Madencilerde ihracat hedefi 2.5 milyar dolar
Manşet Haber 2.04.2013 13:21:20 0

Madencilerde ihracat hedefi 2.5 milyar dolar

Madencilerde ihracat hedefi 2.5 milyar dolar

İZFAŞ İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat İşleri Ticaret A.Ş. tarafından düzenlenen MARBLE- 19. Uluslararası Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarına katılan maden ihracatçıları, bu yıl hedefi 2.5 milyar dolara çıkardılar.

madenciler_ihracati2012 yılında Türkiye'nin doğaltaş ihracatının 1 milyar 902 milyon dolar olarak gerçekleştirildiğine dikkat çeken Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Arslan Erdinç, 'Marble 2013 ziyaretçi ve dünyanın dört bir tarafından gelen ithalatçıları düşünüldüğünde çok etkili bir fuar oldu. Fuarda Ortadoğu, Rusya, Kuzey Afrika, Uzakdoğu başta olmak üzere dünyanın her tarafından çok yoğun bir ziyaretçi akını yaşandı. Fuara gösterilen bu ilgi sayesinde, yıl sonunda 2.5 milyar dolar rakamına ulaşabileceğimizi düşünmeye başladık. Sektörümüzde talepte artışları yaşandığını görüyoruz, bu sebeple arzı arttırmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz, tanıtım faaliyetlerimize devam ederek alım heyeti organizasyonlarıyla sektörümüzü hareketlendireceğiz” diyerek görüşlerini ifade etti.

Marble- 19. Uluslararası Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’na yönelik eş zamanlı gerçekleşen, 4 kişiden oluşan heyet Özel Nitelikli Alım Heyeti kapsamında ülkemizi ziyaret etti.  Heyette Brezilya Doğaltaş Federasyonu Başkanı Mauro C. Varejao, Hindistan Devlet Başkanı Politika Danışmanı ve Milletvekili Prof. H. N. Sharma, World Stone Congress, 2013 India / Dünya Doğaltaş Konferans Organizatörü Guru Shastrimath ve Azeri EL. N Project, Design, Construction Ltd. firmasının sahibi Adil Khalilov yer aldı.

İzmir fuarına yönelik olarak Birliğimizce 2001 yılından bu yana Alım Heyeti Programları gerçekleştirildiğini belirten Arslan Erdinç,”2001’den bu yana bu fuara yönelik Alım Heyeti Programları yapıyorduk, ancak bu sene farklı olarak, TİM ve EİB koordinasyonunda Özel Nitelikli Alım Heyeti de gerçekleştirdik. Hindistan Devlet Başkanı Politika Danışmanı ve Milletvekili Prof. H. N. Sharma ile beraber Hindistanın uyguladığı kotanın kaldırılmasına yönelik girişimlerimiz devam ediyor. Ayrıca alım heyeti sırasında Azerbaycan’dan gelen Azeri EL. N Project, Design, Construction Ltd. Firması ülkenin en büyük alıcılarından biri idi” dedi.

Dünya pazarlarının değiştiğini ancak Çin’in hala pazardaki değerini koruduğunu belirten Erdinç, 'Dünyadaki ekonomik kriz yeni pazar araştırmalarına girmemize ve Çin, Hindistan, Brezilya, Afrika, Rusya, gibi yeni pazarlarda kendimize yer bulmaya çalışmamıza sebep oldu. Her zaman söylediğimiz gibi Çin bizim en etkili pazarımız haline geldi. Hindistan ile kotaları kaldırabilirsek büyük bir pazara daha sahip olabileceğiz” dedi.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°