Mahalle Kültürü Yok Oluyor
Manşet Haber 17.06.2016 12:48:06 0

Mahalle Kültürü Yok Oluyor

Mahalle Kültürü Yok Oluyor

Adana(Ulus)--TBMM KİT Komisyonu Üyesi ve CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş, başta bakkal ve büfeler olmak üzere küçük esnafın yaşadığı sıkıntıları TBMM gündemine taşıdı. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’ye Adana’da kapanan bakkal ve büfe sayısını soran Özdiş, küçük esnafı destekleyecek hangi projelerin hayata geçirilmesinin planlandığının açıklanmasını istedi.

Özdiş, Bakan Tüfekci’nin yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, Türkiye genelinde 2011 yılından Mayıs 2016’ya kadar 83 bin 499 bakkal ve büfenin kapandığının belirtildiğini vurguladı. Ekonominin gidişatı ve AVM’lerin her mahallede açılıyor olmasının insanları AVM ve zincir marketlere yönlendirdiğini ifade eden Özdiş, “Çoğu zincir marketin bir kısmının veya tamamının yabancı sermayenin elinde olduğu düşünüldüğünde, ekonomi açısından daha da kötü yılların bizi beklediği düşünülebilir. Market ve büfe kültürü mahalle kültürünü yaşattığı için, kapanmalarıyla beraber dolaylı yoldan mahalle kültürü yok olmakta, insanlar birbirine uzaklaşmaktadır” dedi.

KAÇ BAKKAL VE BÜFE KAPANDI?

Adana’da kaç bakkal ve büfenin kapandığının açıklanmasını isteyen Özdiş, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın 2011 yılından bu yana kapanan 83 bin 499 bakkal ve büfeyle ilgili ne düşündüğünü sordu. Küçük esnafın yıldan yıla yok oluşu, AVM ve zincir marketlerle rekabet edememesi hakkında Bakanlığın görüşünün açıklanmasını isteyen Özdiş, şu soruları yöneltti:

“1-Kapanan yaklaşık 84 bin bakkal ve büfe hakkında bakanlığınızın görüşü nedir?

2-Adana ili için bu istatistik nasıl gerçekleşmiştir?

3-Küçük esnafın yıldan yıla yok oluşu, AVM ve zincir marketlerle rekabet edememesi hakkında düşünceleriniz nelerdir? Esnafı destekleyici projeler yapmayı düşünüyor musunuz?

4-Mahalle kültürünün yıldan yıla yok oluşunda, insanların yalnızlaşıp komşuluk ilişkilerinin zayıflamasında önemsiz gibi görünse de bakkal ve büfeden yapılan alışverişlerin etkisi büyüktür. Bu anlamda toplumu mahalle esnafından alışveriş yapmaya teşvik edici çalışmalar yapmayı planlıyor musunuz? “

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°