“Laiklik, Yobaz Zihniyete Teslim Edilmeyecektir”
SİYASET 28.04.2016 17:36:09 0

“Laiklik, Yobaz Zihniyete Teslim Edilmeyecektir”

“Laiklik, Yobaz Zihniyete Teslim Edilmeyecektir”

TBMM Katip üye CHP Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen, CHP Adana Gençlik Kollarının düzenlediği protesto eyleminde; Yüreğir Gençlik Kolları Başkanı Bedir Sarıkaya, Çukurova Gençlik Kolları Başkanı Ruben Saracoğlu, Gençlik kolları üyeleri Ulaş Eren, Ali Rıza Türk,  Mete Çelebi’nin gözaltına alınmalarına tepki gösterdi.

Elif Doğan Türkmen, yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:elif_dogan_turkmen_chp_adana1

“AKP iktidarı ve zihniyeti; toplumun tüm kesimlerini baskı altına alan ve adeta, korku imparatorluğu yaratan söylem ve eylemleri ile ülkemizdeki kutuplaşmaya her gün yenilerini eklemektedir.

İnsanları dini, dili, ırkı, mezhebi, giyim kuşam tarzı ile ayrıştıran ve kamplaştıran, bireysel hak ve özgürlükleri çiğneyen, kaç çocuk doğurulacağından doğumun nasıl yapılacağına kadar her konuya maydanoz olan bu zihniyet, Meclis Başkanı’nın laiklik karşıtı söylemleri ile de insanları laik-anti laik olarak ayrıştırmakta, toplumu yeni gerginliklere sokmaktadır.

TBMM’de laik Cumhuriyete bağlılık yemini etmiş bir Meclis Başkanının laikliğin ortadan kaldırılmasına yönelik sözleri öncelikle namusu ve şerefi üzerine içtiği yemine ihanettir. Karanlık hedeflerine ulaşmak için gerekirse papaz elbisesini bile giyebileceğini ifade eden bu zihniyet, gerçek yüzünü ve amacını Meclis Başkanı’nın son açıklaması ile bir kez daha dışa vurmuştur.

Doğu ve Güneydoğusunda bir iç savaşın yaşandığı, her gün şehit cenazelerinin kaldırıldığı, sınır illerine düşen roketlerle masum vatandaşlarının hayatını kaybettiği, Büyük şehirlerinde rutin hale gelen canlı bomba eylemlerinin yaşandığı ülkemizde; yeteri kadar gerginlik ve huzursuzluk varken, toplumda yeni hassasiyetler yaratan açıklamalarla neye hizmet ettiklerinin farkındalar mı?

Bu ülkeyi seven her bir vatandaşı; ağır bedellerle elde ettiği, laik demokratik, Cumhuriyetine ve kazanımlarına sahip çıkmak zorundadır. Yedi Düvele meydan okuyan bu birliktelik; karanlığa ve faşizme, yobaz ve takunyalı-gerici zihniyete de teslim edilmeyecektir”

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°