Bugün okullardaki ara tatillerin ne işe yaradığı veya yarayabileceğine değinmeye çalışacağım. Ama dahası çok temel iki soruna ve öneriye yer vereceğim. Liseye geçiş sınavları LGS ve yükseköğretime geçiş sınavları YKS çok geç tarihe ve sonuçta tercihler-kayıtlar yaz aylarına kalmaktadır. Bu durum bütün bir yaz tatilinin hem çocuk ve genç hem de aile için büyük bir strese ezime dönüşmesine yol açmaktadır, tatil tatil olmaktan çıkmakta, strese dönüşmektedir. Okul idarecileri ve öğretmenler için de yeni yıla hazırlık yerine, kayıtlarla uğraşmakla geçmektedir bütün yaz.
Oysa bunlara çok makul çözümler bulunabilir.
Önce tatil nedire yanıt vermeye çalışalım, sonra şehrin, yaz tatilinin nasıl olması gerektiği üzerine görüş paylaşalım.
İş tatili ve eğitim/okul tatili her halde en yaygın iki formu oluşturuyor. İş tatiline memur tatilleri de eklenebilir. Hastalık, doğum, ölüm izinleri de var. Bayramlar da daha genel ortak tatiller sayılabilir.
Milli eğitimde ara tatillerin üçe çıkarılmasında benim de dolaylı katkımın olduğu söylenebilir. Eğitim Sen’in 2016 sonlarında 15 günlük ara tatili de birer haftaya bölerek dört ara tatil, yazla birlikte beş tatil önerisi vardı, bunda katkım olmuştu. Bakanlık 2020’de mevcuda iki ara tatil ekleyerek üç ara tatil yaptı.
Burada tatil sayısından daha çok işlevi önemli. Ara tatillerin ne anlamı var? Yaz tatiline ihtiyaç var mı? Sıklık ve süreleri ne olmalı?
Tatiller herhalde yaşamaktan veya düşünmekten muaf hale gelmek anlamına gelmez. Tatil; daha çok tanımlı işten veya tanımlı sorumluluklardan muafiyet anlamına geliyor. Bayramlar da günlük hiyerarşi ve rutinlerin dışında çıkmak anlamına geliyor. Rahatlatıcı veya dinlendirici olması rutin dışına çıkması, bir miktar da özgürleşme dolayımında oluyor.
İş tatili işe hazırlanmak, okul tatili eğitime hazırlanmak, hastalık tatili sağlığa kavuşmak için mi?
Tatiller dinlenmeden daha çok irade ve hareket serbestisi, özgürlük anlamına geliyor. İnsanı rahatlatıcı olan kısmı bedenden daha çok zihin sayılır, az çok emir itaat otorite ilişkisinin dışında doğru çıkabilmek, mevcut alışkanlık ve mekanların dışına doğru çıkabilmek anlamına geliyor.
Bu özgürleşme insanın yaratıcı düşünmesine, serbest zaman bulup daha derinlemesine ve teorik düşünmesine yardımı olabilir. Öğrenci ve öğretmenlerin kendisiyle yüzleşmesine, okulların hayatın farklı deneyim ve yönleriyle desteklenmesine yardımcı olabilir.
Tüm bunlar için de bazı şartların hazırlanması gerekiyor.
Tatil ve bayramlar anlamlı ama tüketime dönüşmesi yabancılaşması anlamına geliyor. Oysa tatiller rutinlerden, bağımlılıklardan, hatta tüketimden kurtularak daha yaratıcı öğrenmelere dönüşebilir.
En iyi öğrenme hayatta, farkına varmadan öğrenmedir, aynı bir bebeğin pek çok şeyi öğrendiği, bebeklik, erken çocukluk dönemi gibi. Çocuklar erken yaşlarda ayağa kalkmayı, yürümeyi, dili, yüzmeyi, dünyayı, hayatı öğrenir öğrendiğini fark etmeden.
Şehirler, her ev, her sokak, her mahalle çok zengin ortamlar, estetik ortamlar sunmalı ki çocuk duvarlara baktığında, parka bahçeye çıktığında, pazara markete gittiğinde, yolda yürürken öğrensin. Trafik bile çok olumlu bir öğrenme ortamı oluşturabilir, eğer insana saygıyla hareket etmeyi başarabilirsek. Sokak; ağaçlarıyla, bahçe ve çevre düzenlemeleriyle, evleriyle, renkleriyle, tavırlarıyla, çok sıcak estetik bir içselleştirmeye dönüşebilir. Her ağaca özelliklerinin yazıldığı grafikleştirildiği tabelalar koysak, sokağın iklimini anlatan tabelalar koysak, binaların tarihini yazsak, kumun taşın özelliklerini yazsak, güneşin dört mevsim kaçta doğup kaçta battığını yazsak, ne kadar yağış aldığını, hava durumunu, fiziğini, kimyasını, geometrisini, haritasını, insanını, nüfus hareketini anlatsak… farkına varmadan ne kadar çok şey öğrenilir. Müzesi, botanik bahçesi, doğal bahçeleri, fosil müzeleri, jeoloji müzeleri, teknoloji müzeleri, düşünce deneyimleri merkezleri, senfoni-tiyatro-sinemaları, fen deney alanları, havuzları, su deneyleri, hayvanat bahçeleri… şehirler çocuklarımıza ne kadar şey sunabilir.
Öğretme ve öğretme sadece okul duvarları ile sınırlı kalırsa okul realiteden giderek uzaklaşan bir sıkışma sıkıştırma alanına dönüşebilir, oysa teori hayatla birlikte olursa çok daha tümleşik, birbirine dönüştürülebilir bir bilgi beceri haline gelir. Teori hayatı, hayat teoriyi destekler, hepsi birlikte tutum ve değerleri ilerletir
Tatillerden en sorunlusu “yaz tatilleri” gözüküyor. İki sebeple böyle:
Tatiller özgürce yaratıcı deneyim ve alanya escort düşünme olanağına dönüştükçe hem dinlenme hem yenilenme ilerleme dönemi olacaktır. Tatil gibi tatiller olsun. bahçeşehir escort Çocuklarımızın gençlerimizin ufku tatillerde daha da açılsın, farklı dünyalara, uzaya açılalım.
