Laik, demokratik Cumhuriyete birlikte sahip çıkacağız”
Manşet Haber 8.04.2016 00:08:58 0

Laik, demokratik Cumhuriyete birlikte sahip çıkacağız”

Laik, demokratik Cumhuriyete birlikte sahip çıkacağız”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Ayhan Barut, AKP iktidarı döneminde Türkiye’nin çağdaşlıktan, demokrasiden ve laiklikten uzaklaştığına dikkati çekti. Barut, bu durumdan kaygı duyan tüm kurum ve kuruluşlarla güç birliği yaparak laik, demokratik Cumhuriyete sahip çıkacaklarını belirtti.chp_pirsultan_sukru_sahin (2)

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Adana Şube Başkanı Şükrü Şahin ve yönetim kurulu üyeleri Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Ayhan Barut ve il yönetimini ziyaret etti.  Barut ve yönetimini Cumartesi günü CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve gazeteci-yazar Erdoğan Aydın’ın Çukurova Belediyesi Orhan Kemal Kültür Merkezi’nde konuşmacı olarak katılacağı “Alevilerin Demokratik Türkiye Hayali” konulu panele ve dayanışma yemeğine davet eden Şahin, laik, demokratik Cumhuriyet sayesinde insanların bir arada huzur içinde yaşayabildiğine dikkati çekti.chp_pirsultan_sukru_sahin (1)

“GERİCİLİĞE KARŞI ORTAK MÜCADELE ŞART”

Mevcut iktidarın dini değerleri kullanarak “zorunlu din dersi”, “dört gün okul bir gün cami” gibi yaşama geçirdiği çağdaşlıkla bağdaşmayan uygulamaların, toplumsal yaşamı tehdit ettiğini ifade eden Şahin, laik, demokratik cumhuriyetten yana olan tüm kurum ve kuruluşların yobazlığa, gericiliğe karşı ortak bir mücadele vermesi gerektiğini söyledi.

TÜRKİYE DEMOKRASİDEN UZAKLAŞIYOR

Türkiye’nin 14 yıllık AKP iktidarı döneminde her geçen gün geriye gittiğini, çağdaş yaşamdan, demokrasiden, laiklikten uzaklaştığını belirten Barut, dini unsurların kirli yanların gizlenmesi için bir araç olarak kullandığını vurguladı.

“HEP BİRLİKTE SAHİP ÇIKACAĞIZ”

“Laik, demokratik Cumhuriyete hep beraber sahip çıkmalıyız” diyen Barut, uygulamalarıyla toplumu ayrıştıran, farklı özelliklere sahip insanlar arasındaki barış ortamının bozulmasına neden olan siyasal iktidara karşı aynı kaygıları taşıyan kurum, kuruluş ve kişilerin güç birliği yapması gerektiğini kaydetti. Barut, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi aynı zamanda laik, demokratik Cumhuriyetin teminatıdır.  Cumhuriyet Halk Partisi aynı zamanda ezilenlerin, zulme ve haksızlığa uğrayanların, yoksulların yanında emek mücadelesi veren partidir. Cumhuriyet değerleri ve halk yararı ortak paydasında gericiliğe, yobazlığa karşı tüm kurum ve kuruluşlarla güç birliği yapmaya hazırız” şeklinde konuştu

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°