Lozan Fatihi İsmet İnönü anıldı
Manşet Haber 25.12.2015 19:24:07 0

Lozan Fatihi İsmet İnönü anıldı

Lozan Fatihi İsmet İnönü anıldı

Adana(Ulus)-- Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın silah arkadaşı, 2. Cumhurbaşkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 2. Genel Başkanı İsmet İnönü aramızdan ayrılışının 42. yıldönümünde özlemle anıldı.

adana_ismet_inonu_anildi (1)İnönü Parkı’ndaki anıtı önünde gerçekleştirilen anma törenine Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, CHP Seyhan İlçe Başkanı Abeydullah Kolcu, Çukurova İlçe Başkanı Yüksel Erdoğan, Yüreğir İlçe Başkanı İsmet Yüksel, Sarıçam İlçe Başkanı Celal Güven, CHP İl Başkan adayları Av. Battal Özer, Ayhan Barut, kadın ve gençlik kolları yönetimleri ile partililer ve yurttaşlar katıldı.

CHP Adana İl Başkanı Gökhan Yağ yaptığı konuşmada, İsmet İnönü’nün Cumhuriyet tarihinin en önemli kişiliklerinden biri olduğunu vurguladı.

LOZAN FATİHİ

Ulusal Kurtuluş Mücadelesi sonrasında imzalanan Lozan’da sürdürülen barış antlaşmaları görüşmelerinde “Yeni dünya kurulur Türkiye de o dünyada yerini bulur” yaklaşımıyla emperyalizme ve emperyalist ülkelere karşı tavrını açık bir şekilde koyan İsmet İnönü’nün, yüz yıllık hesapların görüldüğü diplomatik kurtlar sofrası olan Lozan’da; Sevr’in yırtılıp atılmasında, Türkiye’nin tapusu ve var oluş belgesi olan Lozan Antlaşması’nın dünyaca kabul edilmesinde etkin, öncü bir görev üstlendiğini anımsattı.

BÜYÜK ASKER, DAHİ DİPLOMAT

Bu nedenle “Lozan Fatihi” olarak anılan İnönü’nün büyük bir asker, dahi bir diplomat, içi insan ve vatan sevgisiyle dolu mütevazı, istikrarlı, dürüstlük ilkesinden hiç ayrılmamış bir insan olduğunu belirten Yağ, “Örnek yaşamı, güvenilir kişiliği, çağdaş düşünce anlayışıyla yalnız dönemine değil, bugünümüze ve yarınlarımıza ışık tutan İsmet Paşa’mızı derin bir saygı, ödenmez bir gönül borcuyla ve rahmetle anıyoruz” dedi.

“ÜLKE VE ULUS DÜŞMANLARI İLE MÜCADELEDE BİZLERİ YÜREKLENDİRİYOR”

İsmet İnönü’nün “Bu toplumda en tehlikeli insan ehliyetsiz fakat yetkili insandır” sözleriyle adeta günümüzü tarif ettiğini aktaran İl Başkanı Gökhan Yağ, şöyle konuştu:

“O, bugün de ülke ve ulus düşmanları ile mücadelede bizleri yüreklendiriyor. İnönü ‘Bir memlekette namuslu insanlar namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memleket için kurtuluş yoktur’ diyordu. 91 yıllık yaşamını ülkesi ve devleti için çalışarak geçiren, ilkeleri, kararları ve düşüncesiyle Türk devrimlerinin başarıya ulaşmasını sağlayan büyük devlet adamı İsmet İnönü’yü aramızdan ayrılışının 42. yılında saygı, rahmet ve özlemle anıyoruz.  Ruhu şad olsun.”

Yağ’ın konuşmasının ardından katılımcılar İnönü’nün anıtına karanfiller bıraktılar.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°