LİMONDA ERKEN HASAT ÜRETİCİ VE TÜKETİCİYİ VURUYOR
Manşet Haber 26.07.2016 11:06:24 0

LİMONDA ERKEN HASAT ÜRETİCİ VE TÜKETİCİYİ VURUYOR

LİMONDA ERKEN HASAT ÜRETİCİ VE TÜKETİCİYİ VURUYOR

Adana Seyhan Ziraat Odası ve Hal Hakem Heyeti Başkan Vekili Cahit İncefikir, Ülkemizde limon üretiminin yaklaşık 800.000 ton olduğunu, bunun da büyük bir kısmının Akdeniz Bölgesinde üretildiğini söyledi.

Seyhan Ziraat Odası Başkan Vekili Cahit İncefikir, oda yönetim kurulu üyeleri ve Hal Hakem Heyeti yöneticileri ile düzenlediği basın toplantısında, limon üretimi ve ihracatı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Ülkemizde yaşanan darbe girişimine üreticiler olarak tepki gösterdiklerini, demokrasiden vazgeçilmesinin mümkün olamayacağını ifade etti.cahit incefikir_seyhan ziraat  (1)

İncefikir, ülkemizin ürettiği 800 bin ton limonun yaklaşık 450.000 tonunu ihraç ederek 450-500 milyon dolarlık gelir elde ettiğine dikkat çekerek şöyle konuştu:

“ 2015 yılında yatak limonu olarak adlandırılan depo limonunda bir miktar rekolte eksikliği vardı. Ülkemizde kooperatifleşmenin yaygın olmamasından dolayı, fiyat dalgalanmalarından oluşan rant ne yazık ki biz üreticilere yansımamaktadır. Diğer ürünlerde olduğu gibi rant aracılara kalmaktadır. Bugün için, piyasadaki yüksek limon fiyat farkından faydalanmak isteyen, bazı kimselerin, limon meyvesinin hasat olgunluğuna gelmeden, hasat yaptıklarını tespit etmiş bulunuyoruz.

Bu hareketin doğru olmadığını, yeteri kadar meyve suyunun oluşmadığı, meyve üreticisinin gerçekleşmemiş olan limonun, tüketiminde sorun yaşanacaktır ve bu davranış, tüketiciyi aldatmaya yönelik bir davranıştır.

Adana Hal Hakem Heyeti olarak yetkili kurumların hasat izni verilmemiş olan ürünün hasadı yapılmasına şiddetle karşı çıkıyoruz. Halde bu ürünlerin satışını yapacak olan, Hal esnafının bu ürünleri satmamalarını, üreticileri limon meyvesinin erken hasat yapmalarını engellemelerini, yetkililerin bu konuyu Kamu adına takip etmelerini talep ediyoruz.”cahit incefikir_seyhan ziraat  (2)

Seyhan Ziraat Odası Başkan Vekili Cahit İncefikir, üreticilerden kaliteli üretim yapmalarını isteyerek, yeni sezonda hem üretim hem de ihracat artışında rekor beklediklerini kaydetti. İncefikir, Rusya ihracatındaki sıkıntıların giderileceğinden umutlu olduklarını, yaşanan süreçte Uzakdoğu, Asya,Ortadoğu ve Avrupa’da önemli  pazarlar edindiklerini, bunun da kazanç olduğunu sözlerine ekledi.

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°