'MANEVİ DANIŞMANLIĞIN' (DİNİ SPİRİTURALİZMİN) MANEVİYATSIZLIĞI: ÇOCUKLARIN TİNİNİN DİNLE TESLİM ALINMASI

'MANEVİ DANIŞMANLIĞIN' (DİNİ SPİRİTURALİZMİN) MANEVİYATSIZLIĞI: ÇOCUKLARIN TİNİNİN DİNLE TESLİM ALINMASI


İşin arka planı binlerce yıllık mücadeleye dayanıyor, aktüel çerçevesi “değerler eğitimi” altında insan tininin yok edilmesi veya daha yumuşak bir anlatımla ele geçirilmesi programına dayanıyor. En güncel hali ise daha başkanlık seçimi biter Kocaeli vip escort
bitmez, hatta seçim öncesinden, “manevi danışmanlık” altında binlerce imamın/vaizcinin okullarda görevlendirilmesi yoluyla çocuklarımızın tininin çok ağır bir saldırıyla karşı karşıya olmasıdır.





İşin aslı anlaşılmazsa, ne yapıldığı ve yapılmak istendiği anlaşılmazsa saldırı kolayca galebe çalacaktır. Dinci diyanetçi “değerler eğitimi” veya “manevi danışmanlığın” insanının ve insanlığın tinine ne yaptığını anlamak için insanın tinsel yanı olup olmadığını, insanın tinsel yanının ne anlama geldiğini anlamak işin en kritik ayağını oluşturuyor.




Kayseri vip escort


İNSAN TANIMI VEYA TARİFİ YETERLİ Mİ? TİNSELLİK MAHİYETTEN Mİ?





İnsanın ontolojik antropolojik tanımı nedir, tanım zor olsa Konya vip escort
da tasvir ve tarifi nelerdir? İNSAN “a-fiziki, b-kimyevi, c-biyotik (üçü birden biyofizyolojik), d-psişik, e-sosyal” bir hayvandır, canlıdır, varlıktır dendiğinde tanım yeterli midir?





Buraya kadar olan tasvir veya tarif tıbbi olarak yeterli olabilir de insanı tarif ve tasvir etmeye yeter mi?





 “f-teorik, bilmek isteyen, olanı/anlamını/hakkı bilmek isteyen, bütünü/hakikati bilmek isteyen, gerçeklik/hakikat arayışında olan, g-düşünen, değerlendirme yapan, gerçeği gerçek olmayanı, sahiyi sahteyi, hakkı haksızlığı, önemliyi önemsizi, doğruyu yanlışı, güzeli çirkini ayırt etmek isteyen, h-ahlaklı, haklı/önemli/iyi/doğru olmak isteyen, adil olmak, hakkını almak/vermek isteyen, i-politik, amaç koyan ve güden/gerçekleştiren, j-sanatçı yaratıcı, biçimlendirmek/üretmek isteyen” bir hayvandır, canlıdır, varlıktır. 





Buraya kadarı (f’den j’ye) olanı eklesek insan tasvir veya tarifi için yeterli olur mu? İnsan aynı zamanda “k-özgür, hürriyet isteyen, l-ölümsüzlük arzulayan” bir varlık da değil mi?





Dahası bu eklenenler de yeterli mi? İnsan tüm bunlar için “m-garanti, sigorta arayan” da bir hayvandır, canlıdır, varlıktır.





Bu f’den başlayarak sayılanlar insanın TİNSEL/manevi yanları altında toplanabilir mi?





İnsanın tasviri, tarif veya daha iddialı olarak tanımı şu şekilde sayılabilir: “İnsan biyofizyolojik, psişik, sosyal, tinsel” bir canlıdır, varlıktır.





‘TİNSEL/MANEVİ DANIŞMANLIK VE REHBERLİK’ PSİŞİK VEYA DİNSEL OLANA İNDİRGENEBİLİR Mİ?





Bu “manevi danışmanlık ve rehberlik” aslında önemli bir realiteyi açığa vuruyor. İnsanın aynı zamanda tinsel/manevi bir varlık olduğunu, insanın dünyanın bilgisini, manasını, hakikati, hakkı, adaleti, özgürlüğü, ölümsüzlüğü aradığı, değerli, amaçlı bir varlık olduğu gerçeğini gösteriyor.





Psişik rehberlik ve danışmanlıktan farklı olarak, insanın sosyal yanından farklı olarak, aynı zamanda tinsel yanları da bulunuyor.





Buradaki en kritik sorular; insanın tinsel yanı tinsellik eğitimi mümkün mü, nasıl olmalı, manevi danışmanlık ve rehberlik tinsel yanını zayıflatır mı, destekler mi, nasıl sorulardır.





DİN: İNSANIN TİNSEL (MANEVİ) YANLARININ GARANTİ EDİLMESİ ADINA ELE GEÇİRİLMESİ





Sakarya Üniversitesi “Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Ana Bilim Dalı Tezsiz Yüksek Lisans Programı” tanıtım sayfasında şöyle bilgi veriyor: “Diyanet İşleri Başkanlığının hastaneler, Kredi Yurtlar Kurumu yurtları, ceza ve tutukevleri, yaşlı bakım ve huzurevleri, yetimhane ve yetiştirme yurtları, dezavantajlı bireylere yönelik manevi destek hizmetleri ve aile rehberlik bürolarında görev alan/almak isteyenlerin ihtiyaç duydukları yeterlilikleri geliştirmeye yönelik eğitim verilecektir.  Programı tamamlayanlar 25/10/2019 tarih ve 30929 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Mesleki Yeterlilik Kurumunun Manevi Danışman 6. Seviye Ulusal Meslek Standardı’nda belirlenen yeterliliklere uygun diploma hakkı elde edecektir.” “Manevi danışmanlık danışanların inanç dünyalarının hayatlarına etkilerini fark etmelerine destek olan ve onların din veya maneviyatla ilişkilendirdiği sorunlarıyla başa çıkmalarında modern danışma teknikleri ile dini ve manevi yöntemleri birlikte kullanan bir meslek alanıdır.”





Mesleki Yeterlilikler Kanunu da bu tür programlar da, MEB değerler eğitimi ile ilgili müfredat belirlenimleri de “kök değerler”, “din ve maneviyat” odaklı bulunuyor.





Kaldı ki “din” hangi olguya karşılık veriyor diye sorulsa, dinin odağı nedir diye sorulsa, dikkat edilirse din insanın biyofizyolojik yanıyla, hatta psişik ve sosyal yanlarıyla o kadar uğraşmıyor veya bunlara dolaylı olarak değiniyor; esas odağını “mana” kısmı, insanın “tinsel” yanı oluşturuyor.





Buradaki ana sıkıntı tinin; sonuçta total bir dünya anlayışı sunan kültürel semboller, inançlar, pratikler bütünü olan dine teslim edilip edilemeyeceğidir veya bu süreçteki yerinin ve anlamının ne olacağıdır.





RUHBANLIK KURUMU MÜRŞİT VEYA DİNİ İRŞAT: TİNİMİZİ BİR ‘ŞIHA/RUHBANA’ TESLİM ETMEK





Meselenin özü Müslümanlar arasında yaygın kabul gören “Her Müslüman’ın bir mürşidi olması” iddiasından kaynaklanıyor. Hatta Suudi Arabistan, her ülkeye gelen Müslüman’a bir Suudi emini şart koşuyor. İran-Şia geleneğinde de her Şii bir Ayetullah’a bağlı olmak zorunda. Alevi geleneklerinde de benzer dedelik vb. yaygın durumda.





“MEZHEP” anlayışı da bu temel kabulden geliyor, Sünnilerin illa da bir Sünni mezhebe bağlı kalmayı zorunlu sayması, bunların içinde belki de en yumuşağını “hanif kalma/Hanefiliğin” oluşturduğu söylenebilir.





Farabi’ye ve İbn Sina’ya karşı, İbn Rüşt’e karşı, yani insanın kendi aklının/tininin kendine yeterli olduğu, başka bir insana bağlanmanın neredeyse şirk oluşturacağı yorumuna karşı Gazali’nin yorumu onları küfürle suçlamak olmuştur. Akıl yetersizdir, dini irşata, bunun için mürşitlere ihtiyaç bulunmaktadır.





DİN, TELKİN, MİSTİFİKASYON ÇOCUĞUN/İNSANIN TİNSEL GELİŞİMİNİNE KARŞI TİNİNİN ELE GEÇİRİLMESİ





“Değerler eğitimi” veya “manevi danışmanlık” altında dini esasta yapılanlar, maalesef değerler eğitimi veya manevi danışmanlık değil, dini dinci ideolojik telkindir.





İnsanın tinsel varlık alanının en ciddi karşıtı “mistifikasyon” sayılır. Din bunun en yaygın formudur. Din ve mistifikasyon; insanın bilme, düşünme, değerlendirme, hakka saygı/ahlaklı olma, üretici/sanatçı olma, eleştirel yaratıcı düşünme, seçenekleri görebilme, doğru karar alma ve eyleme, kendi amaçlarını koyma ve gerçekleştirme, özgürleşme, kalıcılaşma arayışlarının “sahte ve hazır” bir reçeteye bağlanmasıdır.





Bir çocuk veya insanın yerine bir başkası idrak edebilir, onun yerine anlayabilir, bilebilir, düşünebilir, onun amaçlarını ereklerini koyabilir, onun yerine yaşayabilir mi? Bu hem kendisinin hem de o kişinin/çocuğun tinsel olarak yok edilmesidir. Dini hazır reçete veya manevi danışmanlık altında telkin etmek, çocukların/ insanın tinsel/manevi yanının ele geçirilmesi ve yok edilmesidir.





Kök, hatta tek hakiki rehber veya referans din yapılınca tin özgür tin olmaktan çıkmakta, toptan dine bağlanmış olmaktadır.





RESMİ ‘MÜRŞİTLİK/ İRŞAT KURUMU’





Dahası bu şekilde her çocuğa kadar ulaşacak şekilde irşat/mürşitlik kurumsallaşması resmi olarak inşa edilmeye çalışılmaktadır. Bu yapılanlar bir “MÜRŞİTLİK KURUMSALLAŞMASI”/dayatmasıdır, yasal olarak çoktan oluşturulmuş ve şimdi pratikte yaygınlaştırılmaktadır.





Bırakınız danışmanlığı, tüm toplum resmi olarak mürşide bağlanmaya/ mürşit zorunluluğuna zorlanmaktadır.





ON MİLYONLARCA RUHBAN: İMAM HATİPLER, İLAHİYATLAR, HAFIZLIK, DİNİ KURSLAR…





Daha temel bir soru; yatılı Kur’an kurslarına, tekkelere tarikatlara, hafızlık kurslarına, medreselere (imam hatip ortaokullarına, imam hatip liselerine, ilahiyatlara gönderilen çocuk ve gençlerin durumu, bizzat “imam” olarak atananların durumudur.





Okullardaki manevi danışmanlık altında dinci telkinden söz ederken daha arka planda on  milyonlarca insanın bizzat “telkinci”, bizzat “ruhban” haline getirildiği daha ağır bir durumdur; on milyonlarca çocuğumuzu/insanımızı zaten şimdiden telkine kurban vermiş bulunuyoruz, on milyonlarca telkinci yetiştirilmiş bulunuyor. Bu tür uygulamalarla bizzat devlet eliyle aynı zamanda ruhbanlığın yaygınlaştırılması ve kalıcılaşma sağlanıyor, yetiştirilen ruhban zümresine alan yaratılmaya çalışılıyor.





İMAM HATİP MEZUNLARININ LİYAKATSİZ ATAMASI: RUHBANLARIN KURUMLARI ELE GEÇİRMESİ





Propaganda ve dinciliğin daha yaygın formu “bireysel” düzeyde olanın ötesinde “KURUMSAL” dincileşmedir. RESMİ düzeydeki her din kursu, Diyanetin din kursları, MEB’e bağlı din okulları (imam hatipler), YÖK’e bağlı ilahiyatlar, imamların/imam hatiplilerin/ilahiyat kökenlilerin resmi kurumlara atanması KURUMSAL RUHBANCILIK anlamına gelmektedir.





Kurumsal ruhbanlığın bir başka ayağı resmi kurumların dışında dini organizasyonlardır, bunlar bile resmi kurumsallaşmadan bir derece daha dar sayılır.





“Resmi” organlar olan Diyanet veya MEB altında yapılanlar en üst düzeyde kurumsal ruhbanlıktır, din telkinidir, tinin ele geçirilmesidir.





Dahası diğer tarikat veya dini cemaatleri de dahil ederek totaliter eğilimler göstermektedir.





RESMİ DÜZEYDE TİNİ ELE GEÇİREN HER TÜR TELKİNE/ RUHBANLIĞA KARŞI DENGE DENETİM İLKESİ: LAİKLİK





Açıkça yazılı olsun veya olmasın, sonuçta kamusal alanda resmi etnosantrizme, dogmatizme, dinciliğe/ruhbanlığa karşı denge denetim sistemi, çocukları ve toplumu koruyucu hukuk “laiklik” ilkesidir.





Her tür telkine, dinci cinsiyetçi ideolojik dayatmaya, manevi rehberlik veya belli bir inanç/din zorlamalarına, dinci atamalara derhal son verilmelidir, her tür ön yargıya, ayrımcılığa, dayatmaya karşı tinin etkinliği ve hürriyeti kamusal olarak garanti edilmelidir.





İnsanların tini ile değil, tin düşmanlığı ile mücadele edilmelidir. Bunun en önemli aracı özgürlüklerdir, tinsel özgürlüklerin sağlanmasına yönelik devlet düzeyinde temel bir ilke ise laikliktir.





‘TİNSEL/ MANEVİ’ REHBERLİK, ‘DEĞERLER EĞİTİMİ’ NASIL OLABİLİR: HÜRRİYET VE BİLİM/FEN, FELSEFE, SANAT, YAŞAMA





“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir” pozitivist sözüne bir düzey daha eklenmelidir. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir, felsefedir; yaşamak yaşatmak ahlaktır, politikadır, sanattır”.





Çocuklarımız, her bir insan kendi tinini ancak kendisi gerçekleştirebilir. Tin özgür olacak ki kendini gerçekleştirebilsin.





“Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” nesiller tinin özgürlüğüdür, tinsel özgürlüğe bağlıdır. Hepsi birden irade özgürlüğüdür, tinsel özgürlüklerdir.





Telkin veya birilerinin manevi danışmanlığı bu tinsel özgürlüğün ele geçirilmesidir, Kuçuradi’nin tespitiyle telkin temel bir insan hakkı ihlalidir.





İşin özü, bu dinci “Manevi Danışmanlık ve Rehberlik” (dini spiritualizm) aslında maneviyatsızlığı getiriyor, tinselliği esir alıyor, çocukların ve insanın tininin dinle yok edilmesi anlamına geliyor. İnsanımıza, aklımıza, bilimimize, irademize, düşüncemize, felsefemize, sanatımıza, ahlakımıza sahip çıkalım; çoluk çocuğumuzu, toplumu, TİNİMİZİ TELKİNE (dine/mürşit görünümlü imama/ hocaya/ ruhbana, dogmatizme) TESLİM etmeyelim.



Adnan Gümüş

9.06.2023 12:42:07

YAZARLAR


KAYIP ALTIN KEMER ŞAMPİYON GÜREŞÇİDE

ULUSLARARASI FOTOĞRAFLAR ADANA TEPEBAĞ’DA GÖRÜCÜYE ÇIKTI

ÇALIŞANLAR ARTIK ‘RUH SAĞLIĞI İZNİ’ DE ALIYOR!

ABB BAŞKANI MEZUN OLDUĞU LİSAYİ ZİYARET ETTİ

TEKİN: MUHTARLARIMIZLA HİZMET SÖZLEŞMESİ YAPACAĞIZ

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA REKOR MERT DEMİR KONSERİNDE

BU BESİNLER, ALZHEİMER VE PARKİNSON RİSKİNİ AZALTIYOR!

"YANGINDAN MAL MI KAÇIRIYORSUNUZ?"

DÜNYA SANAT GÜNÜ’NDE ÜÇ SANATÇIYA ÖDÜL

İLACA ERİŞİM ENGELLENEMEZ!

BİRİKTİRME HASTALIĞI BELİRTİLERİ!

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALINDA HER GÜN ETKİNLİK

A.KADİR KAÇAR YAZDI/ DDY ÇILDIRMIŞ OLMALI...

TARKAN, YARININ KÖYLERİ İÇİN ADANA’DA

“ŞİDDET EN YAKICI SORUN HALİNE GELDİ”

“SEYHANLILARA VERDİĞİMİZ SÖZÜ TUTACAĞIZ”

SEYHAN’DA AK PARTİ’DEN 3 İSİM MHP'DE