Loğoğlu: Gazilerimizin mağduriyeti giderilmeli
Manşet Haber 17.10.2012 12:32:53 0

Loğoğlu: Gazilerimizin mağduriyeti giderilmeli

Loğoğlu: Gazilerimizin mağduriyeti giderilmeli

Adana(Ulus)--Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu, Türkiye'nin güvenliği, bağımsızlığı ve özgürlüğü için fedakarlık yapan gazilerin toplumsal ve ekonomik durumlarının iyileştirilmesinin TBMM'nin ve kamuoyunun üzerinde dikkatle durduğu konulardan biri olduğunu bildirdi.
Aile ve sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin tarafından yanıtlanması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) soru önergesi veren Loğoğlu, 'Gazilerimizin toplumsal ve ekonomik durumlarının iyileştirilmesi için yapılan bazı düzenlemeler vardır. Fakat bu düzenlemeler, Gazilerimizin taleplerini karşılamaktan ve bu konudaki yapısal sıkıntıları aşmaktan ne yazık ki uzaktır' diye konuştu.
'KARMAŞIK BİR YAPI VAR'
Gazilerin sorunlarına ilişkin olarak yaptığı araştırmalarda Gaziliğin tanımından, Gaziler arasında ayrımcılığa yol açan uygulamalara kadar uzanan ve her geçen gün yeni mağduriyetler üreten karmaşık bir yapıyla karşılaştığını vurgulayan Loğoğlu, 'Bu karmaşık yapı, muharip Gazilere ek olarak, Gazilerimizi 'terörle mücadele gazileri' ve 'vazife malûlü gaziler' olmak üzere ikiye ayırmakta ve Gazilerimizin haklarını bu ayrım üzerinden, farklı yasal mevzuatlarla düzenlemektedir. Bu durum Gazilerimiz arasında eşitsizlikler yaratmakta ve vicdanları kanatmaktadır. Özellikle vazife malûlü Gazilerimizin yaşadığı mağduriyet endişe verici boyutlardadır. Toplumumuz bu soruna sosyal devlet ve eşitlik anlayışıyla bir çözüm bulunmasını istemektedir' dedi.
YANITLANMASI İSTENEN SORULAR
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun Bakan Şahin tarafından yanıtlanmasını istediği sorular şöyle:
'-Sadece resmi törenlerde hatırlanmaktan şikayetçi olan Muharip Gazilerimiz 19 Eylül Gaziler Günü'nün resmi tatil olmasını talep etmektedirler. Bu yönde bir çalışmanız var mıdır?
Gazilik tanımının net olmadığına ve bu durumun Gazilerimizin sayısının net olarak tespiti ve hakları bağlamında sorunlara yol açtığına yönelik beyanlar vardır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı'nın Gazilerimizin sayısına ilişkin farklı açıklamaları mevcuttur. Gaziliğin tanımına ilişkin farklılıkları ortadan kaldırmaya yönelik bir çalışmanız var mıdır?
- 5434 sayılı Emekli Sandığı Yasası'na tabi olan vazife malûlü Gazilerimizle, 3713 ve 2330 sayılı yasalara tabi olan terörle mücadele malûlü Gazilerimizin arasında sahip oldukları haklar bakımından farklılıklar mevcuttur. Örneğin, vazife malûlü Gazilerimiz kira yardımı almazlar, maaşları daha düşüktür, çocuklarının okullarda kontenjan ve burs hakkı yoktur ve iş hakları yoktur. Bu eşitsiz durumu düzeltmek için Bakanlığınızın yaptığı çalışmalar var mıdır? Varsa bunlar nelerdir?
- Vazife malûlü polislere tanınan faizsiz konut kredisi hakkının vazife malûlü askerlere tanınmadığı doğru mudur? Doğruysa bu durumun gerekçesi nedir?
- 'Operasyon sırasında bir asker kendini ayağından vurursa terörle mücadele gazisi oluyor. Fakat, ben kendi birliğimin içinde eğitim sırasında bir kaza kurşunuyla yaralanırsam vazife malûlü oluyorum.” ifadesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Afyon'daki cephanelik patlamasında şehit olan askerlerimizin aileleri Terörle Mücadele Şehitlerimizin aileleriyle aynı haklara mı sahiptir? Aynı patlamada yaralanan askerlerimiz vazife malûlü gazi midir?
- Rütbeli bir asker terör malûlü olduğunda maaşı emsal maaş üzerinden devam etmekte ve ünvanı yükselmektedir. Fakat, aynı rütbeli asker, askerlik görevini yaparken bir kaza geçirirse vazife malûlü olmakta ve emsal maaş alamamaktadır. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?- Muharip gaziler, terörle mücadele gazileri ve vazife malûlü gazilerin hakları arasındaki farklılıklar, sosyal devlet ilkesi ve eşitlik anlayışıyla bağdaşmakta mıdır?'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°