Madalyalı Atlet Şampiyonaya Adana’da Hazırlanıyor
Manşet Haber 19.02.2014 11:42:45 0

Madalyalı Atlet Şampiyonaya Adana’da Hazırlanıyor

Madalyalı Atlet Şampiyonaya Adana’da Hazırlanıyor

milli_atletAtletizm Milli Takımı Antrenörü Süleyman Altınoluk, 7-9 Mart tarihleri arasında Polonya’nın Sopot Kenti’nde gerçekleştirilecek “Dünya Salon Şampiyonası” için hava koşulları ve tesisleri mükemmel olan Adana’da hazırlanacaklarını söyledi.

Altınoluk, 2012 Londra Olimpiyatları’na da Adana’da hazırlandıklarını anımsatarak, Kenya’da gerçekleştirdikleri ve yeni döndükleri kamptan memnun olmadıklarını, Adana’nın kendilerine uğurlu geldiğini ve çalışma koşullarının çok iyi olduğunu kaydetti. Altınoluk, şöyle devam etti:

“2012 Olimpiyat Oyunlarına da Adana’da hazırlanmıştık. Rakım çalışmalarını Kayseri Erciyes’te, diğer çalışmaları da Adana’da gerçekleştiriyoruz. Polonya’da gerçekleştireceğimiz Dünya Salon Şampiyonası’na hava koşulları, kamp eğitim merkezleri, yatakhanesi, saunası, fitness salonu, yemekhanesi mükemmel olan Adana’da hazırlanacağız. Burası ev ortamında, 5 yıldızlı otel konforunda harika bir tesis. İl Spor Müdürü Fazlı Bayram Hadi ile Kamp Eğitim Merkezi personeline teşekkür ederiz.”

-“4 SPORCUDAN DA MADALYA BEKLİYORUM”-

2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda 1500 metrede gümüş madalya kazanan, Avrupa ikincisi, Balkan Şampiyonu Gamze Bulut’un performansının zirvesinde olduğunu ifade eden Altınoluk, “Gamze’de Adana’yı çek seviyor. Buradaki çalışma ortamını beğeniyor. Yakın hedefte Polonya’da gerçekleştirilecek Dünya Salon Şampiyonası’nda Gamze’nin yeni bir madalyaya kavuşacağına inanıyorum” dedi.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°