirmek adına yaptığı açıklamalarla belediye başkanlarının da dikkatini çeken Biçer, kentsel dönüşümün birden çok değişkeni içerisinde barındıran, ekonomik, sosyolojik, kültürel, tarihsel, siyasal ve her şeyden önemlisi insani boyutları da içeren bir konu olarak görülmesi gerektiğini söyledi.

Bir deprem ülkesi olan Türkiye'de, bugüne dek uygulanan yanlış planlamalarla oluşan çarpık kentleşme ve sağlıksız yapılaşma nedeniyle mevcut yapıların büyük çoğunluğunun afet riski altında olduğunu vurgulayan Biçer, 'Türkiye'deki, 19 milyon civarında olduğu bilinen yapı stokunun ayrıntılı bir değerlendirmesi yapılamamıştır henüz. Mevcut binaların yüzde 67'si ruhsatsızdır. Ülkemizdeki yapı stokunun sorunlu olduğu artık herkes tarafından kabul edilmektedir. Bu durumdaki kentlerde bizi bekleyen tehlikenin boyutları açıktır.

Bu bağlamda, yapı stokunun yenilenmesi, güçlendirilmesi noktasında vakit geçirilmeden adım atılması gerekmektedir. Bu nedenle Kentsel Dönüşüm ve yenilenme bir ihtiyaçtır. Ancak Kentsel Dönüşüm projeleri keyfiyetten uzak, rant projesi haline dönüşmeden, bilimsel ve programlı bir yaklaşımın, bütünlüklü ve sürdürülebilir kentleşmenin bir unsuru olarak ele alınmalı ve uygulanmalıdır. Bugün projeler ne yazık ki bu hassasiyetlerden oldukça uzak bir anlayışla tanzim edilmekte, barınma hakkı rant odaklı projelerin insafına bırakılmaktadır.

Kentsel dönüşüm uygulamalarında siyasi iktidar tarafından pembe bir tablo çizilmektedir. Biz mühendisler, mimarlar, şehir plancıları bu tablonun bırakalım pembe olmasını, mevcut durumuyla uygulanmaya çalışıldığında iç karartıcı olduğunu ve kentsel dönüşüm projeleriyle sorunların çözülmesi şöyle dursun, yeni sorunlu noktaların oluşmasına sebep olacağını düşünüyoruz' dedi.

'SOSYOLOJİK SORUNLAR İÇERİR'

Kamuoyunda kentsel dönüşüm olarak bilinen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasası'nı başlangıçta halkta yarattığı beklentiyi de gözeterek önemsediklerini ancak yasanın içeriğine ve uygulamalarına bakıldığında bilimsellikten, uygulanabilirlikten uzak ve sosyal yönleri neredeyse olmayan bir uygulama ile karşı karşıya olunduğunun görüldüğünü ifade eden Biçer, şunları söyledi:

'Deprem tehlikesini ve yapı stokunun haldeki durumu gerekçe gösterilerek, kentlerimiz birer rant alanı gibi görülerek sermayeye sunulmaktadır. Bu durum büyük mağduriyetlere yol açmakta, dar gelirlileri borçlandırmakta, yeni kurulacak mahallelerle yoksulları kent dışına atacak özellikler içermektedir. Tüm bunlar kentlerimizde büyük sosyolojik sorunlar doğuracaktır. Şimdiden görülmeye başladı ki, kentsel dönüşüm projeleri yaygınlaştıkça, iyimser tablo dağılmaya, olumsuzluklar ortaya çıkmaya, mağduriyetler görünür hale gelmeye başlamaktadır. Çarpık kentleşme ve sağlıksız yapılaşma konusunda sicili bozuk olan, yapı stokunun mevcut durumu içler acısı halde bulunan Adana, kentsel dönüşüm sürecinin başat illerinden biri olarak, olumsuz sürecin de simgelerinden sayılacaktır.

Çünkü kentsel dönüşüm projeleri, asıl olarak, yoksulların kent dışına çıkartılmasını, projelerle ortaya çıkacak kentsel değerin, mahalle halkının değil, sermaye gruplarının kullanımına açılmasını öngörmektedir ki, bizlerin asıl itiraz noktası da budur. Biz, kentlerin rant projeleriyle kurgulanmasını değil, kentlerin yaşanabilir olmasını istiyoruz. Ana talebimiz, sağlıklı, yaşanabilir konutların, insanın temel hakları arasında sayılması, barınma hakkının anayasal güvenceye kavuşturulmasıdır.

Topraklarının büyük kısmı değişik oranlarda deprem kuşağında bulunan ülkemizde, mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi amacıyla başlatılan kentsel dönüşüm projelerinin TOKİ marifetiyle hayata geçirilmesi ve TOKİ üretiminin kamusal denetimden muaf tutulması ise bir başka tuhaflığa işarettir. Ancak bu konu bir başka gündemle ele alınacak önemdedir.

ADANA ÖZELİNDE KENTSEL DÖNÜŞÜM

Adana'nın fotoğrafı doğru okunduğunda; ilk göze çarpan nokta, Adana'nın D-400 karayolunun güneyi ve kuzeyi ola¬rak bıçak gibi ikiye kesildiği; iki ayrı bölgede, şehircilik açısın¬dan büyük farklılıklar olduğu, sosyo-ekonomik açıdan da, kent dokusunun ayrıştığı, yeni ve çağdaş imarlı kent olarak gösterilen Kuzey Adana'da çok katlı binaların çağdaşlaşmanın değil çarpık kentleşmenin bir ürünü olarak karşımıza çıktığı, son derece sağlıksız betonlaşma ve yüksek yoğunluklar bulunduğu görülmektedir.

Güney Adana ile Yüreğir ve Sarıçam'da iç içe geçmiş iki katlı düzensiz, çarpık binalar yığını bulunuyorken, kuzeyde Çukurova İlçesinde çok katlı, sosyal donatı alanı yetersiz, tip mimariye sahip binlerce konut yığınıyla, mekânsal düzenlemelerin olmadığı bir bölge karşımıza çıkmaktadır.

Özellikle 90'lı yılların başında nispeten az gelişmiş yörelerden göç alan kentimiz, imarsız, ruhsatsız, denetimsiz binaların yapılmasıyla iyiden iyiye bir köy görünümü kazanmıştır. Zamanla da altyapı, ulaşım, sağlık gibi ikincil sorunları da beraberinde taşıyarak kenti adeta yaşanmaz hale getirmiştir.

Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından, Sinanpaşa, Fatih, Göl, Ziyapaşa, Köprülü ve İkbinevler Mahallelerinde; Seyhan İlçe Belediyesi tarafından, Bey, Barbaros ve Barış, İsmetpaşa Mahallelerinde; Yüreğir İlçe Belediyesi tarafından, Başak, Kışla, Yavuzlar, Serinevler, Karacaoğlan, Akıncılar, Sinanpaşa ve Kışla Mahallelerinde; Çukurova İlçe Belediyesi tarafından, Belediye Evleri Mahallesinde; Sarıçam İlçe Belediyesi tarafından, Mehmet Akif Ersoy ve Yıldırım Beyazıt Mahallelerinde kentsel dönüşüm uygulamalarının yapılacağı bilinmektedir.

Kentin riskli yapılarını içeren acil dönüşüm gerektiren yerlerin tespitinin mahalle halkının, ilgili kurumların, meslek örgütlerinin, üniversitelerin görüşü alınarak, yerinde dönüşümün sağlandığı, ekonomik, demografik, sosyal, kültürel, fiziksel ve tarihsel yapının korunduğu, aynı yoğunlukta depreme dayanıklı konutlar inşa edilerek, sosyal donatı alanları ile yeşil alanların sayısının arttırıldığı, mekânsal alt yapının yeterli olduğu kentsel dönüşüm projelerinin hayata geçirilmesini savunuyoruz. Ayrıca ilgili alanlarda riskli yapıların dönüştürülmesi çalışmalarının, altyapı ve ulaşım sorunlarıyla beraber ve kentin bütünselliği içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Adana İl Koordinasyon Kurulu olarak geçtiğimiz yıl, 14-15 Mart'ta Adana Kentsel Dönüşüm Çalıştayı, 16 Kasım'da Yerel Yönetimler ve Kentsel Dönüşüm Paneli düzenleyerek Kentsel Dönüşüm tüm yönleri ile enine boyuna masaya yatırılmış ve çıkan sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmıştır. Kentsel dönüşümün enine boyuna tartışıldığı, irdelendiği, konunun tüm aktörlerinin yer aldığı bilimsel tabanlı etkinliklerimiz devam edecektir.

Adana'da bulunan Mimar, Mühendis ve Şehir Plancılarının temsilcisi olarak, kentimizde yapılması planlanan tüm kentsel dönüşüm uygulamalarını yakından takip ederek, öncelikle kentlimiz adına, bilimsel ve doğru uygulamaların yapılması için çalışmalarımıza devam edeceğiz.'(KAYNAK:          YENİ ADANA GAZETESİ)

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

24.9° / 15.2°