Liseli tiyatrocular sahnede
Manşet Haber 5.05.2016 00:37:29 0

Liseli tiyatrocular sahnede

Liseli tiyatrocular sahnede

Adana’da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 100. doğum yılı kutlamaları kapsamında geleneksel hale getirilen Liselerarası Tiyatro Festivali 31’inci kez gençleri tiyatroyla buluşturdu.liseliler (1)

Adana Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun  İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’yle birlikte organize ettiği Liselerarası Tiyatro Şenliği, ÇEAŞ Anadolu Lisesi’nin sahnelediği “Senaryo İle Dans” adlı oyunla başladı.
31. Liselerarası Tiyatro Festivali’ne bu yıl 27 lise, 28 oyunla katılım sağladı. 21 Mayıs’a kadar sürecek festivalin ilk akşamında ÇEAŞ Anadolu Lisesi öğrencileri İlke Seferoğlu ve Uğurberk Özkeser’in yazdığı, Fatin Murat Seferbeyoğlu’nun yönettiği “Senaryo İle Dans” adlı oyunu sahneledi. Festivalin ilk oyununda hem sahnedeki, hem de izleyici koltuklarındaki öğrencilere hitap eden Adana Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni İsmail Dikilitaş, Adana’nın bir kültür ve sanat şehri olduğunu belirtip, bu yıl 31’incisi organize edilen Liselerarası Tiyatro Festivali’nin de bunun en büyük kanıtları arasında bulunduğunu vurguladı. liseliler
GENÇLERİMİZ SANAT SAYESİNDE DAHA İYİ YETİŞİYOR
İsmail Dikilitaş, “Adana’nın kültür mozaiğinin bir parçası olan Liselerarası Tiyatro Festivali, çeyrek asrı aşkın mazisiyle birçok tiyatro sanatçısının yetişmesine katkıda bulunmuş ve çok sayıda gencimizin sanatla tanışıp, daha pozitif, daha üretken, daha vatansever ve daha erdemli yetişmesine vesile olmuştur” dedi.
Dikilitaş, kültürel ve sanatsal etkinliklere büyük destek veren Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü başta olmak üzere festivalde emeği geçen kurumların yöneticilerine, okulların idarecileri, öğretmenleri ve öğrencilerine teşekkür etti. Dikilitaş, festival kitapçığının Adana Şehir Tiyatrosu gişesinden ücretsiz olarak temin edilebileceğini sözlerine ekledi.
HANGİ LİSE HANGİ OYUNU SAHNELEYECEK?
31. Liselerarası Tiyatro Festivali’nde ÇEAŞ Anadolu Lisesi “Senaryo İle Dans”, Şehit Temel Cingöz Anadolu Lisesi “Komşu Köyün Delisi”, Ak Gören Çok Programlı Anadolu Lisesi “Kayıp Hayatlar”, Adana Ticaret Odası Anadolu Lisesi “Bir İmza İçin”, Abbas Sıdıka Çalık Anadolu Lisesi “Artiz Mektebi”, ÇEAŞ Anadolu Lisesi “Yüreğimde Türküler”, Dr.M. Feyyaz Etiz Anadolu Lisesi “Martı”,  Barbaros İMKB Anadolu Lisesi “Türkçem Eyvah”,  Şehit İdari Süelkan Mesleki ve T.A.L. “Medeniyetin Yedek Parçası”, Özel Altıneller Mesleki ve T.A.L. “Boşluk”, İlhan Atış Anadolu Lisesi “BKM ve Güldür Güldür Prog.”, Seyhan İMKB Fen Lisesi “Maskeliler”, Adana Erkek Lisesi “Yarınlara Geç Kalmadan”, Kurttepe Endüstri Meslek Lisesi “Salak Oğlum”, Mehmet Özöncel Anadolu Lisesi “Artiz Mektebi”, Fatih Sultan Mehmet M.T.A.L. “Töre”, Borsa Anadolu Lisesi “Komşu Köyün Delisi”, Bahtiyar Vahabzade Sosyal Bilimler Lisesi “Meraki (Hastalık Hastası)”, Seyhan Rotary Anadolu Lisesi “Sınavsız Hava Sahası”, TOKİ Şehit Ozan Onur İlgen Anadolu Lisesi “Korkuluk”, Adana Anadolu Lisesi “Ah Şu Büyükler”, TOKİ Köprülü Anadolu Lisesi “Komşu Köyün Delisi”, Adana Kız Lisesi “Aşkımız Aksaray’ın En Büyük Yangını”, Piri Reis Anadolu Lisesi “Deliler Bayramı” ve “Ah Şu Gençler” adlı oyunlarla yer aldılar.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°