“Laikliğe karşı olmak Cumhuriyete ihanettir”
Manşet Haber 27.04.2016 11:48:58 0

“Laikliğe karşı olmak Cumhuriyete ihanettir”

“Laikliğe karşı olmak Cumhuriyete ihanettir”

Adana(Ulus)--Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Ayhan Barut, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın laikliği hedef alan sözlerine sert tepki gösterdi. Laikliğin demokrasinin, çağdaşlığın, bilimselliğin ve toplumsal barışın mihenk noktası olduğunu belirten Barut, “Türkiye bugün din ve mezhep savaşlarının yaşandığı Pakistan, Afganistan, Mısır, Cezayir, Irak, Suriye gibi değilse laiklik ve Cumhuriyet rejimi sayesindedir. Sayın Kahraman laiklikten rahatsızsa, Cumhuriyet rejimini hazmedemiyorsa, çağdaşlıktan rahatsızlık duyuyorsa şeriatın hüküm sürdüğü Suudi Arabistan’a ya da İran’a yerleşsin. Çünkü CHP var olduğu sürece Cumhuriyet de laiklik de demokrasi de var olacak” dedi.

CUMHURİYET’İ KURANLARA KARŞI KİNİNİ KUSTU”

TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın  'Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır' şeklindeki sözlerine sert tepki gösteren CHP Adana İl Başkanı Ayhan Barut, Kahraman’ın Cumhuriyet’e, Cumhuriyeti kuran Atatürk ve arkadaşlarına, demokrasiye, özgürlüğe, insan haklarına karşı içindeki kini, nefreti kustuğunu söyledi.ayhan_barut_il_baskani

“LAİKLİĞİN TANIMA İHTİYACI YOK”

Laikliğin, ulusal bütünlük ile iç barışın, çağdaşlık ile bilimselliğin temel taşı olduğunun altını çizen Barut, Kahraman’ın toplum kesimlerinin tepkisi üzerine laikliğin tanımlanması gerektiği yönündeki sözlerine ise, “Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, ‘Laiklik yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti demektir’ diyerek laikliğin tanımını açık bir şekilde yapmıştır. Laikliğin başka bir tanıma ihtiyacı yoktur” şeklinde yanıt verdi.

“DİN BİREYLER İÇİNDİR”

Dinin bireyler için olduğunu dile getiren Barut, devletin tüm din ve inançlara karşı eşit mesafede olması gerektiğinin altını çizdi. Barut, “Laiklik, insan haklarının kadın-erkek eşitliğinin, çağdaşlığın ve modernleşmenin de güvencesidir. Laiklik aynı zamanda din sömürüsünün önündeki en büyük engeldir. Dinin politika malzemesi olarak kullanılması durumunda Türkiye’ye Suriye, Pakistan, Afganistan gibi olur. Ortadoğu bataklığı, IŞİD ve El-Kaide dini siyasete alet eden zihniyetlerin eseridir. TBMM Başkanı İsmail Kahraman laikliği hedef alan sözleriyle Türkiye Cumhuriyeti’ni Afganistan, Pakistan ya da Irak yapmaya çalışan IŞİD zihniyetine hizmet etmiştir” diye konuştu.

“CUMHURİYET’E İHANET”

Laikliğe karşı olmanın Cumhuriyet’e ihanet anlamına geldiğini kaydeden Barut, laikliğin demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olduğunu vurguladı. Barut, “Laiklik özgürlüktür, demokrasidir, insan haklarıdır, Cumhuriyet’tir. Sayın Kahraman laiklikten rahatsızsa, Cumhuriyet rejimini hazmedemiyorsa, çağdaşlıktan rahatsızlık duyuyorsa şeriatın hüküm sürdüğü Suudi Arabistan’a ya da İran’a yerleşsin. Çünkü CHP var olduğu sürece Cumhuriyet de laiklik de demokrasi de var olacak” şeklinde konuştu.

“TBMM BAŞKANLIĞINA LAYIK OLMADIĞINI KANITLADI”

Kahraman’ın mensubu olduğu AKP iktidarının izlediği politikaların sonucu olarak hemen her gün güneydoğu kentlerinden şehit haberlerinin geldiğini anımsatan Barut, Kahraman’ın TBMM başkanı olarak terörün bitirilmesi konusunda etkin rol oynayabilecek yetkiye sahip olduğuna işaret ederek şöyle konuştu:

“Sayın Kahraman, TBMM Başkanı olması nedeniyle ülkedeki başta terör olmak üzere birçok konunun çözümü noktasında yetkiye ve sorumluluğa sahip. Ancak ne hikmetse Kahraman gencecik evlatlarımızın şehit olmasını önleyecek çalışmalara öncülük yapmak yerine laiklikle uğraşıyor. Türkiye ve halkımız bunları hak etmiyor. Laikliği, demokrasi, Cumhuriyet’i özümseyemeyen İsmail Kahraman Cumhuriyet’in ve demokrasinin simgesi olan TBMM’nin başkanlığına layık olmadığını kanıtlamıştır. Kahraman derhal bu görevinden istifa etmelidir” ifadelerini kullandı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°